Call a bus traducir turco
51 traducción paralela
Get the troops out and call a bus!
Birlikler çekilsin. Otobüsü bulun.
Louis Diaz is what you might call a bus enthusiast. Yeah.
Louis Diaz bildiğin otobüs hayranı.
Hey, call a bus!
Ambulans çağır!
Call a bus!
Ambulans çağır!
I'll call a bus.
- Ambulans çağırayım.
I should call a bus.
Evet. Ambulans aramalıyım.
No one would think to look for her in that pile of shit you call a bus.
Şu otobüs dediğin bok çuvalında onu aramayı kimse akıl etmez.
The place where any guy with a cheap chain can call himself a producer to dumb babes getting off the bus from Des Moines.
Boynunda ucuz bir zincir olan ve kendine yapımcı diyen her erkeğin Des Monies otobüsünden inen aptal piliçleri kandırabileceği yer.
We can't make a phone call. We can't... Punch some bus driver in the chops.
Telefon edemeyiz.Biz... bir otobüs şöförünü yumruklayamayız.
I call it... a bus.
Buna otobüs denir.
This is the final call for Bus 18 to New York City.
New York'a gidecek olan 18 sefer sayılı otobüs için son çağrı.
You want some bum in the bus terminal? We'll wait for a real call.
Gerçek bir çağrıyı bekle.
My call, Tina's already on a bus to Metropolis.
Bence Tina çoktan bir Metropolis otobüsünde.
Another call, on a bus just outside the city limits.
Şehrin hemen dışındaki bir otobüsle ilgili ihbar geldi.
Ed Doyle placed a call from a convenience store pay phone to your apartment about 15 minutes before the bus went over the cliff... Last Wednesday, 4 : 05 p.m.
Ed Doyle sizin eviniz otobüs uçurumdan yuvarlanmadan yaklaşık 15 dakika önce bir dükkanın ödemeli telefonundan aramış - - geçen çarşamba, akşam 4 : 05'de.
A couple weeks ago, a few days before Curly beached, I got this weird call... some guy saying Curly was behind the bus crash.
Birkaç hafta önce, yani Kıvırcık öldürülmeden birkaç gün önce, tuhaf bir telefon aldım. Adamın teki otobüs kazasının sorumlusu Kıvırcık'tır, diyordu.
I call it a Bus Crush because this one happened on a bus.
Otobüste olduğu için Otobüs Aşkım diyordum.
I mean, you said it yourself. If all I took was a phone call to blow up that bus, anybody could have done it from anywhere.
Yani, sen söyledin, otobüsü havaya uçurmak için telefon açmış olmak yeterliymiş.
You really think someone would make a phone call on a land line that would kill a bus full of people from a location that has 4,000 cameras and 300 security personnel?
Birinin gerçekten de ankesörlü telefonla bir otobüs dolusu çocuğu öldüreceğine inanıyor musun? 4,000 kameranın ve 300 güvenlik personelinin olduğu bir yerden hem de.
My older brother Mike was a little chubby and every morning when he went to school he'd get on the bus and the kids would call him Pugsley.
Ağabeyim Mike tombul bir çocuktu her sabah okul otobüsüne bindiğinde çocuklar ona "Buldog Yavrusu" derlerdi.
after you staged the accident, you used a pay phone to call a taxicab that picked you up at a bus stop down the street.
Kazayı sahneledikten sonra, bir ankesörlü telefondan taksi çağırdın sokağın aşağısındaki otobüs durağından seni aldı.
Call a cab, take it to the bus station, and leave town.
... otobüs terminaline git ve kasabayı terk et.
My first night on call, there was a bus accident.
İlk nöbet gecemde bir otobüs kazası oldu.
I make one phone call, and I'll have you sellin'rotten bananas in a Kazakhstan bus depot, right across the way from Kazakhstan's best fuckin'banana sales...
Yolun hemen karşısında da Kazakistan'ın en iyi muz satıcısı... Yapamayacağım. Tekrar edin : "O Kazaklar sana ikinci bir amcık açarlar."
Why else would I fawn all over you on a bus three years ago and then never call you?
Neden üç yıl önce otobüste içine düşüp de sonra hiç aramayayım?
Are we taking the bus or are you gonna call a cab?
Otobüse mi bineceğiz, taksi çağıracak mısın?
There will be a bus full of kids parked in a location that I will give you the address to, next time I call.
Bir sonraki aramamda sana vereceğim adreste çocuklarla dolu bir otobüs olacak.
I even had an intern call every E.R. in the city to make sure she wasn't run over by a bus.
Hatta otobüsün altında kalmadığından emin olmak için bir stajyere şehirdeki bütün acil servisleri arattım.
