And expensive traducir turco
1,552 traducción paralela
- Some place romantic and expensive.
- Romatik ve pahalı bir yere.
Seems like this meadowsweet stuff's rare and expensive.
Sanırım bu erkeç sakalı zor bulunuyor ve pahalı.
with apologies and expensive lunches, and by that time, the festering boil that is Shoshanna will be a dim memory.
O vakte kadar da Shoshanna denen o pislik zihnimde soluk bir anıya dönüşecek.
The print on paper form is embarrassing because in order to distribute it you've got to move the paper around And lots of paper gets to be bulky and heavy and expensive to move about.
Kağıt üzerine baskı biçimi sıkıntı vermektedir, çünkü bu bilgiyi dağıtmak için kağıtları dolaştırmanız gerekir ve kağıt yığınları oluşur, bu yığınlar ağırlaşır ve taşınmaları pahalıya mal olur.
And expensive. - Really?
Ve pahalı olacak.
He has a ton of expensive DVDs and video games.
Tonlarca pahalı DVD ve video oyunu var.
He would call some friend in Washington, and there'd be some really fancy, expensive detective here with Justin in about four hours.
Washington'daki bir arkadaşını arardı ve 4 saat içinde... inanılmaz masraflı, pahalı bir dedektifle birlikte Justin burada olurdu.
I wake up every morning in a bed that's too small. Drive my daughter to a school that's too expensive. And then I go to work to a job for which I get paid too little.
Her sabah daracık olan yatağımdan uyanıyorum,... sonra kızımı, yıllık ücreti dünya para olan okuluna bırakıyorum,... ve sonra da komik bir maaşı olan işime geliyorum.
That's got to be expensive... and, you know, still with the embezzler on the loose?
Bu baya pahalı olmalı... ve, bilirsiniz, zimmetçi de yakalanmadı?
And those are expensive new shirts.
ve üstünüzdekiler çok pahalı, yeni tişörtler.
The truth is, this will be long, it will be expensive, it will be unpleasant, and you'll probably lose.
İşin doğrusu, bu uzun sürer, pahalıya patlar, sevimsiz olur ve muhtemelen kaybedersin.
Well, it's only six months and... though I will be traveling 250 miles above the Earth, at 18,000 miles per hour, it's only a phone call away, albeit a very expensive phone call.
Sadece altı aylığına ve... yeryüzünün 250 mil üstünde, saatte 18.000 mil hızla dolaşıyor olacak olsam da, sadece bir telefon uzaktayım, gerçi oldukça pahalı bir görüşme.
Now, it's a little expensive, but your father and I have discussed it and we are willing to loan you the money.
Biraz pahalıya mal olabilir ama babanla konuştuk, sana borç verebiliriz.
Yeah, well, I did, and phew, it's darn expensive.
Ben baktım. Acayip pahalı. Öyle mi?
Well, I bought you an expensive gift and I'm not giving it to you unless there's a party with people who can see how generous I am.
Bu harika bir fikir ama bebek partisi istemiyorum. Sana çok pahalı bir hediye aldım, ve onu sana vermem için, öncelikle partiye gelen insanların, bunu yaptığım için muhteşem olduğunu düşünmeleri gerekiyor.
No, what's crazy is I'm about to buy the most expensive suit of my life and I'll never wear it.
Saçma olan, hayatımın en pahalı takımını alıyor olmam ve onu hiç giyinmeyecek olmam.
And some of us gave you very expensive wedding gifts.
Ve bazılarımız sana çok pahalı düğün hediyeleri verdik.
And your most expensive tour package of the islands.
Ve bir tane de en pahalı tur paketlerinden.
Cars are expensive, and... you can't afford one for Josh since you're out of work, and... Nicole doesn't make as much as you.
Arabalar pahalı ve çalışmıyorken Josh'a araba almayı karşılayamazsın ve Nicole senin kadar kazanmıyor.
Look, he just took some money and one very expensive watch which I really didn't like anyway.
Bak, sadece biraz para ve çok da hoşlanmadığım pahalı bir saat aldı.
And it's not that expensive.
Ve pahallı da değil.
YOU KNOW IT WAS REALLY EXPENSIVE AND UM, SHE HAS A NO REFUND POLICY.
Gerçekten çok pahalıydı ve geri ödeme politikası yok.
So what happened was, I lost my keys and I need to get in there so I can get my TV and VCR and anything else expensive I happen to see.
Anahtarlarımı kaybettim, içeri girip, televizyonumu, videomu ve gördüğüm tüm pahalı şeyleri almak istiyorum.
I know you're a scholarship student and Stanford is a very expensive school.
Burslu bir öğrencisin biliyorum ve Standford da pahalı bir okul...
Okay.Oh, I was talking to gerald.... he agreed that napa was too expensive, and he knows about this old officers quarters in the presidio that's better.
Tamam.Oh Gerald ile konuştum....... ve Napa'nın pahalı olduğunu düşündük,... ve yaşlı subayların karargahındaki yer daha uygun geliyor.
