Yaptın translate Russian
91,553 parallel translation
- Ne yaptın?
- Что ты сделала?
Axelrod'un davaları düşürmesi için ne yaptın?
- Как ты заставила Аксельрода отозвать иск?
Son günlerde iyi sükse yaptın.
Ты в последнее время хорош.
Arabaları sürmek yasaklandığını söylediler, Ne yaptın
А если они запретят вам ездить на машинах, что вы будете делать?
Bak, ben matematiği yaptın. Dürüst olmak gerekirse.
Слушайте, я рассчитал бизнес план, честно.
- Yaptın, evet.
- Похож.
"Bunu neden yaptın" diye düşündüm.
Я подумал : " Ну зачем ты так?
İnsanlar eski şehirlerdeki bu kasabada nasıl idare yaptınız? Kimsenin hidrolik direksiyonu olmadığında?
Как в этом городке обходились в старину, когда еще не было усилителей руля?
- Yaptın.
- Это правда.
Özgürlük! Şimdi ne yaptın bak!
Ну вот, посмотри, что ты наделал.
Bak ne yaptın!
- Посмотри, что ты натворил.
- Bunu nasıl yaptın? - Ne?
- Как ты это сделал?
Bana ne yaptın?
Что ты со мной сделал?
Androidime ne yaptınız?
Что вы сделали с моим андроидом?
- Ne zaman yaptın bunları?
Когда ты это сделала?
Sen ne yaptın?
И что ты сделала?
Kırk beş dakika önce Muhammed Kalabi'nin evine baskın yaptık efendim.
Сорок пять минут назад, мы ворвались в дом Мухаммеда Kalabi, сэр.
Sana neler yaptığını söylerim, senden ona bir şeyler iletirim.
Я говорю вам, что он до, кормить его вещи от вас.
Nasıl rol yaptığını görüyorum.
Я вижу, как ты ведешь себя.
Öyle yaptığını söyleyenlerin de yalancılığı kanıtlanmış olur.
Докажи, что они лгут.
- Ne yaptığını biliyorum.
- Я знаю, что ты делала.
Düşmanlarını kandırmak için yaptığı şeylerin bir önemi yok.
Он просто обманул врагов.
Benim için yaptığın onca şeyden sonra senin için çok zor olur.
Это было бы слишком после всего, что ты сделала.
Oğlumuzun devlet nişanını yaptırma talimatı verdim.
- Я заказал для него герб.
Onu aksesuar olarak kullandın. Ki aynısını baban da sana yaptığından bunu asla yapmayacağına söz vermiştin.
- Ты использовал его как реквизит, хотя обещал не поступать с ним так же, как твой отец - с тобой.
Singer'ın Arjantin'de yaptığı gibi.
Точно, захватим их активы, как Сингер натянул Аргентину.
Evlat bugün aklını başından alacak bir şey yaptım.
- Сын, я сегодня такое провернул, что ты просто упадёшь.
Bu yaptığın çok uygunsuzdu.
- Это совершенно неприемлемо.
Mick Danzig'le görüşme yaptığını biliyorum. - Ona ne söyledin?
- Я знаю, что к тебе приходил Мик Данциг.
Olay buraya varmasın diye elimden gelen her şeyi yaptım. Yine de olaylar sarpa sardı.
Я сделал всё возможное, чтобы этого избежать, но итог всё равно хреновый.
O yaptı. Hayır, "Her erkek, bir kız çırpın" dedi.
Нет, он говорил : "Каждый парень лапай девку".
Yaptıkları sokakta dışarı çıkmaktır. Ve sonra bir Toyota Prius'u geçtiklerinde bunu yapın.
Они выезжают на улицу и тащат что-нибудь, обгоняя "Тойоту Приус".
Gala öğle yemeğine davetiyeler. - İyi... - Yaptığın tek şey bu.
Больше ты ничего не возишь.
Ama o zaman yaptıklarını. Söyleyebilirsin.
А тогда они были фанатами, это видно.
Bunu nasıl yaptıklarını!
Кто это делает? Как им это удалось?
Buna rağmen ne yaptıklarını?
Как, черт возьми, они это сделали?
Ve sonra Fransa'nın yaptıklarına bir göz atalım.
АНГЛИЯ КОМПЬЮТЕР Конечно, взглянем и на то, что придумали французы.
Ayrıca, ayağa kalkabilir, 1920'lerde kadınların yaptığı şey budur.
А еще ее можно вести стоя, так было принято у женщин в 20-е.
Fakat birkaç yıl önce Volvo bir konsept otomobil yaptı, Ve çok yüksek sesle övündüler Her şeyin tasarlandığını
Несколько лет назад "Вольво" представила концепт-кар, который продвигался как плод труда исключительно женской команды.
O yaptı ve şimdi canavarın neye benzediğini biliyoruz.
Да, продал, и теперь мы знаем, как выглядит чудовище.
Her neyse, bak... Hayır, muhtemelen haklısın Ancak bir hesaplama yaptım. Ve o oranda...
Да, пожалуй, ты прав, но я тут подсчитал :
Evet, tamamen unutmuşum Bu çıkartma hakkında, ama haklısın, yaptı.
Да, я совсем забыл про ту наклейку, но ты прав.
Seni kimin yaptığını bilmek istiyorum.
Я хочу знать, кто тебя создал.
Ama, bu yaptığının benim için çok şey ifade ettiğini bilmeni isterim.
Но я хочу, чтобы ты знала, это... много значит для меня. Спасибо.
O zaman, doğru şeyi yaptığımıza güvenmese bizimle olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorsun o'nu.
Значит, ты знаешь, что он не примкнул бы к тем, кому нельзя доверить правое дело.
Evet, bizi oraya götürdü ve içeri aldı ama kaçmamıza da yardım etti çünki bir hata yaptığını farketti.
Да, он нас арестовал и сдал властям. Но потом помог нам сбежать, потому что понял, что ошибся.
Hizmet ettiğiniz kişilere yaptığınız işler en iyi fırsatçıyı gösteriyor.
Мы боремся за интересы того, кому служим.
Yaptıklarınız ahlaki açıdan sorgulanabilir.
Даже если это нечистоплотно?
Ishida bilim adamlarıyla birlikte diskteki hasarı onaracağını düşündüğüm bir kaç yenilik yaptım.
Мы внесли в мгновенный двигатель несколько изменений, которые должны нейтрализовать ущерб, причинённый учёными Ишиды. Погоди.
Yaban mersinli. Jake'in okulundaki fırın etkinliği için bir düzine yaptım.
Я напекла много для школьной ярмарки Джейка.
Yaptıklarımın farkındaydım ancak durduramıyordum.
Звучит как-то жестоко. После того, что он с тобой сделал?
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptı 88
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21
yaptın mı 91
yaptı 88
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21