I got seven lines lit up- - a bus accident. On another line, a kid shot his friend. A new call comes in.
Tam yedi hattın çağrılarına bakıyorum biri otobüs kazası bir diğer hatta bir çocuk arkadaşını vurmuş... yeni bir çağır geliyor bir bebeğin boğulmasıyla ilgili annesi şoka girmiş ne yapacağını bilemiyor.
A flying bus, which is what we call planes.
Uçan otobüs, uçaklara öyle diyoruz.
You'd always call me whenever a wide-eyed farm girl would get off the bus with big dreams of Broadway and no idea what a "casting director" could legally ask her to do, hold or lick during an audition.
Liman İdaresi'nden Mitch. Ne zaman kafası Broodway hayalleriyle süslü oyuncu seçmeninin, kendisinden yasal olarak neyi tutmasını veya yalamasını isteyeceğinden habersiz şaşkın bir çiftlik kızı otobüsten inse beni arardın.
Call him a bus.
Ona bir ambulans çağır.
You got a call and were told a bus was hijacked?
Bir otobüsün kaçırıldığını haber veren telefon aldınız mı?
Call for a bus.
Ambulans çağır.
This is nothing serious. But, I came out here to work, barehanded, but I got a call that my mother was sick.So, I was about to go home, but I don't have any bus fare.
Diğer arkadaşlarla birlikte burada bir şüpheliyi arıyorduk ama annem hastalanmış.
You're telling me in this day and age, you're not going to let me use the bathroom or make a call... or-or give me bus fare?
Bana bunu bugün bu yaşta mı söylüyorsun, You're telling me in this day and age, Tuvaleti kullanmama ya da telefon etmeme izin vermezsin değil mi... ya da, ya da bana otobüs parası verir misin?
He wrote his phone number- - his home phone number- - on a scrap of paper and he said, "If the bus can't get through, call me and spend the night at my home with my family."
Telefon numarasini, hem de ev telefonunun numarasini bir kagit parçasina yazdi ve dedi ki, "Otobüs gelmezse beni ara ve geceyi ailemle birlikte bizim evimizde geçir."
Look, there's a cryo-whatever-you-call-it place in Vienna, Virginia, just a block from where she took her bus trips.
Virginia, Vienna'da o kriyo bilmem ne yerlerinden var. Otobüsle geldiği yerden bir sokak ötede.
I guess that's why they call it a party bus.
Demek ki bu yüzden parti otobüsü diyorlar.
People would point their fingers at me and call me a murderer and they would refuse to get on my bus, and in the end, my business was destroyed.
İnsanlar beni parmakla gösterip bana katil dediler. Ve sonunda otobüsüme binmeyi reddettiler. İşim mahvoldu.
If I want to go somewhere, I skitch behind a bus or call an ambulance.
Bir yere gitmek istersem, ya otobüsün arkasına tutunurum ya da ambulans çağırırım.
Um, can I call you a cab or will you take the bus?
Sana bir taksi çağırayım mı, yoksa otobüsle mi geleceksin?
Would anybody like me to pull over the bus now and call a cab?
Otobüsü kenara çekip taksi çağırmamı isteyen var mı aranızda?
When I put Johnnie on the bus, I told her to make a phone call for me from Reno.
Johnnie'yi otobüse koyduğumda ona söyledim Reno'dan bir telefon görüşmesi yapmak için.
I would call it... something that should never have been spoken of on a party bus.
Hiçbir parti otobüsünde konuşulmaması gereken bir şey diyebilirim.
I think it's best if we wait here for a few minutes and, uh, I'll call now for a replacement bus.
Birkaç dakika burada beklesek iyi olacak ve Şimdi yeni bir otobüs çağıracağım.
The phone used to make the call was found in a bus heading for Meerut.
Arama yapılan telefon Meerut'da bir otobüste bulundu.
I'll call for a bus and CSU.
Bir otobüs ve olay yeri inceleme isteyeceğim.
Instead of the Rs.1200 you spent to call a pick-up, if you had taken it in a bus, it would've cost only Rs.100.
Eğer ulaşıma 1200 harcamak yerine otobüs kullansaydın 100 rupi harcardın.
Listen, we got a call from the people at the bus depot.
Dinle, otogardaki insanlardan bir ihbar aldık.
call a doctor 72
call an ambulance 398
call a cab 16
call again 18
a businessman 18
a bus 28
busy 584
business 577
buster 475
bush 97
call an ambulance 398
call a cab 16
call again 18
a businessman 18
a bus 28
busy 584
business 577
buster 475
bush 97
businessman 37
bust 31
busted 219
buses 31
businessmen 24
business as usual 75
bus station 23
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
bust 31
busted 219
buses 31
businessmen 24
business as usual 75
bus station 23
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19