English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ U ] / Uzaklarda

Uzaklarda translate Russian

420 parallel translation
Bu ayrılığın gerçekleşeceği günler... çok uzaklarda değil.
Думаю этот день близок... когда такое разделение будет возможно.
Öylesine uzaklarda.
Всё так далеко.
Son geldiğinde, çok uzaklarda olacağım.
Когда наступит конец, я буду далеко от вас.
Böyle hayaller kurmak için uzaklarda olmana gerek yok.
Вам необязательно было идти на службу, чтобы мечтать вот так.
Ama çok iyi geldi, kendimi çok uzaklarda hissettim.
Как это? Я ударила его бутылкой по голове.
Birkaç günlüğüne uzaklarda olacağım.
Уезжаю через несколько дней.
Uzaklarda Paris'te.
Он в отъезде в Париже.
- Babam uzaklarda iken oldu.
- Это случилось, когда папы не было.
Bundan önce biz çoktan uzaklarda olacağız, dostum.
Прежде, чем это случится, мы будем далеко отсюда, старина.
Çok uzaklarda.
Очень далеко.
Çok uzaklarda.
ћы далеко ушли от него.
Senin için uzaklarda 3 yıl hasret çekti.
Три года чах из-за нее.
Kuzeyde, çok uzaklarda, o mağarada genç bir tanrı uyur.
Далеко на севере, в пещере, спит юный бог.
çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... sanki dalıp gitmiş sırdaşlar... bu cansız, yavan dekordan çok uzaklara... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış... bu frizden uzaklara... üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... sana kavuşmak için adeta... zengin ahşap kaplamalı duvarlar arasında... ustuka, silme, tablolar... aralarından geçtiğim çerçeveli gravürler... seni beklerken içlerinde çoktan... kendimi bulduğum... şu an senin huzurunda bulunduğum mekândan... çok çok uzaklarda ;
к безмолвным залам, где отзвук шагов поглощается коврами, столь тяжелыми, столь плотными, что ни единый отзвук шагов не долетает до его собственного уха, как если бы само ухо было далеко, далеко от ковров, очень далеко от этого тяжеловесного и пустого убранства, далеко от этого замысловатого орнамента, стелющегося под потолком, с его ветвями и гирляндами, словно старинной листвой, как если бы сам пол был еще песком или гравием, или каменными плитами, по которым шел я вперед, как бы навстречу вам, меж этих стен, отягощенных деревянными панелями, гипсом, лепниной, картинами, гравюрами в рамках, среди которых я шел вперед,
Bir iş için uzaklarda olacağım.
Я уезжаю...
Yanı başındaki varken uzaklarda aramak niye?
Почему нужно где-то искать то, что лежит у тебя под дверью?
Yaşarken bile çok uzaklarda yaşadığımı hissediyorum.
Я живу сейчас, но мне кажется, что мгновения моей жизни уже в далёком прошлом.
Birgün bu züppelerden biriyle evlenip uzaklarda bir yere kapatılacağını düşünmek! . Evleneceksin!
Придет время, и тебя запрут в клетке, с таким вот красавчиком, как этот.
Birçok galakside ulaşabileceğinizden çok çok uzaklarda.
Во многих галактиках далеко за вашими пределами.
Gelecek yıl bu zaman hatta belki yarın uzaklarda olacaksın.
В следующем году, может бьIть даже завтра, тьI будешь далеко отсюда.
Uzaklarda olsam da sana duyduğum sevgi Eldorado'ya duyduğum nefretten büyüktü.
Несмотря на расстояние, моя любовь преодолеет ненависть, которую я испытываю к Эльдорадо.
Ayrıca çok uzaklarda, Amerika'dalar.
Это было далеко, в Америке.
Uzaklarda olmak istesem bile olamam.
Нет, даже если хотел бы, то не смог бы уехать далеко.
Uzaklarda mı?
Она в отъезде?
Belki uzaklarda bir yerde susuzluktan ölüyor olabilirler- -... şeytani kayaların üzerinde ve sen ve ben burada kahrolası soğuk biralarımızı içiyoruz.
Может, они погибают от жажды... на этой адской скале и... а мы с тобой сидим тут, и как ни в чем не бывало, попиваем холодное пиво.
Elbette, dolar savrulan günler çok uzaklarda kaldı.
В те времена доллар стоил гораздо больше чем сейчас.
