Uyandı translate Russian
11,338 parallel translation
İlk uyandığımda, konuşamamıştım.
Когда я впервые пришёл в себя, то не мог разговаривать.
Bu koğuşu terkedin, bu adamı terkedin tüm bu davayı uyandığınızda yasal kariyeriniz ve ününüzün külleri altında gözlerinizi açmak istemiyorsanız hemen terkedin.
Покиньте эту палату, этого человека, оставьте позади это дело, пока вы не очнулись погребенным под шестью футами пепла, который был вашей репутацией и многообещающей карьерой.
Ve birisi uyandı.
И один уже пришел в себя.
Ama sonra alevleri kontrol edemediğini fark ettin ve aileni uyandırmadan kaçtın.
Но ты не смог их контролировать, и ты сбежал, не разбудив семью.
Ve dediğin gibi kimseyi uyandırmadan kaçtım.
Я выбежал, никого не разбудив, как ты и сказал.
Uyandın demek.
О, ты очнулась.
- Çünkü bütün kadınlarda kuvvetli bir arzu uyandırıyorum.
- Потому что я ведь вызываю непреодолимое желание у всех женщин.
- Erken uyandım çünkü başım ağrıyordu.
Ну, я рано проснулся, потому что у меня болела голова.
Uyandı.
Он очнулся.
Pornocu bıyığıyla göz kırpman yanlış bir intiba uyandırıyor sanırım.
Это подмигивание с усами как у порноактера создает неверное представление, я полагаю.
Uyanmışsın! Madem uyandın, sana soracaklarım var.
И раз ты встала, у меня есть к тебе несколько вопросов.
Hayranlık uyandıran bu methiyeyi böldüğüm için kusura bakmayın ama cenaze levazımatçısıyla görüşmeye geldim.
Мне жаль прерывать ваши хвалебные речи, но мне нужно увидеть директора похорон.
Ama uyandığımda yalnız değildim.
Но когда я проснулась, я не была одинока.
- O kadar ayığım ki ölebilirim. - Çocukları uyandırdın.
- Такой трезвый, что хоть вешайся.
Şu anda önünde duruyorum. Ve sana söylüyorum, bir Protestan kilisesinde salı öğleden sonraya göre çok fazla şüphe uyandıran şeyler dönüyor. Sen ne...
Я стою перед ней прямо сейчас и я вам говорю, что тут очень много всего подозрительного для вечера вторника в протестантской церкви чт вы там..?
Burada uyandık.
Мы проснулись здесь.
Öğrencilerden birinin babası King of Prussia AVM'sinde uyandı.
Отец одной из жертв очнулся возле торгового центра "Король Пруссии".
Uyandığında arabasını ve çocukları bulamadı.
Он увидел, что беты и машина пропали.
Ama uyandığımda daha iyiydim.
Но когда я проснулся, мне стало лучше.
Seni sabah uyandırırım.
Ладно. Я разбужу тебя утром.
İnsanda ağlama isteği uyandıran şeyler güzel geliyor.
Чёрт... настолько, что хочется плакать.
- İlk kez uyandın.
Ты впервые просыпаешься.
Uyandın mı?
Ты встаёшь?
Uyandıysan, revire geri dönebilirsin.
Если ты в состоянии, ты можешь вернуться в лазарет.
Sabaha köpek boku gibi uyandım.
С утра чувствовал себя дерьмово.
Her ne olduysa beni uyandırdı.
Что бы там ни было, это разбудило меня.
- Selam. - Uyandırdığım için üzgünüm.
Привет.
- Daha yeni uyandık be.
- Я только проснулся.
Ivar uyandı.
Ивар проснулся.
Deneğe yeterli miktarda anestezi verildi. Uyandığında kalıcı etkileri olabilir.
Подопытная получила достаточно анестетика, но вот когда она очнётся... побочный эффект может быть перманентным.
Masada uyandığını söyledi.
Она сказала, что проснулась на столе.
Bu hap bende sır söyleme isteği uyandırdı.
Эта таблетка заставляет меня делиться секретами.
Sonra da öldüm. Böyle uyandım.
А потом я умерла... и очнулась в этом теле.
- Uyandı.
- Что это значит?
- Uyandırmanızı rica edeceğim.
Вынужден попросить вас разбудить его.
Kabul salonunda beklerseniz onu uyandırırım.
Если вы подождете в гостиной, я его разбужу.
İnsanlar her zaman heyecan uyandıran detayları öğrenmek ister.
Люди обожают страшные подробности.
Komşuları uyandıracağı kesin.
Соседей разбудишь... это точно.
- Yok daha yeni uyandım.
— Нет, только проснулся.
Peter Townsend'in Londra'ya dönüşü ile Prenses'in kararı arasında geçen 19 gün büyük merak uyandırmıştı.
19 дней, прошедшие с возвращения Питера Таунсенда в Лондон до объявления решения принцессы были периодом напряженного ожидания.
O yüzden uyandır şunu yoksa ben uyandırırım.
Так что буди его, или я займусь этим.
Bir şeyleri uyandırdın Athos!
Ты разбудил кое-что в Атосе!
- Beni uyandırdın.
- И разбудил меня.
Nasıl yemek yediğinizi, nasıl uyuduğunuzu, nasıl uyandığınızı nasıl spagetti pişirdiğinizi nasıl öpüştüğünüzü, şarkı söylediğinizi, seviştiğinizi otobüse nasıl bindiğinizi, evlendiğinizi hep biliyorum.
Я снимаю, как вы едите, спите, просыпаетесь, как готовите спагетти. целуетесь, поете, занимаетесь любовью, ездите на автобусе, женитесь.
Yapma, uyandıracaksın.
Не надо... Ещё разбудишь.
Bu sabah yanında uyandığım kadın... Hayatımın geri kalanını birlikte geçirmek istediğim kadın o işte.
Я бы хотел провести всю жизнь с женщиной, с которой проснулся этим утром.
Bir gün gün uyandım, soğuk ve soluk tenliydim.
Проснулась однажды. Холодная, седая.
Trixie'yi uyandırma.
Не разбуди Трикси.
- Birileri uyandı.
Привет. Кто-то проснулся.
Ölüm bende merak uyandırıyor.
Смерть интригует меня.
Onu uyandırman lazım.
Он же прямо перед нами.
uyandım 69
uyandığında 36
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30
uyandığında 36
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30