Uyandır onu translate Russian
193 parallel translation
Orada donabilir. Uyandır onu. Hayır!
Он замерзнет, разбуди его.
Uyandır onu!
Приведите его в себя!
Uyandır onu.
Разбуди ее.
- Uyandır onu.
- Разбудите его
Bu durumda hemen onunla konuşmak istiyorum. Uyandır onu.
Тогда я поговорю с ним сейчас.
Uyandır onu.
Разбудите его.
- Uyandır onu!
- Разбуди его обратно!
- Uyandır onu.
Разбуди его.
Uyandır onu. Gitmesini söyle.
Разбуди его, скажи, чтобы шёл отсюда.
Onu gecenin bir yarısı uyandırırsak kızacaktır.
Если мы его разбудим, он будет страшно раздражен.
Rosita eğer onu erken uyandırırsak doğum günü şarkısını bozmuş oluruz.
Если мы разбудим её слишком резко, это испортит праздничную песню.
Sizin için onu uyandırırım.
Аза кем? Можетза акушеркой?
Uyandır onu!
Буди его!
Evleneceğiz. Onu kahvaltı için uyandırıyorum.
Я хочу разбудить ее, пора завтракать.
Onu uyandırıp, işe başlatacağız.
Мы его разбудим, пусть работает.
Her uyuya kaldığında uyandırıp onu buraya getirin.
Как только он заснет, будите его и приводите сюда.
Çabul ol, onu uyandır!
Скажи, что это важно!
Uyandır onu.
Будите его.
Evet, ama sanırım onu uyandırdım.
- Ага, но я думаю, я разбудил его. - Ты всё записал?
Onu uyandırırsan kıçına tekmeyi basarım.
Разбудишь его, и я надаю тебе по заднице.
Eudora Fletcher toplantıya Zelig de katılır diye umut eder.Eğer onu görürse... kendisine beslediği duyguların Zelig'i uyandıracağını düşünür.
Эйдора Флетчер надеется... что там может быть Зелиг, и что если она столкнет его... с большим чувством, которое он всегда испытывал к ней, он проснется.
Uyandırın onu.
Эй! Давай!
Kyoami, onu uyandır!
Кёами! Разбуди его!
Oh-oh, Sanırım onu uyandırdık.
O-oо, я думаю мы кого-то разбудили.
Kamyonla gelip onu uyandırırsın.
Потом вернешься на своей машине и разбудишь ее.
Uyandır onu!
Мне нужно выяснить, где она!
Onu kontrol altına alacaktır. Uyandığında, normal davranmaya çalış.
Тогда он будет под контролем.
Tanrım, sanırım onu uyandırdım.
- О, Господи! Я, кажется, его разбудил. Надо побыстрее.
Tanrım, sanırım onu uyandırdım.
О, Господи!
Evet, çünkü burada... Onu uyandırıp sonra da bir kafese tıktık.
Мы его разбудили, а потом заперли в клетке.
Dikkatini verirsen, belki onu uyandırırsın.
Сконцентрируйся, и ты пожалуй призовешь его.
Yattı. Onu uyandırıp da, üzmeyeceksin, anladın mı?
ќн спит. "€ не хочу будить его и сводить его с ума." ы мен € пон € л?
Öyleyse onu uyandırıp veda etmemiz en iyisi olacak.
- Я думаю, нам надо его разбудить и попрощаться.
Uyandırın onu önce.
Надо её разбудить.
Onu görmemizi istemezdi....... fakat içmiş olurdu ve bir şeye çarpıp herkesi uyandırırdı.
Он не хотел, чтобы мы его видели... но он был пьян, и врезался во что-нибудь, разбивал это, и тогда все просыпались.
Ama hepimizde onu memnun etme isteği uyandırıyor.
И для него не существует слова "нет".
Onu uyandırabilirsek kabuslar biter ve gerçeklik eski yerini alır. Ama bunu hemen yapmalıyız.
Если мы сможем его разбудить, думаю, кошмары прекратятся, и реальность вернется.
Bay Kennedy, Bay Hornblower'ın işlerin nasıl döndüğünü anlaması lazım, Onu her yarım saatte bir uyandır sabah ve akşam ben tersini söyleyene kadar.
Г-н Кеннеди, чтобы г-ну Хорнблоуэру легче было усвоить кто здесь главный, вы будете будить его каждые пол-часа, днем и ночью до тех пор, пока я не велю вам прекратить.
Onu uyandırın.
Будите.
Hayır, onu biz uyandırdık, biz durduracağız.
Мы его разбудили и мы должны его остановить.
- Uyandı. Onu ben alırım.
- Oна проснулась.
- Uyandırın onu.
Разбуди его.
Anca bir deprem onu uyandırır.
Его разбудит землетрясение.
- Öyleyse onu uyandır.
- Так разбуди его.
Bunun gibi yarada, acı onu uyandırırdı.
Боль от такой раны должна была ее разбудить.
- Bilemezsiniz. Isırığın onu uyandırıp uyandırmayacağından herhangi bir derecede emin olamazsınız, değil mi?
- Вы не можете утверждать с какой-либо степенью уверенности, что укус должен был ее разбудить, не так ли?
Onu uykudan uyandıran inandırıcı rüyalar.
- Да, но это не мотив к её убийству.
- Onu uyandıracağım. - Hayır Rachel.
- Думаю, что я ее сейчас разбужу.
- Uyandırın onu. bana odasını gösterin.
Разбудите его, пропустите меня к нему.
Yerinizde olsam onu uyandırırdım.
На вашем месте... я бы её разбудил.
- Parr ve Shannon. Uyandırın onu ve konuşturun.
Потрясите его, как следует.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104