Back together traducir turco
5,483 traducción paralela
And yeah, you just got back together, but... you're not some fragile newbie couple, you're epic.
Evet, daha yeni bir araya gelmiştiniz ama siz yeni birlikte olmaya başlayan kırılgan bir çift değilsiniz, destansısınız.
For the record, I have not been holding onto organs in case you and Vincent get back together.
Bil diye söylüyorum, sen ve Vincent barışırsınız diye bir yerlerde organ falan saklamıyorum.
I'm glad you're back together.
Yeninden bir araya gelmenizden memnun oldum.
T.J's always trying to get the band back together, and I always say, "no."
TJ, sürekli grubu geri toplamaya çalışır, ama ben her zaman "Hayır." derim.
We put it back together.
- Toparlanıyoruz.
Put it back together!
- Toparlanıyoruz!
We got the band back together again.
Grubu tekrar topladık.
We're not bringing the band back together again, Coulson.
Grubu tekrar toplamıyoruz Coulson.
"oh my God, Danny, somebody sideswiped the car and then tried to super glue and duct tape it back together."
"Aman Tanrım, Danny, birisi arabaya yandan çarpmış sonra da Japon yapıştırıcısıyla yapıştırmaya ve izolebantla takmaya çalışmış." deriz.
I thought maybe I could talk her into getting back together again
Yeniden birleşmeye ikna ederim falan diyordum.
Tucker just destroyed any chance that I might have had of getting back together with Brad!
- Tucker az önce Brad'le yeniden birleşmemle ilgili elimdeki bütün ihtimalleri yok etti!
Oh, I can't believe Brad and I are getting back together!
Onu aramam gerek. Brad ile yeniden çıkacağımıza inanamıyorum!
You guys are getting back together?
Tekrar bir araya mı geliyorsunuz yani?
We're not getting back together.
Tekrar bir araya gelmiyoruz.
Now. Put it back together.
Şimdi yerine tak.
We pick up the pieces and do our best to fit them back together.
Parçaları toplarız ve birleştirmek için elimizden geleni yaparız.
I don't, but what I do know is that we worked so hard to get back together again and now we're just, what, gonna split up again?
Bilmiyorum, Ancak bildiğim bir şey var ki o da tekrar bir araya gelmek için çok çaba saffettik. Ne uğrunaydı? Tekrar ayrılmak için miydi?
I feel like a turkey that's been carved up and then sewn back together.
Tıpkı içi oyulup geri dikilmiş hindi gibi hissediyorum.
Oh, Lois, I'm so glad to see Peter and Cleveland back together again.
Lois, Peter ve Cleveland'ın yeniden bir araya gelmesine çok sevindim.
Wow, the whole gang's back together. Shut up!
- Vay canına, tüm çete bir araya geldi.
Why? It's to get our wives back together!
Bu karılarımızı bir araya getirecek!
You know, Cleveland, I got to say, it's great having the old gang back together again.
Cleveland, eski çeteyi yeniden bir arada görmenin harika olduğunu söylemeliyim.
I always thought you two would get back together.
Her zaman sizin yeniden beraber olacağınızı düşünmüştüm.
But now we're back together again.
Ama yeniden birlikteyiz artık.
If they get back together, she has all the power.
Barışırlarsa tüm güç kızda olur.
Just get back together with me and all this will go away.
Dön bana ve tüm bunları unutalım.
Let's bring it in, man, so we can get it back together.
Bir araya gelelim, adamım, birlikten kuvvet doğar.
Well... Listen, we're shooting Saturday so we can get out of this fucking show and put our lives back together again.
Cumartesi bu çekim bitsin de normal yaşantımıza dönebilelim.
I can put it back together in 10 minutes, Which is probably 5 minutes more than it took brendan to make it.
10 dakikada tekrar eski haline getirebilirim, ki gerçi bu Brendan'ın yaptığından 5 dakika fazla olur.
And after they rescue us, we're gonna help put the world back together.
Kurtarıldıktan sonra da, dünyayı tekrar toparlamak için yardım edeceğiz.
I just... [voice breaking]... Put her legs back together.
Ben... Bacaklarını tekrar birleştirdim.
- I'm sorry, but this elevator ride was the first time we've actually been alone since we decided to get back together.
- Üzgünüm ama asansörle çıkışımız birleşmeye karar verişimizden beri ilk kez yalnız kalabildiğimiz tek şey.
So, Riley and I are totally back together.
Riley ve ben yeniden birlikteyiz.
Something more exciting like how Ben and Riley are back together!
Ben ve Riley'nin yeniden birlikte olması gibi heyecan verici şeylerden!
How did you know that Ben and I were back together?
Ben ile yeniden birlikte olduğumuzu nereden bildin?
- Piece myself back together.
Kendinizi toparlamam için.
Back together, like sisters, eh?
Sanki eşitiz gibi aynı işi yapıyoruz.
The German doctors down in Landstuhl, they stitched me back together pretty well.
İyi gidiyor. Landstuhl'lu Alman doktorlar benim parçalarımı oldukça iyi toparladı.
He'll be back, and you guys can have a lifetime of working together, going to the ballet, having really awkward conversations.
Geri dönecek ve onunla beraber çalışmak için, baleye gitmek için garip diyaloglara girmek için bir ömür vaktiniz olacak.
Remember back in high school, every time we sang together, it was always magic.
Hatırlasana lisedeyken ne zaman beraber şarkı söylesek sihir etkisi bırakırdık.
We should never have got back into bed together, it was stupid.
Ayrıca birlikte yatmamalıydık, saçmasapandı.
Let's bring Gotham back into the light, together.
Hadi hep birlikte Gotham'ı tekrar ışığa çıkaralım.
Or maybe she changed her mind or maybe Vincent came back so they could run off together, which, by the way, is what I thought they should've done in the first place, but nobody asked me- - Okay.
Belki de fikrini değiştirdi belki de Vincent geri geldi böylece birlikte kaçtılar. Bu arada en başından beri benim düşüncem buydu... -... ama kimse sormadı- -
So we can finally get back to living our lives together?
Yani sonunda hayatımızı beraber yaşamaya devam edebileceğiz?
Why? 'Cause someone sent him a photograph of you and me checking into a motel together on the way back from Arizona.
Birisi, Arizona'dan dönüşte, seninle benim motele kayıt yaptırırken, çekilen fotoğraflarımızı yollamış.
- Mm-hmm. - Well, he probably is on the edge, because the whole time we were working together, he was on the fucking edge, and I was trying to pull him back.
Muhtemelen doğrudur çünkü biz birlikte çalışırken de sürekli bir şeylerin eşiğindeydi ben de onu çekmeye çalışıyordum.
Look, I'll... I'll go and I'll come back to you as soon as I can, and then we can be together.
Bak ben gideceğim ve en kısa zamanda sana geri döneceğim ve tekrar birlikte olabileceğiz.
But Auggie did. We served together on some paramilitary missions back in'05.
2005'te bazı milis görevlerinde beraber hizmet ettik.
Me and Simon worked together at the GP's a couple of days ago and we haven't been back since.
Ben ve Simon birkaç gün önce orada birlikte çalıştık. Ondan beridir oraya geri dönmedik.
Get back together with him.
Barış onunla.
Do you remember that we were best friends back when we were coming up together?
Bir zamanlar en iyi arkadaştık, birlikte sahneye çıkardık?
together 2280
together forever 35
together again 49
togethers 19
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
together forever 35
together again 49
togethers 19
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to school 26
back soon 22
back in business 17
back to square one 51
back door 80
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to school 26
back soon 22
back in business 17
back to square one 51
back door 80