And how about you traducir turco
5,327 traducción paralela
And how about you?
Peki ya sen?
What if you let him go And he writes about how you roughed him up?
- Ya adamı bırakınca gidip onu nasıl patakladığınız hakkında yazarsa ne olacak?
How about for now, I just promise not to show up at your house and attack you again?
Şimdilik evine gelip sana tekrar saldırmayacağıma söz versem nasıl olur?
And when I read it, I think about how brilliant you are.
Ve okuduğum zaman ne kadar harika olduğunu düşünüyorum.
How about, "Mother, " you should've told me you were giving Michaela a prenup, " and as her fiancé,
Şuna ne dersin? " Anne, Michaela'ya evlilik öncesi sözleşmesini verirken nişanlısı olarak bana söylemeliydin.
Which is how I could sleep with you all these months, because I would think about him and I'd be able to stand you on top of me!
Aylar boyunca seninle yatabildim çünkü onu düşününce üstümde durmana katlanabiliyorum.
And it's always about how fast you can go.
Ve her zaman ne kadar hızlı gidebildiğinle ilgilidir.
Can you see how a grown man, an accomplished scientist, who invests in a store that sells picture books about flying men in colorful underwear might be wasting both his financial and intellectual resources?
Yetişkin, başarılı bir bilim insanının renkli iç çamaşırlarıyla uçan adamlarla ilgili resimli kitap satan bir dükkâna yatırım yapmasının parasal ve zihinsel kaynaklarını boşa harcıyabileceğini görüyor musun?
And we are not leaving until you come clean about how you knew that combination, and why the signal got blocked.
Sen temize çıkmadan, şifreyi nasıl bildiğini ve sinyalin neden bloke olduğunu öğrenmeden şuradan şuraya gitmiyoruz.
Maybe you should think twice before you go on giving these big public speeches about the old Sarah and the new Sarah and how you're off all this crap.
Tamam, şimdi çeneni kesmek isteyebilirsin. Belki eski, yeni Sara ve bu pislikten nasıl ayrıldığın hakkındaki büyük konuşmalarından önce iki kez düşünmelisin.
How do you think Colum will feel about you helping Dougal steal money from him to line his own pockets, and using his nephew Jamie to do it?
Kendi cebini doldursun diye Dougal'ın ondan para çalmasına yardım edip ve bunun için yeğeni Jamie'yi kullanmasıyla ilgili Colum hakkınızda ne düşünür sizce?
You knew how I felt about her, and you did it anyway.
Onun hakkında ne düşündüğümü biliyordun ama yine de yaptın.
How about this - - you show some respect, and I'll conduct business over here in the real world.
Bu konuda nasıl... sen biraz saygı göster, Gerçek dünyada ben işimi yaparım.
But how about this... I make this here putt, and you kiss me tonight?
Bu vuruşta tutturayım sen de bu gece beni öp.
Oh, and he told me what you said, about how you think he's using me to hurt you!
Bir de, bana dedi ki seni üzmek için beni kullandığını söylemişsin!
I win. Hey, Jen, how about you stop by Matty's house after school and help me set up?
- Hey, Jen, okuldan sonra uğrayıp Matty'nin partisi için evi düzenlememe yardım eder misin?
How about I send you and Stephanie on a second honeymoon to Hawaii?
Sizi Havai'ye balayına göndermeme ne dersiniz?
I thought about it all night and then I suddenly remembered you knew how to use gunpowder.
Tüm gece düşünmüştüm. Sonra birden senin barutlardan anladığını hatırladım.
If you're grateful, then you'll stop complaining about how much work you have to do, and you'll figure out how to best manage your time, but as far as getting time off, that's not gonna happen if you still plan on working for me.
Madem minnettarsın ne kadar çok çalıştığın hakkında şikayet etmeyi bırak da zamanını nasıl kullanacağını öğren benimle çalışmaya devam etmeyi düşünüyorsan bundan sonra izin diye bir şey olmayacak.
Why don't you make that your focus, or how about just being happy with that and leaving my mom alone?
Neden buna odaklanmıyorsun? Veya bununla mutlu olup annemi rahat bırakır mısın?
How about I come over to your place, and I can just fill you in on everything? Good idea.
Evinize gelip bildiklerimi anlatsam nasıl olur?
How about you just go in there and see what she has to say?
Direkt oraya girip ne diyeceğini görmeye ne dersin?
That's how you found out her marriage was falling apart and about her prenup.
Tam da bu sayede evliliğin bitmek üzere olduğunu ve evlilik sözleşmesini öğrendiniz.
About what would happen if you could travel back in time and make a different choice in your past, how that would affect your life in the future.
Eğer zamanda geriye doğru seyahat edilebilseydin ve geçmişinde farklı bir karar verebilseydin bu senin geleceğini nasıl etkilerdi?
He groped me and said something about how he sees what you're doing, and he's waiting for you to slip up.
Beni elledi ve şöyle bir şey dedi : yaptığın şeyi biliyormuş ve hata yapmanı bekliyormuş.
And how do you feel about me?
Nasıl hissediyormuşsun ki?
H-How does he say something about the weather or-or what you had for lunch and you smile?
Havadan veya yemekten bahsettiğinde, suratına nasıl bakıp gülümseyebiliyorsun?
About how much you admired him. And about how much he will be missed. Yeah.
Ona nasıl hayran olduğunu, onun nasıl özleneceğini söylemen gerek.
How would you guys feel about a week-Iong, all-expenses-paid trip... to a place where you can cook your own food and do your own laundry?
Tüm masrafları karşılanmış, bir haftalık bir tatile ne dersiniz? Kendi yemeklerinizi pişirip, kendi kıyafetlerinizi yıkayacağınız bir yere?
Because of who her father was and how you felt about him.
