A no traducir turco
120,180 traducción paralela
Oh, yeah, Novak was a no-show.
Evet, Novak gelmedi.
Yes or no, Superintendent, did you address me using a non-gender-neutral term?
Evet ya da hayır, Müfettiş, bana cinsiyete dayalı olan bir terim kullandınız mı?
No, Mom, only the president gets to wave when he steps on Air Force One. I don't get a shout-out.
Anne, o uçağa binerken sadece başkanlar el sallar.
- Here, Tom, take a... - No. Take a picture with Seth.
- Tom, Seth'le fotoğraf çektirsene.
He'll get over it as soon as he realizes that a NATO summit is no different than an outsized cabinet meeting in a lot of different languages.
NATO zirvelerinin, farklı diller içeren büyütülmüş bir kurul toplantısı olduğunu fark edince hemen toparlanır.
No, my point is... how can we trust someone who appears to be a...
Demek istediğim... böylesine şey birine nasıl güvenebiliriz...
Well, until I can give them something more than a "No comment," I'm gonna stay away from the press for as long as possible.
"Yorum yok" tan ötesini söyleyebilene dek basından mümkün olduğunca uzak duracağım.
I already gave your story a "No comment."
"Yorum yok" dedim ya.
A "No comment" is not gonna cut it this time.
"Yorum yok" bu sefer kesmez.
Lloyd and his followers believed that American greatness was in its decline and that somehow, we were no longer heirs to the generations that pushed back the tide of fascism, put men on the moon, and relegated the Berlin Wall to the pages of history.
Lloyd ve müritleri, Amerika'nın kudretini yitirdiğine inanıyordu. Bir şekilde, artık faşizme karşı koyan, Ay'a insan gönderen, Berlin Duvarı'nı tarihin tozlu sayfalarına gömen nesillerin varisi olmadığımızı düşünüyorlardı.
Okay, I have to make sure no one can make a triggering call.
Tamam, hiç kimsenin tetikleyici bir arama yapmayacağından 628 00 : 31 : 34,857 - 00 : 31 : 36,960 emin olmalıyım. Yakınlardaki tüm baz istastonlarını kapatmam gerek.
No, the tattoo didn't point to Farrell, it points to Kat.
Hayır, dövme Farrell'a değil Kat'e işaret ediyor.
No, right now, it's a recon mission.
Hayır, şimdilik sadece gözetleme görevi.
No offense, but I don't think anyone's gonna buy Suzy-Frowns-A-Lot as my plus one.
Alınmayın ama kimse bu asık suratlının benim sevgilim olduğuna inanmaz.
We have no use for a nuclear weapon.
Nükleer silah bizim hiçbir işimize yaramaz.
I know a place we can go where there's no strigoi and it's super cool.
Hiçbir strigoi'nin olmadığı bir yer biliyorum ve acayip havalı.
There's no way two guys pulled a move like that without backup.
Destek gücü olmadan iki kişi asla böyle birşey yapamaz.
No, a little something on me.
Hayır, üzerime çıkman yeter.
My husband's a freaking superhero, and you have no idea what you're talking about.
Benim kocam bir süper kahraman... ve senin ne dediğin hakkında fikrin bile yok.
N... Sorry. Yeah, no, I created a fake profile'cause I...
Tamam, üzgünüm, Seni takip edebilmek için..... sahte bir hesap açtım.
No, you didn't make a mistake.
Hayır, hata yapmadın.
No. We're not getting a dog.
Hayır köpek falan almıyoruz.
No, this is, uh, this is a list of everything that I need you to do when I go on tour next week.
Hayır, bu sadece, bir sonraki hafta gideceğim için, senin yapacaklarının listesi.
Uh-huh. Yeah, no. The Manny was a... was a really great learning experience for me.
The Manny aslında... benim için çok büyük bir tecrübeydi, işi öğrenme konusunda.
- No, no, we should have a...
- Hayır, hayır. Bu konuyu..
I think that you realized without the help of five takes and a laugh track, you're nothing but... a 40-year-old playboy with no talent.
Neyi farkına vardın biliyor musun, gülme efekti ve tekrar çekimlerin yardımı olmadan, bir şey yapamayan, ayrıca herhangi bir yeteneği olmayan
He was a master of words, and he knew I was no poet.
O, kelimelerin efendisi gibiydi, ve benim şair olmadığımı da biliyordu.
I love you m... no, no, I mean, I meant what I said, but I'm a grown-ass man and this is gonna cross a very weird line.
En çok ben se... hayır, hayır, yani, dediğimde ciddiyim, ama artık koca adam oldum, bu yüzden bu çok tuhaf kaçar.
I say, I say, "Sweetheart, look, you're a once-in-a-lifetime beauty, no question, but you're talking about spending the rest of your life with me, and... as much as I love a quality fillet, I just ain't ready to give up that whole rack of ribs!"
Dedim ki, "Tatlım, bak, kuşkusuz sen çok güzel bir kızsın, ama hayatının geri kalan kısmını benimle harcamaktan bahsediyorsun, ve... her ne kadar göğüslerine bayılsam da, ama ben hazır değilim ciddi birşeylerin altına girmeye!"
- No, like, a lot of people.
- Hayır, gerçekten çok fazla.
They have no record of Sydney Barrett ever being a patient there.
Sydney Barrett'in orada hasta olduğuna dair herhangi bir kayıtları yok.
Well, that's no longer a secret, but... sure.
Artık sır değil ama, neyse.
Also, he has no idea what it's like to have a father you can't trust.
Ve o güvensiz bir babaya sahip olmak nedir bilmiyor.
