English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Blessed are you

Blessed are you traducir turco

172 traducción paralela
- Seize that man! - Blessed are you, my children,
İsa adına hayatını verenleri takdis et!
Blessed are you, when men revile you and persecute you and speak all manner of evil against you falsely, because of me.
Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri,.. ... yalan yere her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!
Blessed are you, Simon son of Jona.
Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simon!
Blessed are you when men shall revile you and persecute you and say all manner of evil against you falsely, for my sake.
Benim yolumda, insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size.
Blessed are You Lord, who sanctifies the Shabbat
"Bize bu günü bağışladığın için sana şükürler olsun!"
Blessed are you Lord our God, king of the Universe... who has created all things for His glory.
Ne mutlu sana Yüce Tanrımız, her şeyi ihtişamıyla yaratan, evrenin kralı.
Blessed are you Lord who gladdens the groom and bride.
Ne mutlu sana gelinle damadı sevindiren Tanrım.
" Blessed are you when men shall hate you : when they shall separate you from their company for their Lord's sake.
Nefret bizi sevdiklerimizden ayırmasın.
Blessed are you among women, and blessed is the fruit of your womb, Jesus.
... kadınlar arasında en kutsalsın ve kutsaldır... İsa'yı veren rahmin. Kutsal Meryem...
This is farewell. you are still lifeforms blessed with the Fruit of Knowledge. you still cannot escape the fate of death. you had bestowed upon us the gift of civilization.
Bu bir elveda. Sizler ruhlarınızın değişmiş formlarını taşıyor olsanız dahi, neticede Bilginin Meyvesi'ni tatmış yaratıklarsınız. Sonsuzluk için yaşamış olsanız dahi bizler gibi, sonunda ölüm olan kaderden kaçamayacaksınız.
I'm sure that you'll find this hard to believe, but the Blessed are behind all of this.
Buna inanmakta zorluk çekeceğinize eminim ama bunun ardında Kutsallar var.
[Blessed] Are you in shock?
Şaşırdın mı?
And when you are desirous to be blessed, I'll blessing beg of you.
Sen Tanrı'nın rahmetine can attığın zaman, ben de senin hayır dualarına can atacağım.
Now, you remember, children, how I told you last Sunday... about the good Lord going up into the mountain and talking to the people... and how He said, "Blessed are the pure in heart, for they shall see God"... and how He said that King Solomon in all his glory... was not as beautiful as the lilies of the field?
Hatırlıyor musunuz, çocuklar? Geçen pazar sizlere Yüce İsa'nın dağa çıkıp insanlarla konuşmasını anlatmıştım. Hani "Kutsananların yüreği saftır, çünkü onlar Tanrı'yı görecek olandır," demişti.
O Lord of the world, those who have faith in you are the blessed ones
Dünyanın Efendisi, bunlar sana inananlar, kutsal olanlardır.
You are blessed to have this number.
Bu numarayla kutsandın.
You are blessed among us and are indeed our blessing.
Siz aramızda kutsandınız ve aslında bize lütufsunuz.
Grace is returned to you. blessed you are, fray Cicillo.
Aziz Peder, duy sesimizi!
We are a lovely and blessed family, but I always have the feeling that I do so little for you.
Biz sevimli ve kutsal bir aileyiz. Fakat yaptıklarımın sana layık olmadığına dair bir his var içimde.
Then you are blessed indeed.
Öyleyse gerçekten kutsanmış biri olmalısın.
For you are blessed
Sizler kutsanmışlarsınız
You are living in a blessed parenthesis, in a vacuum full of promise, and from which you expect nothing.
Huzurlu bir parantezin içinde vaatlerle dolu ama senin beklentin olmayan bir boşlukta yaşıyorsun.
My life has been blessed with success, but that is not why you are here.
Hayatım başarıyla lütuflandırıldı. Ama burada olma sebebiniz bu değil.
You are cordially invited to attend and,... to participate in this cheerful and blessed occasion.
Bu kutsal Olaya
You are blessed among men.
Doğru!
Well, you are, Your Blessed Rectitude.
Sizsiniz, Doğrucu Davut Hazretlerim.
