And his friend traducir turco
1,997 traducción paralela
And then she murdered Matthew and his friend Daemon so that you would never find out.
Sonra da siz bunu öğrenmeyin diye Matthew ve arkadaşı Daemon'u da öldürdü.
One day he and his friend Deagol went fishing and Deagol sees something glinting in the bottom of the river. He pulls it out. It's the ring, and it so beautiful, but Gollum, whose name was Smeagol at that time, wants the ring.
Bir gün arkadaşı Deagol ile balık tutmaya giderler ve Deagol nehrin dibinde parlayan bir şey görür ve çıkarır, çıkardığı şey çok güzel bir yüzüktür, fakat Gollum, ki o zaman ismi Smeagol'dür, yüzüğü almak ister.
After you left I went back to his apartment with him and his friend.
Çünkü sen gittikten sonra arkadaşıyla beraber evine gittik.
- I very much want you to go with him as his doctor and his friend.
- Doktoru ve arkadaşı olarak onunla beraber gidersen çok memnun olurum.
Our boss asked us to help solve the murder of his friend's sister, and instead, you're running around trying to prove that her husband committed vehicular manslaughter.
Patronumuz bizden, arkadaşının kız kardeşinin cinayetini çözmemizi istedi bunun yerine sen kocasının araçla adam öldürdüğünü ispatlamaya çalışıyorsun.
We'vejust received intelligence he may still be alive-in Switzerland. And my friend received the same intelligence... and has dispatched his people to find Kolben.
Hala İsviçre'de yaşıyor olabileceğinin istihbartını aldık, ve arkadaşım da aynı istihbaratı aldı.
I just wrote Terry and told him I'm hiring his friend.
Terry'e arkadaşını işe alacağımı yazdım.
Thanks to his high and almighty punch, my friend is crying.
Onun yenilmez ve büyük yumruğu sağ olsun, arkadaşım ağlıyor.
And I've come home to Harper's Island. My best friend is getting married To the girl of his dreams.
En iyi arkadaşım hayallerindeki kızla evleniyor fakat bu yolculuktaki her şey bir kutlama değil.
Maybe I'm just too tired to be intimidated, but you sound very confident for someone who just let a lyco and a corpse walk off with his best friend.
Belki gözümün korkması için çok yorgunumdur. Ama bir köpek ve cesedin en yakın arkadaşıyla beraber çıkıp gitmesine bir şey yapamayan biri olarak kendine fazla güveniyorsun.
I wanna go back and become Ethan's girlfriend, not his friend.
O zamana gitmek. ve Ethan'nın sevgilisi olmak, Arkadaş değil.
It's a BJ McKey and his best friend bear.
Bu Saksafoncu Mckey ve onun ayı kardeşi.
So him and his friend are playing soccer.
Arkadaşıyla futbol oynuyorlar çocuklar topun peşinden koşuyorlar.
And if only one thing had happened differently if that shoelace hadn't broken or that delivery truck had moved moments earlier or that package had been wrapped and ready because the girl hadn't broken up with her boyfriend or that man had set his alarm and got up five minutes earlier or that taxi driver hadn't stopped for a cup of coffee or that woman had remembered her coat and got into an earlier cab Daisy and her friend would have crossed the street and the taxi would have driven by.
Sadece bir şey farklı olsaydı o ayakkabı bağı çözülmeseydi o kamyon daha önce geçseydi ya da o paket hazır olsaydı çünkü kız erkek arkadaşından ayrılmamış olsaydı ya da o adam saatini kurup beş dakika önce kalksaydı ya da o taksi şoförü kahve molası vermeseydi ya da kadın mantosunu unutmasaydı ve bir önceki taksiye binseydi Daisy ve arkadaşı karşıdan karşıya geçerken taksi de onları geçip gidecekti.
Grey is going to coax him back as a loving friend, you're gonna use logic and reason to point out the idiocy of his ways,
Grey sevgili arkadaşı olarak onu tatlı sözlerle caydıracak. Sen de yaptığının ne kadar gerzekçe olduğunu göstermek için öne mantık ve nedenler süreceksin.
