Against the wall traducir turco

- Against the wall.

- Duvara dayan.

Everybody up against the wall!

- Herkes duvara yaslansın!

Their backs were against the wall.

Köseye sikismislardi.

You've never been pushed up against the wall, man.

Seni kimse duvara yapıştırmamış.

I was standing against the wall and I saw a cab do a U-turn and pull up to the curb.

Duvara yaslanmış duruyordum. Bir taksi U dönüşü yaptı ve kaldırımda durdu.

Holding against the wall.

Duvara yaslanın.

Get back against the wall!

Duvardan uzaklaşın!

Up against the wall now!

Hemen duvara yaslan!

- In that case I take a Slow Screw against the wall, and make it a double.

- O zaman biraz alayim gel se sunu duble yap.

- Against the wall.

- Duvara yaslan.

- Up against the wall.

- Duvara.

Against the wall.

Duvara yaslan.

Er, you just hit your head against the wall.

Ama duvarın içinden geçtin.

Hands up against the wall.

Ellerini duvara daya.

Everybody stay calm, get against the wall.

Herkes sakin olsun. Duvar kenarına toplanın.

Everybody calm down, get against the wall.

Sakin olun, duvar kenarına toplanın.

Get against the wall.

Duvara yaslan.

- Get against the wall. - You wanna bring us downtown?

- Duvara mı yaslanayım?

Just shoot him out, shoot him against the wall.

- Çekiver adamı. Duvara yaslanmışken çek!

Line up against the wall. And you.

Duvar dibine dizilin.

Women like you, I fuck them against the wall!

Senin gibi karıları duvara dayayıp gebertene kadar sikerim ben!

Bedrolls against the wall. - Hurry!

Yataklar duvara dayalı katlansın.

They'll put us up against the wall.

Hepimizi kurşuna dizecekler.

Feet shoulder-width apart, hands against the wall.

Eliniz duvara dayayın.

- Oh yeah, that fella upstairs is gonna make me a bed what folds up against the wall, like what James Bond has.

Üst kattaki adam duvara doğru katlanan bir yatak yapacak. James Bond'un yatağı gibi.

They tried to make him stand up against the wall, and he was sliding down. They pushed him back against the wall.

Duvara doğru ayakta durmasını istiyorlardı, ancak her kayıp düştüğünde, tekrar duvara itiyorlardı.

You take the ladder, put it up against the wall of the house... and I direct you through the earphone.

Merdiveni alacak, evin duvarına dayayacaksın sonra ben kulaklıktan sana talimatları vereceğim.

Put the ladder up against the wall by the lower roof.

Merdiveni alt çatının duvarına yasla.

Place the ladder against the wall.

Merdiveni duvara yasla.

Get up, against the wall!

Duvara dön.

Against the wall.

Duvara dön.

Up against the wall!

Duvara yaslan!

There's no law that says it has to be against the wall.

Duvarın yanında duracak diyen bir kanun yok.

Up against the wall.

Duvara yasla.

Slowly... both of you against the wall.

Yavaşça, ikiniz de duvara yaslanın.

Against the wall.

Duvara doğru.

Hands against the wall. I got him, I got him.

Onu tuttum, tuttum onu.

Lvpd.Up against the wall.

Las Vegaz Polisi. Duvara yaslanın.

She said hands against the wall.

Size, "duvara yaslanın" dedi.

Against the wall, kid!

Duvara dön, çocuk!

But I will put ten Callys up against the wall to make sure that this ship and this fleet are not destroyed.

Ama bu gemi ve bu filonun yok edilmesini engellemek için gerekirse on tane Cally'yi duvara dikerim.

- Against the wall...

- Duvara...

Do you see that guy behind you in the blue blazer against the wall?

Arkandaki spor ceketli adamı gördün mü?

Means... Slam me up against the wall right here.

Beni duvara daya..

Show me your IDs, against the wall!

Kimliklerinizi gösterin, yüzünüzü duvara dönün!

Against the wall, and hand over your IDs

Yüzünüzü duvara dönün ve kimliklerinizi gösterin.

But how do you create a wall or a boundary against the very basic desire of sharing?

Ancak, en temel güdülerden biri olan paylaşma güdüsü karşısında nasıl bir duvar ya da sınır inşa edebilirsiniz?

You've been banging your head against the same wall for a year.

Bir yıldır kafanı aynı duvara vurup duruyorsun.

Up against the wall.

Ellerini duvara koy.

Newbie, the only way you could be less productive right now is if you were, in fact, the wall on which you're leaning against.

Çaylak, şu an bundan daha az üretken olabilmenin tek yolu yaslandığın duvarın kendisi olman olurdu.

Cause of death would appear to be a blow to the head, possibly struck against a wall or a kerb.

Ölüm nedeni kafaya darbe. Muhtemelen duvara, yahut kaldırıma çarpmış.