Ce traducir turco
1,019 traducción paralela
From pharmacist's mate second class C.E " "Doc" " Jones to Lieutenant Anderson. Sir...
" 2inci sınıf, CE'Doktor'Jones'tan Teğmen Anderson'a, efendim.
Is this nothing more than a bargain with you, Laurie?
Sence bu, bir çeºit anlaºmadan öte bir ºey degil mi?
You remember, n'est-ce pas?
Tabii bu çok büyük bir sorumluluk.
Je le parle le fleur ce magnifique, le romantique..
Je le parle le fleur ce magnifique, le romantique..
But you have brought it back Ce soir.
Ama seninle iken hayır. - Sorun nedir?
You are late ce soir.
Bu gece geç kalmışsın.
Tu te rends compte de ce que tu as fait?
- Laisse - moi tranquille! Tu te rends compte de ce que tu as fait?
Mais qu'est-ce qui se passe?
Neler oluyor böyle?
Ce Alan Hinds. Vous connaissez?
Alan Hinds'i tanıyor musunuz?
Silent'a me nun ce sta nienta a fa
Sen de uyarsın modaya
Make sure poor Minus doesn't fall asleep on his Latin.
Minus'a göz kulak ol da Latin'ce çalışmayı unutmasın.
You must help Linus with his Latin, Dad.
Baba, sen şimdi Minus'la Latin'ce çalışmalısın.
Qu'est-ce qui se passe?
Qu ´ est-ce qu ´ il se passe?
Ce soir, comme tous les autres soirs d'ailleurs, vous savez très bien... qui ici au Black Sheep Club, I'attraction, c'est vous!
Ce soir, comme tous les autres soirs hiers, vous savez bien... qui ici au Black Sheep Club, l ´ attraction, c ´ est vous!
Suivez ce taxi.
Suivez ce taxi.
- [Speaks French] - I wouldn't think of it.
- Il fait beau aujourd'hui, n'est-ce pas?
- "Est-ce que..."
"Est-ce que..."
Uh. est-ce qu'il. uh, um, landing field - Calais
Uh, est-ce qu'il, uh, um... iniş pisti...
- N'est-ce pas?
- N'est-ce pas?
Should it be given Christian burial?
Hristiyan ce-cenazesi düzenlenmeli midir?
The... theoretical... base... which... serves... as... a guide... in... our... thinking... is... Marxism...
Dü şün ce mi ze rehber lik eden kuram sal dayanak Leninizm'dir.
- Est-ce que c'est votre suite?
- Çok iyi. - Sizin kamaranız burası mı?
Here I am, peek-a-boo!
Ce ee buradayım!
Peek-a-boo.
Ce-eee.
Soldats, concentrez-vous de ce côté.
Askerler, siz nehrin bu tarafından devam edin.
is... mi... give... vel!
Ve.. böy.. le.. ce!
Give thi s p art of th e ran g e a ch an ce to recover.
Buradaki toprağın dinlenmesi lazım.
Have portals of the delight : truth?
Vous avez des portes de l'extase, n'est-ce pas?
He's a man of mean s, a man of su bstan ce.
Zengin bir adam.
Here I am, I'm off erin g you a ch an ce f or somethin g solid.
Oysa ben sana somut bir şey öneriyorum.
Wel l, I'I I tel I you, si n ce M rs. Rop er d i ed I d on't real I y mu ch care, M arti n.
Bayan Roper öldükten sonra artık hiçbir şeyi umursamıyorum Martin.
A nd if, at each turn, appear those who would be violen t and do no t lo ve pea ce?
Ya her dönemeçte barışı değil de şiddeti sevenlerle karşılaşırsam?
I n a h eart th at i s on e wi th n atu r e, th ou g h th e bod y con ten d s th ere i s n o vi ol en ce.
Beden savaşsa bile, doğayla uyum içindeki bir kalpte şiddet yoktur.
An d i n th e h eart th at i s n ot on e wi th n atu re, th ou g h th e bod y be at rest th ere i s al ways vi ol en ce.
Kalp doğayla uyum içinde değilse, beden savas halinde olmasa bile, hep şiddet vardır.
Dad I d on't want to hurt you but I've mad e my ch oi ce.
Baba seni üzmek istemem ama seçimimi yaptım.
- N'est-ce pas, Elisabeth? - Yes.
Bad IschI'de yıllardır görülmemişti.
Your Majesty was right to mention the matter to Elisabeth.
N'est-ce pas, Elisabeth? - Evet.
- Ce'Iine, I've something to tell you
- Céline, sana söylemem gereken bir şey var.
Ce'Iine?
Céline mi?
This one was the best, n'est-ce pas?
- Bu en iyisiydi değil mi?
Ce n'est rien.
Bir kabus gördüm.
Can't you tell?
Sen ce de öyle değil mi?
There's two kinds of love.
Iki çeºit sevgi vardir Jed.
You'll be given orders all along the way.
Yol boyunca çeºitli emirler alacaksiniz.
Me fa paura'e ce turna'. Be quiet!
Aman susun!
- I arrest you.
- Seni gördüm, ce...
Th-The check is good?
Çe-çek sağlam mı?
Please answer...
Lütfen ce...
Qu'est-ce qu'il y a dedans?
- Bayım, bize yardım edin. - İçinde ne var?
Mao Tse Tung is right. Bastards like you must be eliminated.
Mao Çe Tung haklıydı, sizin gibi pislikleri acımadan yok etmek gerek.
It seems to have some sort of anatomy.
Yapýsýnda çeþitlilik gözleniyor. - Arex, biz bu görüntünün neresindeyiz?