And I say that as his best friend in the world.
Ve bunu onun dünyadaki yakın arkadaşı olarak söylüyorum.
Our friend O'Neill will be charged with his murder... and the 12 bombings in Europe.
Arkadaşımız O'Neill bu cinayet ve Avrupa'daki 12 bombalama olayıyla suçlanacak.
You're a good man, a good employee, and friend who's made a tremendous sacrifice for his...
Sen iyi bir adamsin, iyi bir çalisansin. Ülkesi için büyük fedakârliklar yapmis bir adamsin.
I'm his best friend, and I support him no matter what... even if he were rich and dressed like Truman Capote.
Onun en iyi arkadaşıyım ve ne olursa olsun zengin ve Truman Capote gibi giyinse de onu desteklerim.
I was his best friend since high school, and he needed a reference.
Liseden beri en iyi arkadaşıydım ve bir referansa ihtiyacı vardı.
His ex-landlord, and his former best friend.
Eski evsahibi, ve onun eski kankası.
And his mother used to be a friend.
Annesi de eskiden arkadaşımdı.
This here is'Nick and this and'his friend Kemba.
Bu Nick, bu da onun arkadaşı, Kemba.
And let it be known that any friend of his is an enemy of mine.
Ayrıca herkes bilsin ki bu adamın dostu olanlar benim düşmanımdır.
And Bedford, well... [Scraping] He was just trying to protect his friend.
Bedford da sadece arkadaşını korumaya çalışıyordu.
I'm not your friend and I'm not his friend.
Senin ve onun arkadaşı falan değilim.
And... I must do my caro sposo the justice of saying, he need not be ashamed of his friend!
Ve şunu içtenlikle söylüyorum ki, arkadaşından utanmasına hiç gerek yok!
Jim is my enemy, but it turns out that jim is also his own worst enemy. And the enemy of my enemy is my friend, so jim is actually my friend.
Jim benim düşmanımdır ama görünüşe göre Jim aynı zamanda kendisinin en kötü düşmanı ve düşmanımın düşmanı benim dostumdur yani Jim aslında arkadaşım.
Harald found his son at last. And Märta met her friend again
Harald en sonunda oğlunu buldu ve Marta arkadaşıyla tekrar bir araya geldi.
Aurel is a friend of his cousin and maybe he'll find out, shouldn't you tell him?
Aurel, adamın kuzeninin arkadaşı,... muhtemelen fark edecektir, ona söylemen gerekmez mi?
I've been watching a friend go through an ordeal with his children, and it has only affirmed that I was not meantto have any of my ownand that I never will.
Bir dostumun çocuklarıyla başından geçen bir zorluğu gözlemliyordum ve bu sadece benim aile sahibi olmamam gerektiğini ve olmayacağımı doğruladı.
Tara and Gina. That's Tara's friend. They were practically running his fan club.
Tara ve arkadaşı Gina, hayran kulübünü yönetiyor sayılırlar.
So, call Major Sex and his friend Colonel Pot.
Yardım edin!
A sergeant and his best friend took his little boy duck-hunting for the first time.
Bir çavuş ve en iyi arkadaşı küçük oğlunu ilk defa ördek avına götürmüştü.
- Like when a guy's upset his friend agreed to take a class with him and then doesn't because he's doing a juice fast with his mother?
Bir erkek, arkadaşı onunla aşçılık dersi almak istiyor diye üzülüyorsa annesi kadar hızlı yemek yapabildiği için ortadan kaybolması mı gerekiyor?
So dwight took the lead on that and introduced us to a very close friend of his named recyclops.
İşte o gün Dwight bu konuda önderlikte bulundu ve bizi yakın arkadaşı olduğunu söylediği Dönüştür-Adam'la tanıştırdı.