She wore expensive dresses,... knew how to order wine, but... she was only 23 years old and...
Pahalı elbiseler giyerdi ve nasıl şarap isteyeceğini bilirdi.
Upgrading to low-emissions factories is expensive in the short term, sure, but they pay for themselves in P.R., In heating and cooling costs,
Küçük ihracat fabrikalarıyla çalışmaya başlamak kısa süre için pahalı bir yatırım tabi ki ama kendi masraflarını karşılıyorlar, veri primlerini, ısıtma
All He Does Is Walk Around Now And Mouth Off And Ask For Expensive Things. Well- -
Tek yaptığı etrafta dolaşıp, küfür edip pahalı şeylerden bahsetmek.
They're even far more expensive to operate and maintain.
They're even far more expensive to operate and maintain.
And in the ass is aore expensive...
Ve kıç kısmı daha mı pahalı?
put a big enough magnet where That laptop's going to be, and you can turn it Into an expensive paperweight.
Diz üstünün olabileceği yere mıknatıs koymak,... adama yapacağınız büyük bir ızdıraptır.
So they fired all the guys in the middle and moved up their mailroom staff right before all the salaries got expensive.
Ücret yükü artmadan az önce orta seviyedeki herkesi kovmuşlar posta odasındaki personelin de yerini değiştirmişler.
It's british longest and most bitter srtrike since 1926. And the most expensive ever.
Bu, 1926'dan bu yana İngiltere'deki en uzun, en acı,... ve en pahalı grev oldu.
Expensive item for a college student. And, judging by her wardrobe, she's never met a designer that shedidn't like.
Gardırobuna bakılırsa, tasarımcı giysileri alıyormuş.
* maybe once or twice * * but staying mad at me is expensive * * and it's free to forgive * Oh. * and it's free to forgive *
* bir ya da iki kere olsun * * bana kızgın kalmak pahalıdır * * ama bağışlamak bedava * * bağışlamak bedava *
And he's expensive.
Bu gazeteye zarar vermek istiyorsan,
And, well, she needs expensive surgery.
Çok pahalı bir ameliyat olması gerekiyor.
Expensive and mature.
Pahalı ve olgun.
Uh, I mean, if theyhave expensive tastes, if they have to havea-a cadillac and all that, um.
Ee eğer pahalı zevkleri varsa, bi cadillac istiyolarsa aa
In the American west, the range land was free, and all could graze it because it was too expensive to fence it barbed wire changed that and you could turn it into property.
Amerika'da, eski batıda toprak serbestti ve bu otlaklarda herkes hayvanlarını otlatabiliyordu, çünkü çit çekmek pahalıya mal olmaktaydı. Dikenli teller bu durumu değiştirdi. Artık toprağı mülk haline getirebilirdiniz.
Myers'verdict comes after one of the lengthiest and most expensive trials in the state's history.
Myers'ın jüri kararı ABD tarihinin en uzun ve en pahalı duruşması oldu.
Leonard created an extremely expensive marketing campaign around this book... and Dracoban is the cornerstone of that campaign.
Leonard bu kitap için... son derece pahalı bir pazarlama kampanyası hazırladı... ve Dracoban da bu kampanyanın temel taşı.
Gayer, more expensive, easier, relevant, more into luxury and splendour of a well-satisfied little republic.
Gayet memnun küçük cumhuriyetin içinde daha gey daha pahalı, daha kolay ilgili çok daha lüks ve ışıltılı.
And it would be really expensive.
Ayrıca pahalı olur.
Bad news is, we're gonna have to buy this one, and it's expensive.
İşin kötü tarafı, vaktimiz dar olduğu için bu makineyi satın almalıyız.
And you tried on these beautiful Italian sandals, and I kept telling you that they were too expensive.
İçeride o güzel İtalyan terliklerini deniyordun. Ben de habire çok pahalı olduklarını söylüyordum sana.
But it's expensive, and Bronx Science is a great public school.
Ama pahalı ve Bronx harika bir devlet okulu.
And I got you this token, this expensive token.
Sana hediye olarak bu kumbarayı aldım, bu pahalı kumbarayı.
Wall sconces? Well, they're not expensive and we can get an electrician to put them in.
Neden fikrini değiştirdin?
However, if this shipment he is not dangerous, he is very fragile and most expensive.
Şunu söyleyebilirim, kargo tehlikeli olmasa da çok hassas ve değerlidir.
Wong Chia Chi needs expensive jewellery, and you want to be a Resistance hero,
Wong Chia Chi'ye pahalı mücevherler lazım sen de direniş kahramanı olmak istiyorsun.
expensive 170
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everybody knows it 20
and everything 101
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everybody knows it 20
and everything 101
and everything else 36
and ever since then 47
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and ever 26
and every year 34
and everybody 18
and even worse 29
and every time 51
and ever since then 47
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and ever 26
and every year 34
and everybody 18
and even worse 29
and every time 51