Üstün translate Russian
1,821 parallel translation
Evet ama bu daha üstün bir seviyede.
Да, только тут круче.
Sanırım duyguların aklına üstün geldi.
Тобой завладели эмоции.
Dr. James Watson, üstün dedektif ve Nikola Tesla, vampir, deha ve Montague John Druitt,
Доктор Джеймс Уотсон - гениальный детектив, Никола Тесла - вампир и гений, и Монтегью Джон Друитт... угроза обществу.
Hayatınız çok mu harika da herkesten üstün olduğunuzu, herkesle dalga geçebileceğinizi sanıyorsunuz?
Что такого вы совершили в жизни, чтобы думать что вы лучше всех. Что позволяет вам смеяться над другими?
Aynı dava üstünde çalışıyoruz, büyük bir dava ve kadın kendini herkesten üstün görüyor.
У нас одно очень крупное дело, и она у нас, типа, одна из этих монашек.
Önemli olan şu ki, bu icat, zekânın kaba kuvvetten üstün olduğunu kesin kez kanıtlıyor.
Гланое в том что это изобретение докажет раз и навсегда превосходство интелекта над грубой силой
Bakalım üstün güçlerimle bunu anlayabilecek miyim?
Могу ли я озвучить то, о чем все догадались?
Bunun üstün araba kontrolü ve muazzam zihinsel odaklanma gerektiren bir sanat olduğunu söyler.
Он говорит, что это - форма искусства, которая требует высших автомобильных навыков и огромного внимания.
Hayatta hep diğerlerinden üstün oldum.
Я всегда ставил себя выше других.
Kısacası, vejeteryan olmak seni çoğu insandan daha üstün kılar.
Короче, веган - по определению лучше, чем большинство людей.
Kendini ne kadar üstün görüyorsun bilmiyorum fakat böyle dikkatsizce davranacağın bir şey değil bu!
Не знаю, что ты о себе возомнил, но разве можно было так с ней? !
Mo Ne, seni başka herkesten üstün görüyordu.
Мо Не доверяла тебе больше, чем кому-либо.
Bu gün batımlarından birinde, babamın lafları bütünün parçalarından daha üstün olması kafamdan çıkıp kalbime yerleşti.
Во время одного из таких закатов я сердцем поняла идею моего отца о том, что целое больше суммы его частей.
Bütünün parçalarından üstün oluşunu anlıyordu o.
Он точно знал, что означает, когда целое больше суммы его частей.
İnsanlar da aynı dedi ama bazen insanların bütünü pek üstün olmuyormuş.
Он сказал, что с людьми точно так же, но иногда человек мельче.
İlkokuldan beri tanıdığım kişileri hatırladım ve parçalarından üstün olup olmadıklarını düşündüm.
Я начала смотреть на людей, которых знала с младших классов, пытаясь понять, больше или меньше они, чем сумма своих составляющих.
Çoğu üstün değildi.
Многие из них были меньше.
Yakın geçmişe kadar parçalarından üstün olduğuna tüm kalbimle inanıyordum.
Еще недавно я бы уверенно сказала, что он намного больше суммы своих частей.
Belki parçalarından daha üstün olduğuna inanmak istiyordum.
Потом я подумала, что просто хочу, чтобы он был больше суммы частей.
Ama gözlerine bakınca o büyüleyici gözlerine ilk kez Bryce Loski'nin üstün olmadığını fark ettim.
Но когда посмотрела в его глаза, эти замечательные глаза, впервые я была уверена, что Брайс Лоски был меньше.
Kendini üstün görüyorsun.
Ты считаешь себя лучше других.
Kendinizi kanunlardan üstün tutuyorsunuz, öyle mi?
Значит вы думаете, что закон вам не писан, правильно?
Patlayıcılar konusunda üstün, bomba imhasında bilgili saha nükleer silahları konusunda uzmanlaşmış.
Эксперт в области взрывчатки, обезвреживания бомб. Специализируется на тактическом ядерном оружии.
Bir kahraman olarak geri döner ve senin üstün olur.
Сын вернется героем и неизбежно будет поставлен над тобой.
