A normal life traducir turco
1,232 traducción paralela
I could've had a family and a normal life.
Bir ailem ve normal bir hayatım olabilirdi.
We can have a normal life.
Normal bir hayatımız olabilir.
And why a benevolent being like Oma would help him bury those memories, so he could lead a normal life.
Bu nedenle Oma gibi yardımsever bir yaratık, onun anılarını gömmesine yardım ediyor, böylece normal bir hayat sürebilecek.
We could start over here, a normal life together.
Buradan birlikte normal bir hayata başlayabiliriz.
Not just for my work, but I wanna lead a normal life!
Korkunç bir şey. Sadece iş de değil. Normal bir hayatım olsun istiyorum.
But for those who do seek treatment, who possess the will and desire... to lead a normal life, there still remains only a scant... five to thirty percent rate of success... for complete heterosexual conversion.
Elbette bu, tedavi olmaya arzu duyanlar..., geleceklerine ve arzularına hükmetmek isteyenler için geçerli... normal bir yaşam sürebilmek için, Hala ortada az da olsa bir... beş ile otuz arasında bir başarı yüzdesi var... tam anlamıyla heteroseksüel değişime...
I only want you to live a normal life.
Yalnızca normal bir hayat yaşamanı istedim.
Do you want to live a normal life?
Normal bir hayat yaşamak istiyor musun?
Dear Jack, if I could live my life over again I would love to be a normal girl and have a normal life
Sevgili Jack, eğer hayatımı yeniden yaşama şansım olsaydı normal bir kız olup, normal bir hayatım olmasını isterdim.
I returned to a normal life.
Normal yaşantıma geri döndüm.
I'm trying to live a normal life, which was always hard given what I do but it's gotten harder since I met your daughter.
Normal bir hayat yaşamaya çalışıyorum. İşimi düşünürsek bu her zaman zor oldu. Ama kızınla tanıştıktan sonra daha da zorlaştı.
- You need it to have a normal life.
- Normal bir yaşama ihtiyacın var.
- l don't want a normal life.
- Normal yaşamak istemiyorum.
I was trying to give you a normal life.
Sana normal bir hayat vermeye çalışıyordum.
I just want to have a normal life. "
Tek istediğim normal bir yaşam. " dersen yarıyor.
I just want to have a normal life.
Tek istediğim normal bir yaşamdı.
I just want my son to live a normal life away from all of this.
Oğlumun bu şeylerden uzakta normal bir hayat sürmesini istiyorum.
He will live a normal life, Max.
Normal bir hayatı olacak, Max.
To hell with Boston and to hell with a career and a normal life whatever that is.
Boston'u boşver ve kariyeri de ve normal bir hayatı ya da herneyse onu da.
I just wanted a normal life.
Sadece normal bir hayatım olsun istemiştim.
While you're infectious, you will lead a normal life full of normal social interaction.
Hastalığın geçene kadar normal sosyal iletişim kurabileceğin, normal bir yaşamın olacak.
Then I explained that he'll spend less helping this boy live a normal life... than he would on advertising to restore consumer confidence in LuthorCorp.
Sonra ona bu çocuğa normal bir hayat sağlamanın, Luthor Şirketine olan güveni geri getirecek reklamlardan daha ucuz olacağını açıkladım.
- I just want a normal life.
- Yalnızca normâl bir hayat sürmek istiyorum.
To live a normal life.
Normal bir hayat yaşamak.
Is it too much to ask for to be a normal teenager with a normal life?
Normal bir genç gibi normal bir hayat sürmek istiyorum. Çok şey mi istiyorum?
Tore hadn't slept for weeks, and looked forward to a normal life.
Tore haftalardır uyumuyor ve normal bir hayat için ileriye bakıyordu.
Do you think you'II get to the point where you can live a normal life?
Normal bir yaşam süreceğin bir noktaya geleceğini düşünüyor musun?
I can still lead a normal life.
Bu benim normal bir hayatım olmasını engellemiyor.
Damn it Chase, you cannot have a normal life and do this job at the same time.
Allah kahretsin Chase, aynı zamanda bu işi yaparken normal bir hayatın olamaz.
For years, I wanted nothing more than to see you live a normal life.
