English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Normal life

Normal life traducir turco

1,808 traducción paralela
I want a normal life, you understand?
Normal bir hayat istiyorum.
A normal life.
Normal bir hayat.
Now I want to try and create a normal life.
Şimdi kendime düzgün bir hayat kurmaya çalışıyorum.
And we all felt that going to college was the best chance that you would have at a normal life.
Ve hepimiz, üniversiteye gitmenin normal bir hayata sahip olmak için en iyi şansın olacağını düşündük.
Everyone keeps saying that, but none of us have a chance at a normal life when he's still out there.
Herkes bunu söyleyip duruyor. Ama o, hâlâ dışarıda bir yerlerdeyken hiç birimizin normal bir hayata sahip olma şansımız yok.
All I want to do is live a normal life.
Tüm yapmak istediğim normal bir hayat yaşamak.
Live that normal life you always said you wanted.
Her zaman istediğini söylediğin normal hayatına geri dön.
You want a normal life, a regular family, but that's why Dad and I have to lie.
Sıradan bir hayat ve düzgün bir aile istiyorsun ama babamla ben, bu yüzden yalan söylemek zorunda kalıyoruz.
Fantasies of a normal life.
Normal bir hayatı hayal etmek.
For me it was a real person, with normal life, like mine.
Benim için ayna gerçek bir insandı. Benim gibi normal bir hayatı olan.
Hannah let you do that and still have a normal life.
Hannah sayesinde hem söyledin, hem de normal bir yaşamın oldu.
You'll never have a normal life if you don't!
Takmazsan asla normal bir yaşamın olmaz.
I wanna lead a normal life of a guy who just makes pies.
Sadece pasta yapan bir adam olarak normal bir hayat yaşamak istiyorum.
And I'm slightly worried where my increasingly powerful sexuality will take me when I return to normal life.
Giderek artan cinsel gücüm, normal hayata döndüğüm zaman beni nereye sürükler, bilmiyorum, biraz endişeliyim.
I'm never gonna have a normal life.
Hiç normal bir hayatım olmayacak.
How can you think I could adapt to a normal life?
Normal bir hayata ayak uydurabileceğimi nasıl düşünürsün?
Completely disengage from normal life and abandon everything you had been engaged with Abandon thinking about right and wrong, and of thinking itself, along with thoughts of enlightenment Abandon all intentions and thoughts
normal hayattan tamamen kopun ve uğraştığınız her şeyi geride bırakın doğruyu ve yanlışı düşünmeyin, aydınlanma fikrini bile bırakın düşünmenin kendisini terk edin tüm niyet ve fikirlerinizi terk edin
I never had a normal life, like everybody else.
Diğer insanlar gibi hiç normal bir hayatım olmadı.
The doctor said I'm fine, to lead a normal life.
Doktor normal yaşama devam edebilecek kadar iyi olduğumu söyledi.
She said I can go back - to normal life.
Normal yaşama geri dönebileceğimi söyledi.
You know, normal life.
Bilirsin işte, normal yaşam.
I'm going to be spending every waking moment trying to reconstruct a normal life. But that little girl in there will always be the girl without a mom.
Bundan sonra her animi kizimin hayatini normale cevirmek icin gecirmem gerekecek ama yine de oradaki o kucuk kiz daima annesiz buyuyen kiz olacak.
Have a normal life.
Normal bir hayatın olsun.
I don't want a normal life.
Ben normal bir hayat istemiyorum.
Yeah. I have a normal life here.
Burada normal bir hayatım var.
- Hey, we need to take a normal life, remember?
Artık normale dönmemiz gerekiyor, tatlım?
I had a normal life.
Normal bir hayatım vardı.
You know, if we want to survive living anything like a normal life again, we have to just shut off from everything that's outside.
Bilirsin, hayatta kalıp normal bir hayat yaşamaya çalışman gerek, ve de affetmen lazım.
Because you deserve a normal life.
Çünkü normal bir hayatı hak ediyorsun.
I just want to live a normal life.
Sadece normal bir hayat istiyorum.
After that I stayed with my grandmother and led a normal life.
Ondan sonra büyükannemle kaldım ve normal bir hayat sürdüm.
I just want a normal life.
Normal bir yaşam istiyordum.