Babasının kim olduğu ve onunla ilgili hissettiklerinden dolayı.
And another thing I saw was just how much your last firm was stealing from you. About a million or so every month.
Ve gördüğüm başka bir şey de eski firmanızın sizden ne kadar çaldığı.
How about we both look at the pipes under the sink and tell you if they're good or bad?
İkimiz de lavabonun altındaki borulara bakalım ve iyi durumdalar mı değiller mi söyleyelim.
But I'm eager to hear more about, you know, what you and Ryan have planned, or how you're gonna work it out.
Ama daha fazlasını duymak istiyorum Ryan'la senin neler planladığınızı ya da bunu nasıl çözeceğinizi.
How about just you and me?
Sadece senle ben yapalım, ne dersin?
How about we just start out with you showing me what you know, and then we'll just take it from there?
Siz neler bildiğinizi bana gösterin, şimdilik bununla başlayalım. Sonra ben ne yapacağımızı söyleyeceğim, olur mu?
Okay, and, uh, as long as you're in a generous mood, how about a promise you'll have my back at the Town Hall tonight?
Tamam, bu arada madem cömert havandasın bu akşamki kasaba toplantısında beni destekleyeceğine söz verir misin?
How about you let her go and we'll do that.
Onu bırakırsan konuşacağız.
So, I've been thinking a lot about you and your interests and your hobbies, and it's weird we aren't closer, given how much we have in common.
Bende senin hakkında çok düşündüm, ilgi alanların ve hobilerin falan, ve bu kadar ortak özelliğimiz varken, samimi olmamamız çok garip.
So, if there's anything I can do for you in return... How about a, uh, parking sticker that I could put on my car so I can park in front of the Garden when the Knicks and Rangers are playing?
ee, senin için yapabileceğim birşey varmı... park etiketi olabilir arabama bir tane koysan fena olmaz bu sayede bahçeye park edebilirim
She deserves it. She stepped up and told the truth. You know how I feel about cops going against other cops.
bunu hak ediyor yanılıyorsun o sadece doğruyu söyledi ne hakkında nasıl hissettiğimi iyi biliyorum diğer polislere karşı duran polisler o görevini yaptı, pop ve hayatı cehenneme döndü. sanırım bu benim yüzümden oldu neden senin yüzünden? bu konuşma burda kalmalı.
If you're wondering how I'm pulling this off, I'm thinking about the time when I was eight and Don Mattingly called me a little turd.
Bunu nasıl yaptığımı merak ediyorsan 8 yaşındayken Don Mattingly'nin bana küçük çük dediği zamanı düşünüyorum.
And you know how I feel about her.
Ve onun hakkında nasıl hissettiğimi iyi biliyorsun.
Yeah, we'll talk about our partnership, how I'm an optimistic go-getter, and you're a giant downer of a wet blanket.
Evet, birlikteliğimiz hakkında konuşacağız, benim nasıl iyimser ve rahat, ve senin nasıl ruh emici olduğundan bahsedeceğiz.
Sean, how about you and I take a little walk to the bar and reinforce our friendship?
Sean, biz şöyle bara doğru yürüsek ve dostluğumuzu pekiştirsek, ne dersin?
I haven't forgotten... About how you helped Annie and I with Henry Wilcox.
Annie ve bana Henry Wilcox konusunda nasıl yardım ettiğini unutmadım.
You know, when you were little, we'd go to the park and there'd be all these moms there, talking about their kids and how great they were.
Hatırlarsın sen küçükken parka giderdik ve bütün anneler orda toplanır çocuklarının ne kadar harika olduklarını konuşurlardı.
Everything you told me about her... how smart she was, and how she's going to be a teacher, and...
Onun hakkında söylediğin her şey ne kadar zeki olduğu falan. Ve o şimdi öğretmen olacak.
I am thinking about you and how you need to commit to a relationship for a change.
Ben seni düşünüyorum ve bu ilişkiyi nasıl bir şansa dönüştürmene ihtiyaç duyduğunu.
You were supposed to ghostwrite my memoir, but instead you wrote a story about how you spent six months with me and saw what a big, dumb loser I am.
Güya anılarımı yazacaktın ama benimle geçirdiğin altı ayı ve ne kadar büyük ve aptal bir zavallı olduğumu yazmışsın.
You got 20 pages of Doctor Who erotic fan fiction, a recipe for soup, five different theories about how 9 / 11 happened, and a bunch of embedded YouTube videos that can't possibly be printed in book form.
Doctor Who hakkında 20 sayfa erotik hayran kurgusu bir çorba tarifi, 11 Eylül hakkında beş farklı teori ve kitaba basmanın mümkün olmadığı bir yığın YouTube videosu.
Uh-oh. I love the part about how you became famous so you could be constantly surrounded by distraction and wouldn't have to be alone with yourself.
Oyalanacak bir şeyler olsun diye ve kendinizle yalnız kalmamak için ünlü olduğunuz bölüme bayıldım.
and how old are you 36
and how are you 102
and how are you today 17
and how was that 17
and how much 16
and how would you know that 25
and how do you know that 74
and how do you know 38
and how do you know this 25
and how is that 29
and how are you 102
and how are you today 17
and how was that 17
and how much 16
and how would you know that 25
and how do you know that 74
and how do you know 38
and how do you know this 25
and how is that 29
and how's that 40
and how am i supposed to do that 16
and how 239
and how was it 20
and how's that working out for you 17
and how would you know 23
and how are you gonna do that 24
and how do i do that 21
and how does that make you feel 17
and how do we do that 48
and how am i supposed to do that 16
and how 239
and how was it 20
and how's that working out for you 17
and how would you know 23
and how are you gonna do that 24
and how do i do that 21
and how does that make you feel 17
and how do we do that 48