Always the same traducir turco
2,919 traducción paralela
Always the same.
Her zaman aynı.
Look at that show 20 / 20, it's always the same thing, right?
20 / 20 programına bakın mesela, hep aynı şey değil mi?
Always the same!
Her zaman!
It's always the same... same faces, same streets, same everything.
Her zaman aynı aynı yüzler, aynı sokaklar her şey aynı.
Yeah, you know... you go in one side of the board and come out the other, but it's always the same board.
Evet, bilirsin işte bir taraftan girer diğer taraftan çıkarsın,.. ... ama labirent hiç değişmez.
It's always the same. It's not the act, it's the cover-up.
Yapılan değil, ört pas edilmeye çalışılması önemlidir.
But one thing is always the same - - with each piece of the puzzle, you find you understand your enemy more clearly.
Değişmeyen tek şey ise bulmacanın her bir parçası düşmanınızın aklından geçenleri daha kolay anlamanızı sağlar.
It's always the same drill.
Mevzu hep aynıdır.
It's always the same.
Hiç değişmiyor.
You walk into the living room, it's always the same song.
Oturma odasına girince hep aynı şeyleri duyuyorsun.
It's done. It's always the same, huh?
Hep aynı, değil mi?
It's always the same, no one will admit it.
Her zaman aynısı oluyor, kimse kabul etmiyor.
It's always the same with you, Joey.
Sen hep böylesin, Joey.
Always the same mistakes.
Hep aynı hatalar.
The road racers great defence is always the same thing, every single one of them, it's the same thing,
Cadde yarışçısı eşittir mükemmel savunma içgüdüsü Her biri için aynı manayı ifade eder
You always wear the same shirt.
Hep aynı gömleği giyiyorsun.
You know, Valery, every year they fly thousands of miles, and they always return to the same place.
Biliyorsun, Valery onlar her yıl binlerce mil uçar ve sonra hep aynı yere geri dönerler.
If killing is always wrong then I get the same points against me for a holy man as a pimp.
Eğer öldürmek yanlışsa, bir balık yerine bir keşişi öldürmek de aynı günahtır.
I'm telling you this because problems always seem to happen to the same people and, what do you know, it always happens late on Saturdays.
Bunu söylememin nedeni, sorunlar daima aynı kişilere oluyor gibi görünüyor ve niye hep cumartesi geç saatlerde oluyor, biliyor musun?
It's pretty much always been the same.
- Hemen hemen her zaman aynıdır.
But just to make it clear, he and I have always had the same interpretation of what's right.
Ama şuna bir açıklık getireyim Sam ve ben, neyin doğru olduğu konusunda her zaman hemfikirizdir.
And there have always been and there always will be the same percentage of winners and losers, happy fucks and sad sacks, fat cats and starving dogs in this world.
Ve kazananlarla kaybedenlerin oranı hiçbir zaman değişmedi, hiçbir zaman da değişmeyecek. Mutlular, mutsuzlar zenginler, fakirler hep aynı.
No matter how far a swing swings, it always comes back to the same place.
Mühim değil ne kadar uzağa gidebilirler ki,... dönüp dolaşıp daima aynı yere dönecekler.
Oh, sweetheart, you are exactly the same morning ray of sunshine you've always been.
Canım, her zamanki gibi ışıl ışılsın.
You and me both- - we've always been on the same side.
Sen ve ben hep aynı tarafta olduk booth.
Cameras... So I watched the segments of Kill the Myth that Brennan sent, Uh-huh. Coleman always seems to use the same type of camera.
Kameralar Brennan'ın yolladığı "Gizemi Çöz" bölümünü izledim.
He always played the same numbers...
Hep aynı numaralara oynardı...
- He's the same Teddy he's always been.
Tanıdığınız, her gün gördüğünüz Teddy.
You are always talking about how it's never gonna be the same.
Sen de her zaman, eskisi gibi olmayacağını söylüyordun.
- I'm the same as I always was, nothing pleases me unless it's right.
- Her zaman olduğum gibiyim. Doğru olmadıkça hiçbir şey beni mutlu etmiyor.
It's the same stupid clue Mom always puts in for River.
Bu annemin River için her zaman yazdığı, aynı aptal şey.
We always do the same thing every Friday night.
Her Cuma akşamı aynı şeyi yapıyorsun.