But now the doctors say that by doing all the right things, - ignoring my ghosts, - trusting my safe people... Parks and, well, you... that I have a pretty good chance at leading a more or less functional life.
Ama şimdi, doktorların söylediğine göre doğru şeyleri yaparak hayaletlerime aldırmayıp sağlam dostlarıma güvenerek Parks'a ve size iyi kötü, normal bir yaşam sürebilme şansım oldukça yüksekmiş.
It would take about four minutes for them to do a complete breakdown of any one of us, and predict with a fair degree of certainty, anything up to 95 %, what our attitudes would be to law and order, change, risk, what kind of person we're likely to marry, the exam grades our children will achieve, where we are on any day, our life expectancy and the amount of tax your estate will yield when you die.
Herhangi birimizin hayatını çözmeleri 4 dakikalarını alırdı, ve % 95 gibi iyi bir oranla, yasalara değişime ve risklere karşı duruşumuzu, nasıl bir insanla evleneceğimizi, çocuklarımızın sınav notlarını, günlük hayatımızın normal şartlarında nerede olacağımızı ve öldüğümüzde toplam ödemiş olacağımız vergileri tahmin edebilirler.
In business, in life, what you learn to appreciate the most is a dependable man.
İş hayatında, normal hayatında en çok, güvenilir bir adamın hakkını vermeyi öğren.
Please listen to me you know Gunny's not going to lead a normal life hunny
Lütfen! Beni dinle! Bunu biliyorsun.
Okay, I'm just trying to live my life as normally as I can.
Tek yapmaya çalıştığım hayatımı olabildiğince normal yaşamaya çalışmak.
My life was finally getting back to normal.
Sonunda hayatım normale dönmüştü.
Death is a normal process of life.
Ölüm de hayatın normal bir süreci.
And when he's done playing with you because he's having a midlife crisis, he's gonna leave you and go back to his normal, great life with his wife and his family and he's gonna leave you high and dry.
Sonra o seninle biraz eğlenecek çünkü orta yaş bunalımı geçiriyor. Ondan sonra da evine normal hayatına karısına, ailesine geri dönecek seni de başı boş kimsesiz bırakacak.
Although I don't know if they have a need for pie in the South Pole, which puts a wrinkle in my freshly-starched... life as a normal guy who makes pies, but I'd give it up if I could hold your hand every day.
Oradakilerin pastaya ihtiyacı olduğunu sanmıyorum, ki bu da benim sadece pasta yapmaktan ibaret olan basit bir hayat yaşama planlarımı suya düşürür. Ama elini her gün tutabileceğimi bilsem bundan vazgeçerdim.
You'd be shocked how normal her life is.
Kızın hayatının ne kadar normal olduğunu görsen şaşırırdın.
After those two days in July, life in the village got back to normal.
Temmuzda yaşanan o 2 günün sonrasında köyde hayat normale dönmüştü.
All I ever wanted was a tiny taste of something resembling a normal and rational life.
Tek istediğim normal, mantıklı yaşama benzeyen bir şeyi azıcık da olsa tatmaktı.
My life feels normal for the first time.
Hayatım ilk defa normal.
In one fell swoop, Helena has changed this girl's life from a normal one, where she can be popular and all that, to the distinct likelihood that she's going to be introverted. A poor dresser.
Her seyden ote bu kizin hayatini normal yapmak Helena'nin isiydi onu populer yapmak onun olasi icine kapanikligini kotu giyinmesini onlemek.
Ordinary life. Taste it.
- Sadece normal bir hayatı denemelisin.
"Life will soon return to normal," Mayor Gonzales said...
Şehirde hayat kısa sürede normale dönecek. Belediye Reisi...
It's kinda normal to me, you know, it's my life.
- Bana göre yeterince normal.
A normal man, freed from his Confessor, would return to his former life as if nothing had happened. But a Seeker and a Confessor have a special bond.
Normal bir adam, Confessoründen kurtulunca hiçbir şey olmamışçasına eski hayatına döner fakat bir Arayıcı ile bir Confessor arasında özel bir bağ vardır.
And then I got this other life, where l'm just like you. I'm normal.
Sonra bir de, aynı senin gibi olduğum diğer hayatım var. Orada normalim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]