Yıllar boyunca senin normal bir hayat yaşadığını görmeyi her şeyden çok istedim.
One minute I'm a normal guy with my whole life ahead of me the next thing I know,
- Bir bakıyorum, önünde uzun bir hayat olan, normal biriyim...
Why don't I just handle my mid-life crisis... with hair plugs and a Ferrari like any other normal person?
neden sadece yarı-hayat krizlerim başa çıkamıyorum... diğer normal insanlar gibi saç ektirme ve ferrari'yle mi?
Those in power believed that the only way to make democracy work and create a stable society was to repress the savage barbarism that lurked just under the surface of normal American life.
İktidardakiler, demokrasinin işlemesini sağlamak için tek yolun dengeli bir toplum yaratmak olduğunu, normal Amerikan yaşamının hemen altında gezinen vahşi barbarlığın bastırılması gerektiğini düşünüyorlardı.
If Marilyn Monroe could be thought to conform to what society considered a normal pattern of life. That would help her ego control her inner destructive urges.
Eğer Marilyn Monroe, toplumda hayatın normal akışı olarak kabul edilen şeyi öğrenirse, böylece egosuyla içsel yıkıcı dürtülerini kontrol edebilirdi.
It's not a normal prison. It's for prisoners with life sentences.
Dinlenmesi gerekli.
Mom, this is the most decisive day of my life... and all I'm asking for is one hour- - one hour with no big scenes... and no nervous breakdowns and no Meryl Streep impressions- - just one hour where you act like a normal, loving parent.
Anne, bu hayatımın en önemli kararını vereceğim günü... ve senden 1 saat istiyorum- - Büyük olaylar olmadan sadece 1 saat... sinirsel bozukluklar olmadan ve Meryl Streep tripleri yapmadan - Sadece 1 saat normal olamazmısın Sevecen birisi gibi.
We're all hoping that once he's healed from the accident that he'll be able to lead a fairly normal life and be able to go back to a- -
Hepimiz iyileştikten sonra kurallara uygun normal bir hayat yaşayacağını ve tekrar- -
I'm a normal guy who has a hunch once in a while, and I can go and find a nice cozy bed and live my life in peace.
Kahin değilmişim, normal biriymişim, sadece bazı sezgilerim varmış demektir. Rahat bir yatak bulur huzur içinde yaşar giderim.
You took on the visions at the cost of a happy, normal life and even when they were killing you, you wouldn't let them go.
İmgelemleri aldın, üstelik harika ve normal bir hayatla değiş tokuş yapabilirdin. Ölümüne neden olacaklardı ama sen pes etmedin.
Is it too much to ask for a social life?
Normal bir yaşam için çok şey mi istiyorum?
You know, I had a nice, normal life... until White came looking for you and found me instead.
White yanlışlıkla senin yerine beni yakalayana kadar.
He leads a completely normal life.
Tamamıyla normal bir yaşam sürüyor.
He deserves to live a normal human life.
Ve insan gibi yaşamayı hakediyor.
Some people weren't meant to have a regular life, Clark.
Bazı insanların normal bir hayatı olamaz.
Brings back the good old days when we was leadin'a healthy, normal life.
Sağlıklı ve normal bir hayat sürdüğümüz eski güzel günleri hatırlatıyor.
When you are told every day, ¿ e run a normal force, it sure that the order is a - you have other, normal life.
Bunu her gün tekrarlıyorsun. Ve dürüst olmaya başlıyorsun. Ve normal bir hayatın oluyor.
Feel like a few hours of normal life?
Birkaç saat normal bir hayat, ne dersiniz?
Äny normal person with a normal sense of self-preservation would understand that all an artist has is his life. Änd what he observes as he passes through his life.
Normal özsavunma güdüsüne sahip her sıradan insan sanatçının sahip olduğu tek şeyin hayatı ve hayatını yaşarken gözlemledikleri olduğunu anlar.
I've lived a very normal life.
Normal bir hayatim var.
I just want a normal happy life
Sadece normal, huzurlu bir hayat istiyorum.
She has a normal middle-class life
Normal, orta sınıf bir yaşam sürüyor.
normal life 26
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32