Arsız. Üniversiteye gittiği için kendini üstün görüyor.
дикость кака € он и ведет себ € высокомерно, потому что в колледже училась
Ama mantığım üstün geldi.
Но... здравый смысл возобладал.
"Tanrı hep senden üstün olacak."
Бог всегда будет выше, чем ты.
Henüz on altı yaşında diğer herkesten üstün çarpışmıştı.
В 16 лет уже он был в бою смелей других.
Utandıracak derecede, her alanda bizlere üstün geldi.
Он побеждает на всех фронтах, поставил на всех нас позор.
Biliyorum. Suç konusunda üstün zekâya sahip.
- Его мозги прямо таки устроены криминально.
Eteğinin altına girmek için üstün zekâlı olmaya gerek yok, tatlım.
- Много мозгов не нужно, чтоб залезть тебе под юбку.
Kimin üstün olduğunu kendiniz belirleyin.
Вы уж разберитесь, кто из вас главный. Слышите?
İspanyollar tüfeklerle gelmiş. Kimin üstün olduğunu göstermeye kararlılarmış.
Испанцы палили из пушек, чтобы показать кто тут главный.
Bu, futboldan çok daha üstün, ayrıca taç giyiyorlar.
Это миллион суперкубков плюс корона,
İkimizde de üstün bir dayanıklılık var.
У нас у обоих отличная выносливость.
Ordu özel kuvvetleri, 2 madalyası var. Afganistan'da geçirdiği 6 dönem sırasında da üstün hizmet madalyası almış.
Служил в спецподразделении, два пурпурных сердца и медаль за выдающиеся заслуги во время шести поездок в Афганистан.
Her zaman bizden üstün gibi davranıyordun.
Ты всегда действуешь так, как будто ты выше нас.
Evet, sırf başarım değerlendirmeleri öyle gösteriyor diye bizden üstün olduklarını zannediyorlar. Olamaz.
Да, они думают, что они лучше нас только потому, что их характеристики и отзывы отражают этот факт.
Bu ondan üstün olduğun anlamına gelmez küçük hanım.
Это не значит, что вы чем-то лучше него, барышня.
Az kalsın senin üstün zekan bizi geberetiyordu.
Мы всe из-за тебя, тут чуть не погибли!
Yüce Tanrım, lütfen bu genç adamların bu gece güvenli ve üstün bir şekilde ailelerine dönmelerini sağla. Onlara bahşettiğin yetenekleri ile amaçlarına ulaşmalarını sağla.
Боже милостивый, прошу позволь этим молодым людям благополучно дойти сегодня до вершин их совершенства, и, как семье, позволь им достичь своих целей дарами, которыми ты благословил их.
İki başarı da eşit derecede şaşırtıcı ve takdire şayan. Yine de zorlarsam kedinin yaptığı biraz daha üstün derim.
Два достижения в равной степени удивительны и одинаково замечательны, хотя если уж надо выбирать, я бы дал небольшое преимущество этому коту.
Haverford ışınlarımı kullanarak onlardan üstün olduğumu göstererek.
Покрыв их сиянием лучей очарования Хэверфорда.
Evet, fevkalade üstün nitelikli bir kapıcı.
Да, чрезвычайно суперквалифицированный швейцар.
Arkasını yaslanıp sürekli böyle bir üstün tavırları falan sürekli yargılayıp duruyor.
Он просто сидит там... Всегда такой высокомерный... И смотрит на меня осуждающе.
80'ne geldiğinde hala senin üstün olacağım.
Да я бы тебя и в 80 лет уложил.
- Tommy, üstün başın kan içinde.
Томми, ты весь в крови.
- Hiç bir şey insan hayatından üstün değildir.
- Человеческая жизнь важнее всего.
Kendinizi ahlaki olarak daha üstün gösteriyorsunuz ama katilsiniz siz de!
Вы занимаете позицию морального превосходства но при этом сами вы - убийца!
Onun çok daha üstün olduğunu öğreneceksin bence, ha Garsiv?
Думаю, она надеется не только на них.
Sayıca üstün geldiniz.
Я в меньшинстве. Блин.
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27