Dr. Wilbur çok uzaklarda.
Доктор Вилбур слишком далеко.
Kanatları için. Bir kumrunun kanatları için. Uzaklarda.
О, за крыльями, за голубиными крыльями далеко, далеко я бы забрела.
Kanatları için. Bir güvercinin kanatları için. Uzaklarda.
О, за крыльями, за голубиными крыльями далеко, далеко, далеко, далеко
Uzaklarda bir yerde...
Куда-нибудь далеко-далеко...
On sene, İmparatorun uzaklarda olması için uzun bir zaman.
10 лет - это слишком много, чтобы скрываться от всех.
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında,... belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor ve bizim Güneş dediğimiz bu yıldıza bakarken ve eğlenirken, bir an için,... hakkımızda ileri geri sözler sarfediyor olabilirler.
Быть может, возле одной из этих светящихся точек в нашем небе кто-то совершенно непохожий на нас в задумчивости рассматривает звезду, которую мы называем Солнцем, и хотя бы на миг предается невероятным фантазиям.
Hayır, çok daha uzaklarda galaksinin dış kenarında.
Нет. Мы находимся вот здесь, на периферии, на окраине галактики.
Bizi oluşturan madde çok uzun zaman önce çok uzaklarda bir kırmızı dev tarafından üretildi.
Материя, из которой мы состоим, была создана очень давно и очень далеко в недрах звезд-красных гигантов.
Ama çoğu, beni hala uzaklarda arar.
Но многие по-прежнему меня разыскивают.
Acaba uzaklarda bir yerlerde birlikte saklanıyorlar mıdır?
А вдруг другие таятся где-то далеко-далеко?
* Çok uzaklarda
Вдалеке,
Gittikleri yeri bilmesem de, kurtların uzaklarda vahşi bir yerde yeni bir başlangıç yaptıklarına inanıyordum. Çünkü peşlerini bırakıp, gidişlerini izlememiştim.
Я думаю волки ушли куда-то в дикие и далёкие места, хотя точно не знаю, ведь я повернулся и не смотрел им вслед.
Senin başka bir ailen var, uzaklarda.
У тебя другая семья, далеко отсюда.
Ve adam ilk kez, evden uzaklarda olmayı diledi.
И вот тогда, ему в первый раз захотелось оказаться далеко-далеко,
Bu görevi başarabilmek için o kişinin yıldızların bizden çok çok uzaklarda olduğunu ve yıldızların gökyüzünden düşen ve bir çoğunun bize çok yakın olduğu lambalar olduğunu kabul etmesi gerekir.
Такое путешествие может быть совершено только в том случае, если мы примем звезды, которые мы видим по ночам, за огромные, удаленные от нас на гигантское расстояние миры, а каждому из нас известно, что звезды - это всего лишь прикрепленные к небу фонари, большинство из которых находятся очень близко к нам.
Bizim için,... belki de, kökenimizi en iyi açıklayan teori,... uzayda çok uzaklarda yer alan bir diğer dünyanın varlığıdır.
Для нас, возможно, лучшим объяснением нашего происхождения является эта идея о другом мире, расположенном далеко в космосе.
Gerçeği yaşayan adamı bulmak için uzaklarda aranmayın, kendi içinize bakın.
Не ищите вовне, возвратитесь в себя, поскольку во внутреннем "я" обитает правда.
Hayır, buradan uzaklarda, Afrika'da bir hastahanede askerdim.
Не мог, я лежал тогда в госпитале в Африке.
Uzaklarda gözüme bir şey ilişti ağaç kütüğü zannettiğim cılız bir belirsiz şekildi.
Вдалеке, что-то привлекло мой взгляд. тонкий темный силуэт, который я принял за дерево.
Uzaklarda bir çalılıkta saklanıyorsa, orayı yak.
Если он исчезнет, сожги его.
Uzaklarda bir yerlerde.
Где-то далеко.
Tahminen üzerinde kamp kurabileceğimiz bir tepe buluruz. Senin pis kokan hayvanlarının rüzgarından uzaklarda.
Полагаю, мы найдём холм, где разбить лагерь, где-нибудь против ветра от ваших вонючих животных.
Çok uzaklarda olsan bile evinin yolunu asla unutma.
Не забывай где твой дом, даже когда ты далеко.
Alice ve ben, uzaklarda olacağız. "
Алиса и я.
Çok uzaklarda.
Страшно далеко.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]