Always trying to be as careful as we can and, at the same time, push it which is how you find yourself in these situations sometimes.
Her zaman olabildiğince dikkatli olmak zorundayız ama aynı zamanda kendimizi bu tip durumlarda bulabilecek kadar zorlarız.
Not Cassius. His cuts were always exactly the same.
Onun kesikleri her zaman kesinlikle aynidir.
I've been over this shit like a thousand times... to the point at which I always see the exact same thing.
binlerce kez olduğu gibi yine bu bokun icerisindeyim... o noktada, ben herzaman ayni seyi goruyorum.
Truth be told, I always saw a bit of myself in her, and I'd like to think she'd say the same thing.
Aslında onda hep kendimden bir şeyler görmüşümdür ve... -... onun da aynı şeyi söyleyeceğine inanmak isterim.
And as long as we've been here, the story's always been the same...
Burada olduğumuzdan beri, hikâye hep aynı olmuştur.
Yeah, because she told me what she's really looking for is another workaholic who'd always know what she was gonna say and would contradict her before she even got the chance to say it, eats beans on toast twice a week, whose wardrobe consists of 15 pairs of the same jeans, jackets, and shirts, and who likes to make fun of any and all authority, even if it's his ex-wife who lives 1,200 miles away.
Evet, çünkü bana dediğine göre gerçekten aradığı kişi her zaman onun ne söyleyeceğini tahmin edip daha söylemesine fırsat vermeden, onun aksini iddia eden, haftada iki kez fırında pişmiş bezelye yiyen, gardırobunda aynı kot pantolonundan, ceketten ve gömlekten 15'er tane bulunan 2,000km uzaktaki eski eşi bile olsa yetki sahibi kişilerle dalga geçmeyi seven biri olmalıymış.
People always think that Colombian and trafficker are the same thing.
İnsanlar, Kolombiyalılar ile kaçakçıları hep aynı kişiler sanıyorlar.
Mr. Shue, as always, you and I are on the exact same page.
- Bay Shue, her zamanki gibi sizinle yine hemfikiriz.
She Wants to help her mother the same Way you've always helped her.
Senin her zaman ona yardım ettiğin gibi O da annesine yardım etmek istiyor.
She'll always remain the same exact Sarah Walker.
O hep tanıdığım Sarah Walker olarak kalacak.
You're always doing the same thing.
Her zaman aynı şeyleri yapıyordun.
But whenever I do see him, we always go to the same place, do the same thing and have a catch up.
Ama ne zaman görüşsek, her zaman aynı yere gider aynı şeyleri yapar, hasret giderirdik.
Once an animal tastes another animal's blood, it always wants the same blood again.
Bir hayvan diğer hayvanın kanının tadına baktığında. Her zaman aynı kanı ister.
They always hide them in the same place.
Hep aynı yere saklıyorlar.
The little male has been going farther and farther, but both always return to the same spot.
Yavru erkek alabildiğince uzaklara gidiyor,... fakat ikisi de her seferinde aynı noktaya geri dönüyorlar.
You know, in lab class I always felt sparks whenever we reached for the same beaker.
Laboratuar sınıfında, deney şişesine uzandığımızda hep bir kıvılcım hissediyordum.
They always come to me with the same wish.
Bana hep aynı taleple geliyorlar.
He'll always be with us, the same way that your sons will always be with you.
O daima bizimle yaşayacak. Tıpkı oğullarınızın da sizinle yaşayacağı gibi.
I have to know if you're the same person you always were.
Hep olduğun kişi olup olmadığını bilmem gerekiyor.
the same goes for you 21
the same to you 32
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the same one 32
the same 389
the same way 23
the same thing 67
the same day 16
the same night 17
the same to you 32
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the same one 32
the same 389
the same way 23
the same thing 67
the same day 16
the same night 17
same 401
sameen 56
same shit 36
same here 431
sameer 18
same place 91
same old shit 20
same to you 169
same for me 44
same as usual 40
sameen 56
same shit 36
same here 431
sameer 18
same place 91
same old shit 20
same to you 169
same for me 44
same as usual 40
same as me 59
same age 24
same old 229
same as yesterday 19
same as before 48
same question 21
same as you 248
same again 100
same goes for you 33
same as last time 25
same age 24
same old 229
same as yesterday 19
same as before 48
same question 21
same as you 248
same again 100
same goes for you 33
same as last time 25