- Well, no-one said a word to me.
- Kimse bana tek kelime etmedi.
Yeah, well, this dick's no grass for AC-12 - - he's a DCI, and I didn't get there by sticking my neck out.
Evet, şey, bu iş AC-12 için bir oyuncak değildir. - o bir Başmüfettiş. ve boyun eğerek oraya ulaşamadım.
I'm opening a full-spectrum inquiry into the murder of Timothy Ifield and, as per protocol, there will be no reciprocity regarding DCI Huntley's investigation.
Timothy Ifield cinayetiyle ilgili kapsamlı bir araştırma başlatıyorum... ve protokole göre Başmüfettiş Huntley'nin soruşturmasıyla... ilgili olarak bir değişiklik yok.
No, actually, I did go out, but I came home first because I forgot to bring a change of clothes.
Hayır, aslında, dışarı çıktım, ama önce eve geldim çünkü kıyafet değiştirmeyi unutmuştum.
For the DIR, I'm showing Ms Reznikova item reference JHF-10, showing the same man purchasing a number of power tools.
Zabıt için, Bayan Reznikova'ya aynı adamın bir takım, elektrikli aletler satın aldığını gösteren JHF-10 no.lu resmi gösteriyorum.
No, I'm not a criminal.
Hayır, ben suçlu değilim.
Actually it's evidence he might have been in contact with a black item of clothing, and as the jacket was never found, we have no definitive match to the one used in the abduction, added to which,
Aslında, ceket hiç bulunmadığı için, sadece siyah.... bir giysi ile temas halinde olabileceğinin kanıtı. Tek bir elyafın, kaçırılmada maktul tarafından giyilen elbiseye.... bulaşması için gerek duyulan, kesin bir tutarlı uyumluluk yok.
No fibres consistent with a balaclava were detected in Michael Farmer's hair.
Michael Farmer'ın saçında bir kar maskesi... ile tutarlı lif saptanamamıştır.
Item reference TJI-2 is a hairgrip.
TJI-2 referans no.lu Madde bir saç tokasıdır.
No match to any footwear belonging to Michael Farmer.
Michael Farmer'a ait herhangi bir ayakkabıyla eşleşmiyor.
Yes, you are, and I'd thank you to use gender-neutral language, and remind you that this is a fresh investigation bearing no relation to Operation Trapdoor.
Evet, öylesiniz, cinsiyet ayrımına dayalı kelimeler kullandığınız... için size teşekkür ediyorum ve bunun Trapdoor Operasyonu ile hiçbir... ilgisi olmayan yeni bir soruşturma olduğunu hatırlatmak isterim.
No, I just thought this would be a... a better way for us to discuss your ambitions.
Hayır, bunun sadece bizim hırslarımızı tartışmamız... için daha iyi bir yol olacağını düşünmüştüm.
We are in no position to consider Roz Huntley as a suspect, not without cause.
Roz Huntley'i bir neden olmadan... şüpheli olarak göremeyiz.
Although no more biological material was found at the site of Leonie Collersdale's body parts, there has been a significant new finding...
Leonie Collersdale'in cesedinin parçalarının bulunduğu yerde başka biyolojik... materyal bulunmamasına rağmen, önemli yeni bir bulgu var...
Nick and I are old colleagues, so I've got more than a professional interest in my client's fair treatment, so no-one would be happier than me if your whole department stopped looking like they want to blame Nick and started realising
Nick ve ben eski meslektaşlarız, bu yüzden müvekkilimin sorgulanmasına profesyonel bir ilgi duydum, Bu yüzden bölümünüzün Nick'i suçlamak istiyor gibi duruyor olsa da elemanınızın düşüşünün bir kaza olduğu sonucuna vardığınızda........ kimse benden daha mutlu olamaz.
The security guard, he's got no idea how DS Arnott's attacker could have accessed the building without him knowing.
Bekçi, DS Arnott'a saldırganın oraya nasıl... kendisine görünmeden çıktığını açıklayamıyor.
Document Seven in your folders, a photocopy made by this unit on April 7th of a form MG-6 submitted electronically by you on April 5th to the Senior Prosecutor in the Complex Case Unit in respect of evidence against Hana Reznikova.
Klasörlerinizdeki Yedi no.lu belge, Bu birim tarafından 7 Nisan'da MG-6 formunun bir fotokopisi... sizin tarafından elektronik olarak gönderildi ve Hana Reznikova hakkındaki kanıtlarla... ilgili olarak, 5 Nisan'da Kompleks Vaka Birimindeki Baş Savcılığa verildi.
Unfortunately, there's no CCTV covering the evidence room where the samples were stored, as it's a staff area.
Ne yazık ki, bir personel alanı olduğu için, delillerin saklandığı... kanıt odasını kapsayan bir kamera yok.
a note 57
a notebook 22
a normal life 29
a non 74
a novel 35
a nobody 30
nothing 25771
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
a notebook 22
a normal life 29
a non 74
a novel 35
a nobody 30
nothing 25771
noel 174
no comments 23
no it isn't 59
nope 8135
not allowed 48
normal 592
note 183
noth 18
nora 980
no one cares 99
novak 48
no response 122
nooo 196
not allowed 48
normal 592
note 183
noth 18
nora 980
no one cares 99
novak 48
no response 122
nooo 196
noelle 93
nostalgia 21
no i haven't 34
no message 40
norma 481
north 417
nova 39
nose 139
no change 141
noah 1080
nostalgia 21
no i haven't 34
no message 40
norma 481
north 417
nova 39
nose 139
no change 141
noah 1080