And a Hindu friend said, no, it says'deliveries on Tuesday. So he is not the ass monkey who delivers on Tuesday for the rest of his life.
bir dövme daha yaptırdı hintçe "Aydınlanmanın Şafağı" anlamına gelmesi gerekiyodu fakat bir Hintli arkadaşımız, "hayır orda teslimat salı günleri yazıyor" dedi sonuçta hayatının geri kalan kısmını salı günü teslim edilmesi gereken bir maymun götü değildi.
Or I'd take a banana and stick It up some guy's ass in front of His best friend and I'd be like,
Ya da birisinin kıçına en yakın arkadaşının önünde muz sokardım, sanki " Hey!
And Sa Woo, who was introduced to Seung Hee by his hometown friend Sang Hyun, also falls in love with Seung Hee at first sight.
Sa Woo, bir arkadaşı sayesinde Sung Hee ile tanıştı. Ve o da aşık oldu.
Our furry little friend is great help when his belly is full, and I believe he likes you.
Görünüşe göre Sadida bizimle. Tok olduğu zamanlar kolay ikna olur, hem seni baya sevmiş anlaşılan.
Furthermore, rather than repenting for his crime, he blamed his friend and mocked Korean judicial system by insisting his US citizenship.
Dahası, işlediği suçtan pişman olmak yerine, kendi arkadaşını suçladı. Amerikan vatandaşı olduğunu dayatarak Kore yargı sistemiyle alay etti.
Nikolai lost the love of his life and his best friend and brother.
Nikolai hayatının aşkını kaybetti. en iyi arkadaşını ve kardeşini.
Walter Schroyer, Army buddy of your libidinous friend, gives his moving tribute to Stephen Collins in that ass-wipe excuse of a paper and not to us.
Walter Schroyer, şehvet düşkünü dostunun asker arkadaşı. Stephen Collins'e bizde değil de saçma sapan bir gazetede methiyeler düzüyor.
- Name? No, I'm not gonna give you... his name, he's a friend, okay? - And...
- İsmi?
I went back and I told him his best friend's name in high school... and that it would be a perfect name for our first child.
Oraya gittim ve ona lisedeki en yakın arkadaşlarının ismini söyledim. Ve bunun ilk çocuğumuz için harika bir isim olabileceğini.
Every night, my friend Nathaniel tucks his instruments away and lays his head among the predators and hustlers, among fallen drunks sprawled in the streets, as rats the size of meatloaves dart out of the drains to feed off the squalor.
Her gece dostum Nathaniel enstrümanlarını bir köşede bırakıp yağmacılar ve dolandırıcıların, sokaklara saçılan sarhoşların beslenmek için girdikleri pisliklerin arasında sıçrayan kocaman et yığını ebadındaki sıçanların arasında kafasını yastığını koyuyor.
Just be his friend and show up.
Git ve onun arkadaşı olarak yanında ol.
On the contrary, I am delighted that my husband has found a friend who understands and shares his ideals.
Aksine, kocamı anlayan ve onun ideallerini paylaşan bir arkadaşı olması beni mutlu ediyor.
You'll fight with... and get degreted.. I'm his girl friend..
Onunla kavga edeceksin ve küçük düşeceksin.
In his will, Noel had left Mary some money so she decided to go to university and study disorders of the mind, yearning to learn more about her friend.
Noel vasiyetinde, Mary'ye biraz para bıraktı Mary bu sayede üniversiteye gitmeye ve akıl bozukluğu üzerine okumaya karar verdi... Arkadaşı hakkında daha fazla şey öğrenmeyi arzuluyordu.
And you gave your number to his friend, so he'll call you.
Arkadaşına, seni araması için numaranı verdin.
and his friends 16
and his brother 20
and his mother 31
and his father 24
and his 59
and his wife 80
and his family 18
and his daughter 27
and his son 20
and his name 26
and his brother 20
and his mother 31
and his father 24
and his 59
and his wife 80
and his family 18
and his daughter 27
and his son 20
and his name 26
and his girlfriend 18
his friend 45
his friends 61
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
his friend 45
his friends 61
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37