English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Are you leaving us

Are you leaving us traducir turco

112 traducción paralela
Are you leaving us, Miss Claythorne?
Bizden ayrılıyor musunuz Bayan Claythorne?
Are you leaving us, Miss Dickinson?
Gidiyor musunuz Bayan Dickenson?
- Are you leaving us, too?
- Siz de mi bizi terk ediyorsunuz?
Are you leaving us high and dry?
Böyle dımdızlak bırakacak mısın bizi?
Are you leaving us?
Bizden ayrılıyor musunuz?
Guys, are you leaving us?
Beyler, bizi yalnız mı bırakıyorsunuz?
Are you leaving us, Arnold? Yes.
Bizi terk mi ediyorsun Arnold?
Are you leaving us?
Bizi terk mi ediyorsun?
Why are you leaving us?
Niye bizleri bırakıp gittin?
Are you leaving us, Mick?
Bizi bırakıyor musun Mick?
Are you leaving us, Blackadder?
Bizi terk mi ediyorsun, Blackadder?
Are you leaving us, Lieutenant?
Bizi bırakıyor musun, Komiser?
What are you leaving us for?
Bizi neden bırakıyorsun?
Are you leaving us?
Bizi bırakacak mısın?
Excuse me, are you leaving us?
Pardon, çıkıyor musunuz?
- Are you leaving us?
- Bizi terk mi ediyorsunuz?
- Are you leaving us?
- Gidiyor musun?
You take experienced officers off of the rotation, what are you leaving us with?
Zaten personel sayımız yetersiz. Deneyimli memurları rotasyona yerleştirdin. Bizi neyle baş başa bırakıyorsun?
- Well, are you leaving us down?
Ne yapıyorsun sen? Beni terk mi ediyorsun?
- Mr. Faber, are you leaving us?
- Bay Faber, bizi bırakıyor musunuz?
Why are you leaving us?
Bizi neden terkediyorsunuz?
Are you leaving us?
Bizi bırakıyor musun?
- Are you leaving us?
- Bize Gidiyor musun?
Justforkix are you leaving us?
Kuduriks, bizi bırakıyor musun?
Are you leaving us?
Bizi bırakıp gidiyor musun?
If it's so dangerous here, why are you leaving us?
Burası bu kadar tehlikeliyse bizi neden burada bırakıyorsun?
So... are you leaving us? No.
- Yani bizden ayriliyor musun?
You mean you are leaving us?
- Yani bizden ayrılıyormusun?
We are very grateful to you... for not leaving us.
Ama size çok müteşekkiriz... bizi bırakmadığınız için.
A teacher, are you leaving us?
Pedagog yoldaş, nereye böyle?
Holden, you are not leaving us after the 28th, are you?
28'inden sonra bizden ayrılmıyorsun, değil mi?
Well, you'll be leaving us, are you?
Demek bizi bırakıyorsun, öyle mi?
You are leaving us?
Bizden ayrılmak mı istiyorsun gringo?
Hey, Doc, you ain't leaving us here, are you?
Hey, Doktor, bizi burada bırakmıyorsun, değil mi?
You are leaving us tomorrow, sir?
Yarın ayrılıyor musunuz efendim?
And, well, we know it's gonna be two weeks before you're leaving, but some of the men here are gonna be out on patrol when it comes your time to leave us, and, well, we'd like to take this opportunity...
Ve bunu siz gitmeden iki hafta önce yaptığımızı biliyoruz ama bizi bırakma zamanın geldiğinde buradaki bazı askerler dışarıda devriyede olacak ve biz de bu fırsatı değerlendirmek istedik.
- You aren't leaving us, are you?
- Buradan ayrılmayacaksınız değil mi? - Evlenince beni burada ister misiniz?
Why are you going away? Leaving us, poor souls.
Neden bizleri perişan bırakıp gittin?
Not leaving us so soon, are you?
Bizi bu kadar erken terk etmiyorsun, değil mi?
Ladies and gentlemen, it is my painful duty to listen with you to a few sad words from two masters who are leaving us.
Bayanlar baylar, bizleri bırakacak iki hocamızın son sözlerini sizlerle birlikte dinlemek bana acı verecek.
And if there was probably a childhood trauma that I had... other than the Dodgers leaving Brooklyn... which if you think about it is a reason why some of us are imbued with a cynicism... that we never recovered from, obviously you're not a Mets fan... and you can't possibly be a Yankee fan.
Dodgers'ın Brooklyn'i terk etmesi benim için tam bir çocukluk travması olmuştu. Eğer düşünürseniz bazılarımızın arada sıkışıp kalmasının nedeni bu.
Are you sure he can't hear us leaving?
Sen, onları bırakırken bizi duyamadığı emin misin?
So the three of us are gonna stay in this room until you two can find a love for each other and nobody, but nobody is leaving until we get this done!
Siz birbirinizle anlaşana kadar bu odada duracağız ve kimse ama kimse bu iş bitmeden hiçbir yere gitmeyecek!
Not leaving us, are you, old boy?
Bizi bırakmıyorsun değil mi koca çocuk.? .
Are you soying on us while leaving the one you're in charge of alone?
Sorumlu olduğun kişiyi yalnız bırakıp bizi mi araştırıyorsun?
Sir, I'd hope you appreciate the risks we are taking... and will honor us by leaving as soon as you are able.
Bayım, umarım riskleri biliyorsunuzdur. Mümkün olduğunca çabuk bizi terk ederseniz memnun kalırız.
You are leaving us, Colonel Sharpe?
Bizi terk mi ediyorsunuz Albay Sharpe?
Hopper, you are leaving us no choice.
Hopper, bize başka seçenek bırakmıyorsun.
Are you really leaving us?
Gerçekten gidecek misin?
oh, no, you are not leaving priority homicide - and blaming it on me. - one of us has to go.
Hayır, suçu bana atarak ÖCT'den ayrılamazsın.
We would love your extra poundage, but you are going to be leaving us next week, so vamoose!
Desteğin bizi memnun ederdi, ama haftaya ayrılıyorsun, defol git.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]