English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Candy corn

Candy corn traducir turco

115 traducción paralela
Candy corn!
Şekerli mısır!
Slow down, you flowers! Candy corn!
Yavaş olun çiçekler!
UH-UH. CANDY CORN, MY FRIEND.
Jelibon, dostum.
Constantly surrounded by so many beautiful girls, with a prostate the size of a vidalia onion, it was like waving candy corn in front of a diabetic.
Etrafında güzel kızlar olması, tıpkı bir şeker hastasının burnuna şeker dayamak gibiydi.
- Candy corn.
Mısır şekerini.
Want some candy corn? - That rash I get.
- Mısır şekeri ister misin?
Would you shut up about the candy corn?
Şekerli mısır konusunu kapatır mısın?
Excuse me, do you have any candy corn?
Affedersiniz, hiç şekeriniz var mı?
That's what he gets, the candy corn.
Şekerli mısırdan çok alır.
And candy corn.
Ve şekerli mısır.
So candy corn, Good'n Plenty and Reese's Pieces
O zaman patlamış şeker, İyi ve Bi'Sürü, ve Reese'in Parçaları.
There's a Candy Corn in this one.
Bunda şekerli mısır var.
We may as well be throwing candy corn at them.
Pamuk şeker atsak bu kadar olurdu.
Why did you get candy corn?
Neden şeker mısır aldın?
Nobody likes candy corn.
Kimse şeker mısır seviyor.
- Have a candy corn, we got plenty.
- Bir şeker mısır var, bol var.
Mommy has a tiny pony for Jamie who wants to hug him and give him yummy candy corn... Mmm, I'm delicious!
Annede küçük bir tay var, bu tay Jamie'yi kucaklamak istiyor e şekerli mısır verecek mmm, çok lezzetliyim!
You got your popcorn, caramel corn, candy corn.
Patlamış mısır var, karamelli mısır, şekerli mısır var.
She was shopping in the grocery store for candy corn with her mom.
Annesiyle markette şeker alıyordu.
I know it's January, sir, but candy corn is not just for Halloween anymore.
Biliyorum, ocak ayındayız, bayım. Ama bu şekerler sadece Cadılar Bayramı için değil ki.
Yeap, I just followed the trail of candy corn you left.
Evet, senin bıraktığın şeker mısırının * izlerini takip ettim.
All that candy corn wasted.
Bütün şekerler boşa gitti.
What's the matter, you got some candy corn stuck up in your nozzle?
Derdin ne, burnuna mısır tatlısı mı kaçtı?
No. I don't eat orange food, except for candy corn.
- Hayır, turuncu yemekleri yemem.
Candy corn treats?
Mısır koçanı şeklinde şeker mi?
- Hey, Candy Corn and Licorice Stick. Nicknames.
Sıkı çalışırız ve daha sıkı bile oynarız.
Not the candy corn!
Mısırlı şekerlemeler olmaz!
That sucks. I've had a candy corn stuck in my ear since I was nine.
Dokuz yaşından beri kulağımda şekerli mısır var.
I finally got that candy corn out of my ear.
En sonunda haşlanmış mısırı kulağımdan çıkardım.
I try so hard to be good, but I cannot deny there are times when I would kill for... candy corn.
İyi olabilmek için çok çabaladım. Ama mısır şekeri için birilerini öldürebilirim dediğimi inkar edemem.
Candy corn?
Soslu mısır mı? Reed emin.
He was adamant, it was candy corn.
Soslu mısır kokusu almış.
I knew someday there'd be an advantage to living in Jersey. There's a candy corn factory in Fort Lee.
Jersey'de yaşamamın bir gün bir yerde üstünlük sağlayacağından emindim Fort Lee'de bir soslu mısır fabrikası vardır.
A candy corn volcano!
Şekerli mısır fırlatan bir volkan!
Been here candy corn, fun cakes, some mean ass coasters.
Biraz çerez, birkaç kadeh içki, güzel kadınlar.
Like a candy corn.
Tıpkı mısır şekerleri gibi.
Candy corn looks like tiny traffic cones.
Küçük şekerler minik trafik konilerine benziyor.
Candy corn?
Cesedi o küvete nasıl taşırdı? Sürüklemek zorunda kalırdı.
Trish had, like, candy corn, dude, and...
Sadece kuşları seyrediyorduk ve birden düşünmeye başladım...
Hand me them candy corn, will you, sugar?
Bana şekerli mısırları uzatır mısın hayatım?
Up to a bit of candy-corn mischief.
Canları şeker toplamaya gitmek istemiş.
Corn candy, like you get on Halloween.
Şekerli mısır, Cadılar Bayramı'ndaki gibi.
Cupcakes and fruit punch and corn candy the whole time.
Hep küçük kekler, meyveli punç ve şekerli mısır yedim.
Corn candy.
- Şekerli mısır.
Candy corn?
Mısır şekeri?
Lay off the candy corn, kid.
Renkli şeker yemeyi bıraksana, ufaklık.
Candy bars, energy drinks, kettle corn.
Şekerler, enerji içecekleri, haşlanmış mısır...
Got the idiot who slices his hand carving a pumpkin. Your shoes end up covered in candy-corn puke.
Balkabağı süslerken elini kesen salaklara bakarsın ayakkabılarına kusarlar.
My name is Randy, and I like candy, and I like corn dogs.
Ben Randy, şeker yiyen, ve patlamış mısır seven.
I don't know what little fried corn-on-the-cob town you're from, or what candy-ass vampires you're with but this is Dallas, baby.
Bak, hangi kıçı kırık kasabadan geldiğini ya da yanındaki Şeker Kız Candy kılıklı vampirin kim olduğunu bilmiyorum ama burası Dallas, bebeğim.
That's why they call corn "nature's candy."
Tek kelimeyle nefistir. Mısıra boşuna "Doğanın Şekeri" dememişler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]