English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Vardır

Vardır translate Russian

26,508 parallel translation
Ya da kötü bir sebebi vardır.
Или по какой-нибудь еще гнусной причине.
Açsanız mutfakta yemek vardır.
На кухне есть еда.
- Herkesin düşmanı vardır.
- У всех есть враги.
Belki de anahtarın üzerinde geçirdiği yüz yılların lekesi vardır da bir şeyi gözden kaçırıyorsundur dedim.
Может, на ключе есть то, что ты не видишь, из-за трёхсотлетнего налёта?
Çoklu evrende sonsuz sayıda Dünya olduğu gibi gelecek için de sonsuz sayıda olasılık vardır.
Существует такое же количество будущих, как и разных Земель.
- Elindede bir yabası vardır. ( azrail geliyorr )
- С вилами. - Динь-Динь-Динь
Eminim bu ergenlik mabedinde bir yerlerde kesin tahıl gevreği vardır. İtiraf et,... lise yurt odamı seksi buluyorsun.
здесь есть батончик гранолы спрятанный в этом храме твоего юношества. ты нашел мою комнату времен старших классов сексуальной.
Kanlarında şeytanlık vardır.
Они зло по своей сути.
Eminim biz konuşurken dışarıda çözülmeyi bekleyen gerçek sakatlıklar vardır.
Уверен, пока мы здесь разговариваем, кто-то получил реальные увечья.
"Çatlak cadı önüne geleni katletti" havası taşıyan bir şeyler vardır belki.
Что-нибудь слышала о "сумасшедшей ведьме в ярости"? Что?
Herkesin zayıf bir noktası vardır.
У каждого оно есть.
Bunun bir hatırı vardır elbet. Yok.
Должно же это что-то значить?
Ama belki dinleyecek başka biri vardır.
Но может кое-кто другой послушает.
Sana söyledim Lucifer, anne sevgisinin de bir hatırı vardır.
Я же говорила тебе, Люцифер, любовь матери способна гораздо больше, чем ты думаешь.
Yalnız başına içmenin yalnızca iki sebebi vardır, kardeşim.
Есть только две причины, чтобы пить в одиночку, брат.
Luci, bunu şiddete başvurmadan halletmenin bir yolu vardır belki.
Послушай, Люци, я тут подумал, что есть способ уладить все без насилия.
Her zaman başka bir yol daha vardır.
Всегда есть другой выход.
Her zaman başka bir yol daha vardır.
Всегда есть другой способ.
- Muhakkak görgü tanıkları vardır.
- Должны быть свидетели.
Bazen bazı şeyleri çözmek için insanın yalnızlığa ihtiyacı vardır.
Иногда, чтобы разобраться в себе, человеку нужна свобода.
Belki büyü torbası vardır.
Может, ведьмовские мешочки?
Kaçman gereken ve durup savaşman gereken zamanlar vardır.
Но есть время, когда нужно бежать, и есть время, когда нужно встать и сражаться.
Bir nedeni vardır, iyi bir nedeni.
У него была уважительная причина.
- Mm-hmm. - Zor olduğunu biliyorum ama bazı kuralların nedenlerinden vardır.
Я знаю, что тебе тяжело, но иногда строгим правилам есть причина.
Belki ailenizden bir şey gören vardır.
Может, кто-нибудь из вашей семьи видел что-то.
- Her kampın orospusu vardır.
В каждом лагере есть шлюха.
Kendi arazisi olan bir adamın, onu çevirmeye hakkı vardır.
Владелец земли имеет право ее огородить.
Kendi arazisi olan bir adamın onu çevirmeye hakkı vardır.
Владелец земли имеет право ее огородить.
Hayatta sahip olmaya değer çok az şey vardır.
Думаю, она сказала бы, что в жизни не так уж много того, что действительно стоит иметь.
Herkesin bir kırılma noktası vardır. Olaylar öyle iğrenç bir hal alır ki, harekete geçmek zorundasındır.
У каждого бывает переломный момент, когда всё так задалбывает, что приходится действовать.
Başkanların da kırılma noktaları vardır.
И у президентов есть переломные моменты.
Sence içeride kaç adam vardır, Peña?
Как думаешь, сколько их там, Пенья?
Şimdi emin olamam tabii ama bahse varım, narkotik ajanlarından birinin Los Pepes'le olan ilişkisine dair anlatacak bir hikayesi vardır.
Я, конечно, не знаю, но у нее наверняка найдется, что рассказать об одном агенте УБН и его связи с Лос Пепес.
Her işin tarihinde önemli anlar vardır.
В истории каждого бизнеса бывают решающие моменты.
Belki seyirciler arasında meşhur biri vardır.
Возможно в зале есть какая-то знаменитость?
Bilginin silahlardan çok daha ölümcül olduğu durumlar vardır. Molla Abdul da bu savaşı kazanmamıza yardım edecek çok şey biliyor.
Бывают времена, когда информация является более смертоносной, чем боеприпасы, и Мулла Абдул это парень, который знает все что может помочь нам выиграть эту войну.
Bak dostum. Ne planladığınızı bilmiyorum, eminim bunun için iyi sebebiniz vardır.
Ладно, мужик все, что вы планируете, я уверен, что у вас есть хорошая причина для этого.
Her zaman karışıklık vardır.
Всегда бывает что-то не так.
Buralarda bu kemikler kadar eski birileri vardır.
Есть же тут какие-то старожилы.
- Sence dosyada ne vardır?
- Хорошо, как думаешь, что там?
Sanırım telefonunda bir-iki fotoğraf vardır.
Полагаю у тебя есть фото или парочка
Bazı insanların buna ihtiyacı vardır.
Некоторым это очень нужно.
Yıllardır orayı almak isteyen biri vardı.
Один клиент хотел купить все это годами.
Hayır anlaşmamız vardı.
Нет, у нас был уговор.
Etrafta birkaç şırıngam ve aparatım vardı.
У меня по дому шприцы валялись и всякое такое.
Af edersiniz Sayın Başkan, sanırım 5 dakikam vardı.
Простите, мистер Чермен, я думал, что у меня есть 5 минут.
İnsanoğlunun, onu maruz bıraktığı en zor durumlarda bile ağır ateş altında bile tek amacı vardı hedefini öldürmek.
Парень работал в худших условиях когда-либо созданных человечеством, под шквальным огнем с одной целью : чтобы убить свою цель.
Escobar'ın ortadan kaldırılması gerektiği konusunda herkes aynı fikirdeydi ama bunun nasıl olacağı konusunda fikir ayrılıkları vardı.
'от € все были согласны, что Ёскобара надо убрать, но как " ћ ≈ ЌЌќ это сделать мнени € расходились.
Dünkü saldırıdan sonra şirketimin tam olarak buna ihtiyacı vardı.
Вот именно такое статьи в прессе мне нужны после вчерашнего нападения.
Pencereler gazeteyle kaplıydı. Ortalıkta kırık bir beşik vardı.
В окне были газеты, а на полу сломанная краватка.
Hayır, başka şeylerde vardı.
Было кое-что еще. Поверь мне.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]