Tanımıyorum translate Russian
5,121 parallel translation
Ben oradakileri tanımıyorum.
Я не знаю их.
- Hayır, tanımıyorum.
Нет, нисколько.
Birkaç tane de daimi müşteri vardı. Tanımıyorum.
Плюс пять завсегдатаев, их не знаю.
Buralarda bu isimde birini tanımıyorum.
Нет, я никого не знаю с этим именем.
- Bunların hiçbirini tanımıyorum.
Я не знаю никого из них.
Ben bile kendimi tanımıyorum.
Даже я себя не знаю.
Tanımıyorum.
Я не... я не знаю.
Sizi tanımıyorum. Ancak ben dünyayı daha iyi bir yer yapan kişinin biz değil de bir başkası olduğu bur dünyada yaşamak istemiyorum.
Не знаю как вы, народ, но я не хочу жить в мире, где кто-то другой делает мир лучше.
Tanımıyorum onu.
- Вообще-то, я его не знаю.
Konuşuyorum ama aslında seni tanımıyorum bile.
Разговариваю с тобой об этом, а я ведь даже тебя не знаю.
- Biliyorum sizi tanımıyorum ama...
- я вас, конечно, не знаю, но...
Tarafları hiç tanımıyorum, beni bu suça iten herhangi bir şey yok ve bu kapıdan çıkınca bu insanları bir daha görmeyeceğim.
Я не знаком ни с кем из вовлечённых сторон у меня нет мотива, и когда выйду отсюда никто из этих людей не попадётся мне на глаза снова.
İşsiz bir oyuncunun tekiyim ve o kadını da tanımıyorum ama bir şey sorabilir miyim?
Я всего лишь безработный актер, и я не знаю эту даму, но можно я спрошу?
- Hayır, tanımıyorum.
Нет.
Bak, zamanını kahrolası bir kedi için harcayacak çok fazla insan tanımıyorum.
Слушай, у меня не так много людей, чтобы тратить время на сотни часов болтовни из-за сраной кошки.
Hayır, bu Gacha denen adamı tanımıyorum.
И нет, я не знаю никакого такого Гачу.
Seni o kadar iyi tanımıyorum ama mirketler çok akıllıdır. ve akrepleri yiyebiliyorlar.
Я тебя не очень хорошо знаю, но они умные и едят скорпионов.
- Tanımıyorum bile.
Я даже не знаю, кто она!
Seni tanımıyorum bile adamım.
Но я тебе даже не знаю, парень.
Bunu tanımıyorum bile.
Я даже не знаю кто это.
Henüz onu o kadar tanımıyorum.
Не очень хорошо его знаю.
Marnie, değil mi? Hayır, değil ve seni tanımıyorum ve öğrenmek de umurumda değil.
Никто никогда не решит переехать в Айову, но я рада, что ты счастлива.
- Hiç Samoalı kız tanımıyorum ki.
- Я не знаю ни одной девушки с Самоа.
Sadece Jersey'e bir kuponum var ve orada kimseyi tanımıyorum.
Мне дали билет до Джерси, но у меня там никого нет.
Ben, hepinizi tanımıyorum ama "Yaşasın'ın" geldiğini hissediyorum.
Не знаю, как вы, а я слышу, как откуда-то доносится "гип-гип ура".
Ben onu tanımıyorum.
Я её не знаю.
Bir adam. Tanımıyorum.
Я не знал его.
Bu adamları tanımıyorum. Hiçbir yere de gitmiyorum..
Я не знаю этих людей!
Gerçekten, seni tanımıyorum evlat.
Честно... я тебя не знаю, сынок.
Ben bu geleneği tanımıyorum.
Я не признаю́ эту традицию.
Adamı gerçekte pek tanımıyorum.
В действительности, я едва знаю этого человека.
Onu tanımıyorum.
Я его не знаю.
- Bak, seni tanımıyorum ama onu tanıyorum.
- Слушай, я не знаю тебе, но я знаю ее.
- Tanırım sanıyorum, evet.
Думаю, да.
Ancak seni çok iyi tanıyorum, ben de haklı olabilirler diye hazırlık yaptım.
Но я слишком хорошо тебя знал, так что я подготовился, на случай, если они окажутся правдивыми.
Boşanıyorum ve çocuklarım artık beni tanımıyormuş gibi bakıyor bana.
Я развожусь и мои дети смотрят на меня, как будто больше меня не знают.
Sana yardım edebilecek birini tanıyorum.
Я знаю одну девушку, которая поможет тебе с этим.
Senin karınla arkadaşım. Senin çocuğunu tanıyorum.
Я дружу с твоей женой, знаю твоего ребенка.
Tanrım, daha adamla tanışmadım ama şimdiden kıskanıyorum.
Господи Иисусе, я ещё даже не знаком с парнем, а уже ревную.
Sizi tanımıyorum.
Я вас почти не знаю.
Narkotik'tekiler dışında sadece karımı ve Medellín'deki polisleri tanıyorum.
Я разговаривал только со своей женой, коллегами и теми колумбийскими копами.
Aman Tanrım. Bu Freckles. Onu tanıyorum.
О боже, это же Веснушка.
Zira seni tanıyorum arkadaşım Ethan Chandler. Senin içini görüyorum.
Зная вас, мой друг мистер Чендлер, я смотрю вглубь вас,
Zira seni tanıyorum arkadaşım Ethan Chandler.
Я знаю вас, друг мой, Итан Чендлер.
- O kadını tanımıyorum.
Знать ее не знаю.
Tanıştığımızdan beri aynı kitapçıda çalışıyorum ama götümü sallamazsam daha fazla devam edemeyeceğim.
Я работаю в том же книжном с нашей первой встречи, но меня уволят, если не потороплюсь.
- Sanırım onu tanıyorum.
- Кажется, я его знаю.
Kadını tanımıyorum.
Не знаю её.
Hiç tanışmadınız mı gerçekten? - Hayır! - Sanmıyorum.
Но тебе нужно делать... что-то и для души.
Sizinle hemfikir olmadığım anlamına gelmez ama Jamie'yi tanıyorum Peder.
Не хотелось бы спорить с вами, брат, но я знаю Джейми.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Полагаю, мы незнакомы.