What I'm telling you is whoever's hungry for justice, they are the ones who'll be blessed.
Söylemeye çalıştığım şey şu... adalet isteyenler, onlar ödülsüz kalmayacak.
That and the ability to suck milk through our noses. My, you are blessed, aren't you?
İşte böyle, işte böyle.
So Lordy, let me fight with the rifle in one hand and Good Book in the other that if I should die at the muzzle of the rifle die on water or on land I may know that you, blessed Jesus Almighty are with me.
Tanrım bir elimde silah, bir elimde güzel kitabımızla savaşayım ki silahın başında ölürsem, suda ya da karada herşeye gücü yeten yüce Tanrımın benimle olduğunu, bileyim.
Crazy people are blessed that way, don't you know?
İyi. Deli insanlara verilen bir armağandır bu
And when you are desirous to be blessed...
Ve sen hayırlı kul olmaya hazır olduğunda...
You and William are so blessed.
Sen ve William çok şanslısınız.
You are so blessed.
Çok şanslısınız.
Man, you are blessed.
Dostum, sen Tanrının sevgili kulusun.
Well, I must say we are blessed to have you here for spring planting.
Ekim zamanı burada olmanız bizim için büyük şans.
I hope you enjoy yourself, Mr "Blessed Are The Peacemakers".
Umarım eğlenirsin Bay Mutlu Aracı.
Blessed are those who endure in peace... for they will be crowned by You most high.
Kutsanmış olanlar, huzuru yaşatanlardır çünkü onlar senin tarafından mükafatlandırılacaklardır, Yüce Tanrım.
( sing ) Sing out for yourselves for you are blessed ( sing )
Haykır kendin için, kutsanmışsın sen...
You are blessed.
Kutsandın.
For you are all equally blessed.
Çünkü hepiniz eşit derecede kutsandınız.
You are a man truly blessed.
Sen kutsandın.
Are you prepared to give yourselves again to that union larger than yourselves that union already blessed by God?
Tanrı tarafından kutsanmış bu birliktelik için... kendinizden daha fazla bu birlikteliğe... kendinizi vermeye hazır mısınız?
You are blessed by the Goddess.
Tanrıça tarafından kutsandın.
The higher the bun you snatch, the more blessed you are and the more praise you get.
Ne kadar yüksekten çörek kaparsan o kadar kutsanır ve övülürsün.
For you are all equally blessed.
Eşit olarak kutsandığınız için.
I was afraid that you were too good to be true, that maybe I didn't deserve someone so pure and beautiful and loving as you are. But here we are, surrounded by the people that I love the most. And I feel so proud and so blessed to be your wife.
Senin gerçek olamayacak kadar iyi olduğuna ve benim senin gibi bu kadar iyi, güzel ve sevgili birini hak etmediğimden korkuyordum ama en sevdiğim insanlarla çevrili haldeyiz ve senin karın olmaktan çok gurur duyuyorum.
We all know that you are blessed by being sensitive to such things.
Bu konulara karşı duygusal yaklaşma eğilimin olduğunu hepimiz biliyoruz.
Blessed are You and blessed are all.
O'nu kötülüklerden koruyun.
The truths are out there... and if one day you should behold a miracle, as I have in you... you will learn the truth is not found in science... or on some unseen plane... but by looking into your own heart... and in that moment, you will be blessed... and stricken... for the truest truths are what hold us together... or keep us painfully, desperately apart.
Gerçekler orada bir yerde ve bir gün benim sende gördüğüm gibi sen de bir mucize göreceksin kalbine bakmadan gerçeğin bilimde ya da görülmeyen bir düzlemde bulunmadığını öğreneceksin... Ve işte o anda kutsanacak ve yaralanacaksın... Bizi beraber tutan veya bize acı veren birbirinden ölesiye ayrı en doğru gerçekler için.
It's blessed you are, Nigel.
- Sen kutsandın, Nigel.
The Book of Daddy says, "When the multitude laughs at you, you are blessed."
Baba'nın Kitabı çoğunluk size gülüyorsa, kutsanmışsınız demektir, diyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]