English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Can i come over

Can i come over traducir turco

445 traducción paralela
Pierre, can I come over?
Pierre, sana gelebilir miyim?
Can I come over this afternoon?
Öğleden sonra gelebilir miyim?
So can I come over and wait for you in the coffee shop downstairs?
Pekala gelip alt katta kafede seni bekleyebilir miyim?
Can I come over?
Gelebilir miyim?
Can I come over there?
Yanına gelebilir miyim?
- Can I come over?
Oraya gelebilir miyim?
Can I come over there?
Oraya gelebilir miyim?
Can I come over?
Oraya gelebilir miyim?
No, I can't come over.
Hayır, gelemem.
Can you see the crag... over there where our castle is? I'll wait for you... till you come.
Kayalığı görüyor musun... orda, kalemizin olduğu yerde... seni bekleyeceğim... gelinceye kadar.
Now I can do it all over again, and I want to come back.
Şimdi her şeyi yeniden yapma şansım var ve geri dönmek istiyorum.
I've come to ask you how we can change over in this jungle from the murdered Norwegian people to the murdering Norwegian people.
Sizlere şunu sormaya geldim : Bu ormanda katledilen Norveç halkından katleden Norveç halkına nasıl dönüşebiliriz?
"I can't begin to tell you how much I miss you both " and how happy I will be when this horrible war is over "and I can come home to you again."
"Sizi ne kadar çok özlediğimi ve bu korkunç savaş bitince tekrar evime size dönebilmekten ne kadar mutlu olacağımı anlatamam."
Oh, of all the caddish tricks. I can't think what's come over you.
Tüm o adi hileler...
I can't imagine what's come over her.
Kimbilir üzerine ne hâller geldi.
I got nervous after I left you and I decided to come over here and take a look for myself.
Sizden ayrılınca canım sıkıldı ve buraya gelip kendim bakmak istedim.
In case you're afraid, I can come over
- Korkarsan çağır beni. - Hayır.
We're gonna hang that right over the front door, on the inside... so as when you open the door, the bell jingles, you see? On account I'd like to know when my friends come... so I can put on another pot of coffee.
Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
Oh, I can come over?
Gelebilir miyim?
Well, I was just saying that the only thing that can help the Allies is for the Americans to come over here and come over quick.
Sadece diyordum ki, müttefiklere yardım edebilecek tek şey Amerikalıların buraya gelmesi, hem de çabuk.
I can come over any time.
Her zaman buraya gelebilirim.
I CAN COME OVER THERE AND TAKE YOU APART BONE BY BONE.
Hadi, ihtiyar.
You can't say no to me. Come back to me. With you, I can start over again.
Biz ikimiz yine beraber olmalıyız yeni bir yaşama başlamak mümkün anla beni.
When I get tired, you can come and take over
Yorulduğumda gelip görevi devralabilirsiniz.
I can't tell you how much I appreciate you letting me come over tonight.
Bu gece bana izin verdiğiniz için size, ne kadar minnettar kaldığımı bir bilseniz.
Yes, sir, I'll come right over and see if we can't straighten it out.
Bu işi çözmek için hemen geliyorum efendim.
" I can't come over this morning.
" Bu sabah gelemem.
We can't lure Lin Jenshiau to come over... so she should pay for it
Lin Jenshiau'i bize çekemedi... acısını çıkarıyoruz
As I said, you can come over whenever you want.
Size ne zaman isterseniz gelebileceğinizi söylemiştim.
If I can show them the support of the people and the young fighters in the hills they promise that the generals sympathetic to our cause will come over to our side.
Eğer onlara halk desteğini sunabilirsem ve dağlardaki genç savaşçıların gelebileceğini garanti edersem, davamıza inanan generaller bizi destekler.
Can't I just come over?
Öylesine uğrayamaz mıyım?
I can't come over.
Oraya da gelemem.
I'm not authorized to vary the terms, sir but if you'd like to come up to the centre, you can talk it over with the chief.
Şartları değiştirmeye haiz değilim bayım. Ancak merkeze gelirseniz şefimizle pazarlık yapabilirsiniz.
I'll come over... so you can...
Hadi gel buraya...
I have come to tell you, Tiberius, that I and all of Rome, blame you for my husband's death until you can prove your innocence. We know you've taken our witness, but it will avail you nothing. Emperor you may be, but justice is emperor over all
Sana söylemeye geldim Tiberius, ben ve tüm Roma suçsuzluğunu kanıtlayana dek, kocamın ölümünden ötürü seni suçluyoruz.
I checked my bulletins before I come over and didn't find nothing I can hold you for, but I want you out of town... directly, today.
Gelmeden önce ilanlarıma baktım. Ve sizi tutuklayacak bir şey bulamadım. Ama sizden hemen bütün kasabayı
I can't have this argument every time I come over.
Her geldiğimde bu tartışmayı açmak istemiyorum.
Thought I'd put the bedroom back over in here in the front of the house so we can wake up every morning and look out that old picture window and watch the sun come up.
Yatak odasını evin önüne buraya geri koyarım diye düşündüm. Böylece her sabah uyanabilir, şu eski büyük pencereden bakabilir ve güneşin doğuşunu izleyebiliriz.
She said I can come over.
Uğrayabileceğimi söyledi.
Because I just called the bloodmobile... and they can come over on Tuesday.
Çünkü az önce mobil kan bağış merkezini aradım ve Salı günü gelebileceklerini söylediler.
I can't. Why don't you just come over.
Neden buraya gelmiyorsun.
Can I come over after Jamie goes to sleep?
Jamie uyuduktan sonra gelebilir miyim?
I'll try to come over later if I can.
Daha sonra gelmeye çalışırım.
Will you come over with me and show me where I can find all...
Benimle oraya gelip bana gösterebilir misiniz bütün bunları nasıl bulacağımı...
No, it's all right. No, I can come over. Yeah, straight away.
Tamam, sorun değil, hemen geliyorum.
A time for our fangs to come down, and our eyes to glaze over, so that the beast in us can sing with unmitigated joy : "Oh, yes, ecstasy, I welcome thee!"
Sivri dişlerimiz çıksın gözlerimiz parlasın ki içimizdeki yaratık büyük neşeyle "hoş geldin coşku" diye çığırsın.
I can't come over.
Gelemeyeceğim.
You can always call Martyn... get him to come over.
İstediğin zaman Martyn'i çağırabilirsin... Onu buraya getir.
Then shoot a few angles of me in bed... and I can come down here and phone in voice-over, Vance.
Sonra yatakta, bir kaç açıdan beni çekersiniz ve ben buraya gelir, telefondaki ses olurum, Vance.
I think I can come over.
Sanırım gelebilirim.
You know, don't you, that I don't have any status or position that I can come over to your dad and speak about marriage with him.
biliyorsun, benim, herhangi bir durumum veya konumum olmadığını Benim, senin babana gelebilmem ve onla evliliğin hakkında konuşmam imkansız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]