English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Vardı

Vardı translate Russian

88,196 parallel translation
İlk olarak, senin taklidini iyi yapmış ve ikinci olarak tam zamanında vardın.
Во-первых, он очень хорошо скопировал тебя, а во-вторых, тебя нашли как раз вовремя.
Bir süredir vardı.
Уже некоторое время. Просто я не знала...
Ama kapsülüm rotadan çıktı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüş ve Superman olmuştu.
Но мою капсулу сбило с курса, и к тому времени, как я добралась, мой кузен уже вырос и стал Суперменом.
Çünkü geçen gece hapishaneye gelen tek ziyaretçi vardı, ama o da Lillian Luthor'u ziyaret etmeye gelmişti.
Потому что единственным посетителем вчера в тюрьме был посетитель Лилиан Лютор.
Kalkanım vardı.
У меня был щит.
Her zaman başka bir taraf vardır.
Всегда есть другая сторона.
Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyüyüp Superman olmuştu.
Но мою капсулу сбило с курса, и к тому времени, как я добралась, мой кузен уже вырос и стал Суперменом.
Kadınlar üzerinde öyle bir etkim vardır.
Так я влияю на женщин.
Daxam'da bu yaratıklar için sıfır hoşgörü politikası vardı.
На Даксаме мы не уважали этих существ.
- Mars'ta da buna benzer bir adet vardı.
У нас на Марсе была такая же традиция.
Marslıların psişik güçleri vardır.
Мы, марсиане, владеем телепатией.
14 yaşındayken Elisa Wilkey diye bir arkadaşım vardı.
У меня была подруга в 14 лет, Элиса Вилкей.
- Umarım iyi bir sebebin vardır.
- Надеюсь, у тебя есть причина.
Kurallarda vardı.
Таковы правила.
Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüş ve Superman olmuştu.
Но мою капсулу сбило с курса, и к тому времени, как я добралась, мой кузен уже вырос и стал Суперменом.
Kurallar bir sebepten ötürü vardır.
Правила существуют не просто так.
Vardık.
Мы прибыли.
Ve Polis Merkezleri, babamın kanun yaptırımıyla olayı vardı, Sanki bütün... bilemiyorum.
Полицейские участки, у моего отца проблемы с законом, и всё это просто...
Senin etkin vardır, eminim.
Я уверена, это - твое влияние.
Anladım, ben de seni incitmesinden nefret ediyorum, ama ilişkilerinde inişleri ve çıkışları vardır, Kara.
Я понимаю, и мне жаль, что он обидел тебя, но в любых отношениях есть хорошие и плохие времена, Кара.
Beni üç kağıda getirmek için bir sürü fırsatın vardı.
У тебя было куча возможностей, чтобы выдать меня.
Her ne aptalca şey yapmışsa, eminim kendine has sebepleri vardır.
Какую бы глупость он ни сделал, я уверен... У него есть причины.
Aslında planlarım vardı ama iptal ederim.
Хотя у меня есть планы, но я их отменю.
Eminim burada olmamasının iyi bir nedeni vardır.
Я уверена, есть веская причина, почему она все еще не пришла.
O zaman onun gerçekten bütün isteğinin senin mutlu olman olduğunun farkına vardırabilirsin.
И тогда ты поймешь, всё, что она хочет - это чтобы ты был счастлив.
Kraliyet hanedanlığımız bin yıl ayakta durdu çünkü insanların emirlerimize ve liderliğimize ihtiyaçları vardı.
Наш королевский дом стоял тысячу лет, потому что людям нужен наш порядок. И наше руководство. Наш дом пал бы.
Ve emirlerin vardı.
И у вас был приказ.
Ama beş yıllık tanışmışlığımız vardı.
Но мы общаемся уже пять лет.
Benimle beraber eğlencen vardı.
Со мной ты веселилась.
Randevumuz vardı.
У нас встреча.
Ve sonra farkına vardım ki nano sürüyü yanlış hayvan türünde modelliyormuşum.
И тогда я понял, что моделировал нано-рой по неправильному животному.
Her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır.
За каждым великим человеком стоит сильная женщина.
Ve oraya vardığımda, Lillian onun odasını sanki iş gezisine gitmiş gibi topluyordu.
И когда я приехала туда, Лилиан прибирала его комнату, как будто он был в командировке.
Bana güvenen biri vardı.
Были люди, которые надеялись на меня.
Hayır, çok fazla elektromanyetik parazit vardı.
Нет, слишком много электромагнитных помех.
Çünkü onların da bizim gibi aileleri vardı.
Потому что у них были семьи, как наши.
Sevdikleri vardı.
Люди, которых они любили.
Ama haklı olduğun bir nokta vardı.
Ты была права только в одном.
Güreş antrenmanım vardı.
У меня была тренировка по рестлингу.
Bir saniye sen... Önceden mi enfeksiyonun vardı?
Стой, ты... заразился прямо перед началом?
Michael'ın bir elinde yarı otomatik silahı ve çanta dolusu parası diğer elinde kızı için kalp vardı.
В одной руке у Майкл полу-автомат, а в другой мешок с наличкой для сердца его дочери.
Dışarıdan bakınca temiz görünüyor ama işin altında kesin bir suç vardır.
С виду, вроде, всё гладко, но в глубине наверняка есть криминал.
Dokuzuncu sınıflayken bir işletme kulübümüz vardı.
В девятом классе у нас был бизнес-клуб.
Rudy'yi kovmak için bir nedenim vardı.
Можно было уволить Руди.
Onu geri çevirdiğim gece evime vardığımda etrafıma bir baktım ve 10 dakika boyunca kendimi ahmak gibi hissettim.
А я отказался, вернулся домой, посмотрел на квартиру и минут десять чувствовал себя идиотом.
Bu gece planımız vardı.
У нас был ужин.
Okulda bulduklarımızda oğlunuzun kanı vardı.
На инструментах, которые мы нашли в школе, была кровь вашего сына.
Bazen emin olman gereken tek karar vardır.
Порой - это единственное, в чём ты должна быть уверена.
Yardımıma ihtiyacı vardı ve ben orada değildim.
Ей была нужна моя помощь, а меня не было рядом.
Fakat sonra bana söylediğin şeylerin önemini fark ettim. Josh hakkındaki o şeylerin ne kadar komik olduğunu. Ve daha fazla sessiz kalamayacağımın farkına vardım.
Но потом осознал значение твоих сведений... насколько вся эта хрень про Джоша ржачная... и понял, что просто не могу молчать.
Kryptoniti vardı.
У неё был криптонит.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]