Onu öldürüyor translate Russian
134 parallel translation
- Onu öldürüyor!
Оно убивает капитана!
Onu öldürüyor.
Дай ему как следует! Убей его.
Bu rekabet onu öldürüyor.
Соперничество убивает его.
Cassiopeia, bunlar onu öldürüyor zaten.
йассиопеиа, бяисйетаи се йяисилг йатастасг.
Onu öldürüyor Gus.
Он убьёт его, Гас.
- Kadın onu öldürüyor.
- Она убила его.
Bu kahrolası merdivenler onu öldürüyor.
Эти блядские ступеньки его убивают.
Birden onu öldürüyor.
Потому что вдруг он ее убивает.
Karısını aldatıyor. Bu planı tamamlamak yerine onu öldürüyor, kardan onun payını alıyor.
Так вот, вместо того, чтобы завершить эту аферу... он ее убивает, забрав ее долю прибыли.
- Yaparsak onu öldürüyor olacağız.
Если мы вот так вот заберём его, мы его убьём.
Onu öldürüyor.
Он убивает её.
- Onu öldürüyor.
- Он убивает ее.
Biri içeride onu öldürüyor! " safhasına geçirecek şey.
Ее же там убивают! "
Onu öldürüyor!
- Он убивает его!
Onu öldürüyor. İçinde mi?
Его что-то разъедает изнутри.
- Onu öldürüyor.
- Он убивает его!
Buraya geliyorlar, saldırgan ona tecavüz ediyor ve onu öldürüyor. Cesedini süslüyor, sonra cenaze ateşini yakıyor.
Они приходят сюда, что бы выполнить задуманое, преступник насилует и убивает его,... украшает тело, затем устраивает ему погребальный костер.
Ya da kirlendiğini hissedip onu öldürüyor.
- Или чувствует себя грязным, и убивает его.
Onu öldürüyor.
Он убивает ее.
Babam beni kurtarmak için onunla bir anlaşma yaptı ve şimdi bu onu öldürüyor.
Мой отец заключил с ним сделку, чтобы спасти меня, и теперь это убивает его.
Adam bir kaçık. İlk önce köpeğinin kendisini kovaladığını sanıyor. Ve onu öldürüyor.
Говорил, что их собака хочет загрызть его и убил несчастную.
Doğru teşhis koyduk ama tedavi onu öldürüyor.
Значит... мы были правы на счет диагноза, и лечение по этому диагнозу убивает ее.
Kötü haber, sigarayı bırakması onu öldürüyor.
Плохая новость, это убило его.
Şu anda onu öldürüyor olabilirdim.
Я бы мог уже его убить.
Düşük basınç onu öldürüyor.
Низкое давление убивает его.
O yer, onu öldürüyor.
Это место убивает ее.
Jack, bu onu öldürüyor.
Джек, эта тварь убивает её.
Onu öldürüyor.
Оно его убивает.
Kalbini sıkıyor. Onu öldürüyor.
Сжимает сердце.
Şeytan kanı onu öldürüyor.
Дьявольская кровь убивает его!
Kendi başımıza geldik, arkadaşımızın söz yüzüğü onu öldürüyor.
Мы пришли сюда потому, что твое чертово кольцо чистоты убивает нашего друга.
- Onu öldürüyor!
- Это её убивает!
Onu öldürüyor.
Это убивает её.
- Onu öldürüyor.
Оно убивает капитана!
Eğer onu kağıt oyununda kaybetmemiş olsaydınız, şimdi öldürüyor olur muydu?
Нет, не помню. Не проиграй вы его в карты, стал бы он сейчас убивать?
Onu becerip bizi öldürüyor.
Нас убивает, а с ней спит.
Onu öldürüyor!
Кто-нибудь! Он кончит его!
- Onu öldürüyor!
Он его убивает!
Yani aynı şey onu hem öldürüyor,.. .. hem de hayatta tutuyor.
То, что его убивает, одновременно не даёт ему умереть.
Onu mahkum eden jüri üyelerinin çocuklarını öldürüyor.
Он убивает потомков присяжных, которые его осудили.
Onu ne öldürüyor?
Что его убивает?
Tedavimiz onu iyileştireceğine öldürüyor.
Наше лечение не делает ему лучше, оно убивает его.
Wilson durmadan insanları öldürüyor, kimse onu dava etmiyor.
Уилсон убивает людей налево и направо, но никто его не засуживает.
Demek ki gerçekleşemeyecek bir ölüm seçtiğimiz zaman Kira onları direkt olarak kalpten öldürüyor. Bu yüzden geçen hafta, eğer kaza ya da bir hastalıktan öldüreceğini söylemezsek onu en kolay doğal yolla öldüreceğini söylemiştim.
мы указали невозможные условия смерти И Кира убил их при помощи обычного сердечного приступа.
Bana her baktıklarında sanki onu tekrar öldürüyor gibiyim.
Каждый раз, когда они смотрят на меня, я будто снова его убиваю.
Ve ne zaman bir kadına yaklaşsa sonunda onu boğarak öldürüyor tıpkı benim gibi.
Но каждый раз когда он сближается с человеческой женщиной все заканчивается удушением и ее убийством, и это ощущение с которым я знаком.
Onu insan ırkı öldürüyor.
- Человечество уничтожает ее.
Kadını yanına alıp, zorla alıkoyup, ona işkence edip ; nihayetinde, onu da öldürüyor.
Похищает женщину, держит её в заложниках, пытает... в конечном счёте убивает.
Ama onu seviyorsun ve bu da seni öldürüyor.
Но ты любишь ее, и это то, что тебя убивает.
Şuna bak, belirsizlik onu öldürüyor..
Посмотри-ка на это.
Tanrım... Onu böyle görmek beni öldürüyor.
Мне совершенно невыносимо наблюдать за его страданиями.
onu öldürüyorsun 17
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öldürdün 172
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öldürdün 172
onu öptün mü 17
onu öldürmek istiyorum 19
onu öldürmek istedim 16
onu öldürme 43
onu öldürdünüz 18
onu öldürmek 19
onu öldürdü 49
onu öldürecek misin 26
onu öldürün 23
onu öldürdün mü 48
onu öldürmek istiyorum 19
onu öldürmek istedim 16
onu öldürme 43
onu öldürdünüz 18
onu öldürmek 19
onu öldürdü 49
onu öldürecek misin 26
onu öldürün 23
onu öldürdün mü 48