Do it to me traducir turco
10,514 traducción paralela
Are you gonna tell me the story, or... do I get to figure it out for myself?
Hikayeyi anlatacak mısın, yoksa kendim mi çözeyim?
The more you keep me in the dark, the harder it is for me to do the job.
Ne kadar çok beni bilgilendirmezsen görevi yerine getirmek o kadar zorlaşıyor.
Which it turns out I do, since he invited me to his corporate retreat, surrounded by all his co-workers, like you, who he wants to introduce me to later.
Görünen o ki, böyle bir hikâyem oluyor çünkü sonra beni tanıştırmayı düşündüğü sizin gibi tüm iş arkadaşlarıyla dolu şirket faaliyetine beni davet etti.
You guys are the only ones who could do it. There's a second bomb out there, and you need to be focused on finding that. Listen to me.
Bunu yapabilecek kişiler yalnızca sizsiniz.
Talk me through it. Tell me what you want me to do.
Doğrudan ne yapmamı istediğini söyle.
I am not scared of you anymore, and I will do whatever it takes to find out the truth about my father, and there's nothing you can say that'll stop me.
Artık senden korkmuyorum, babam hakkındaki gerçeği bulmak neye mâl olsa da yapacağım ve beni durduracağını söyleyebildiğin bir şey yok.
Why would I wanna look at a bunch... of boring old-fashioned ways to do things when I have this cool tech to do it for me?
Benim yerime iş yapacak bu harika teknoloji varken neden bir sürü antika alete bakayım ki?
Just tell me what you need in order for me to fix this, and I'll do it.
Sadece bunu düzeltmek için ne yapmam gerektiğini söyle, yapacağım.
Th is a shit show and you gave me no time to do it right.
Hiçbir şey yolunda gitmiyor ve bana yeterli zamanı vermedin.
In fact, you'll realize that the only thing to do in your position when it comes to me is nothing.
Aslında anlamalısın ki senin konumunda bana karşı yapabileceğin hiçbir şey yok.
Are you willing to join me and do something about it?
Bana katılıp bunun hakkında bir şeyler yapacak mısın?
Because if you do, you will have no leverage with me, and I'm never gonna tell you what it is you need to know.
Çünkü öldürürsen, bana karşı bir kozun kalmayacak ve sana asla bilmen gereken şeyi söylemeyeceğim.
If you were looking to earn some sympathy from me, soften me up, say, a staged break-in might be one way to do it.
Sempatimi kazanmak isteseydin, beni yumuşatmak isteseydin diyelim kurgulanmış hırsızlık olayı işe yarardı.
- It's like I am family-less so they don't know what to do with me.
- Ailesiz biri gibiyim....... bu yüzden benimle ne yapacaklarını bilmiyorlar.
When it comes to what we do, the only thing that matters to me is our partnership, so you go, I go.
Eğer ne yaptığımıza gelirsek benim için tek önemli olan bu ortaklık yani sen gidersen ben de giderim.
Damn it, don't do this to me!
Kahretsin, bunu yapma bana!
It was the company that told me to do that.
Şirket öyle istedi ben ne yapayım?
And, as I said before, I'd be happy to do it again, if you'd like to give me any other direction.
Önceden dediğim gibi eğer bir talimat daha verirseniz yeniden yapmaktan mutlu olurum.
I hated every goddamn second of it, because I know all you've been trying to do is help me, and the only reason I didn't apologize before is because if I knew it kept Sam out of prison, I'd do it all again.
Her saniyesinden nefret ettim çünkü senin tek yaptığın bana yardım etmeye çalışmaktı senden daha önce özür dilemedim çünkü Sam'in hapse girmesine engel olmak için aynıları bir daha yapardım.
Do you want me to pick it up from there, darling?
Oradan sonrasını benim anlatmamı ister misin tatlım?
Let me serve at the pleasure of the president, as it is my honor to do so.
Başkana hizmet etme şerefine nail olmama izin verin... Bu onuru bana bağışlayın.
It has to do with this job, which, judging by the fact that you're sitting opposite me, - I take it that you're interested in. - What job?
Bu işle ilgisi yoksa da tam karşımda oturduğun gerçeğini göz önüne alarak bununla ilgilendiğini kabul ederim.
If I wanted to set him up, there are a lot of easier ways to do it, believe me.
Ona tuzak kurmak isteseydim, inanın bana, bunu yapmanın çok daha kolay yolları vardır.
And the network wouldn't let me out to do it.
Kanal, bunu çekmek için ayrılmama da izin vermiyor.
If I don't make it out of surgery, I need you to do something for me, okay?
Ameliyattan sağ çıkamazsam, benim için bir şey yapmanı istiyorum, olur mu?
I don't know what it is you are asking me to do.
Ne yapmamı istediğinizi bilmiyorum.
If you're like this, it makes me want to do it with you.
Siz böyle yapınca benim de bir şeyler yapasım geliyor!
It's not easy for me to be here, and people I care about told me not to, but the darkness is threatening someone I love, and I will do anything to destroy it.
Burada olmak benim için kolay değil. Sevdiklerim, bunu yapmamamı söylediler ama karanlık, sevdiğim birini tehdit ediyor ve onu yok etmek için her şeyi yaparım.
I knew it! I knew it! I knew he wouldn't do that to me.
Bana bunu yapmayacağını biliyordum.
Do you want me to shut it for you?
İstersen ben gelip kapatayım?
I gave you a fair offer, Robert, because I respect you, and I thought that you respected me enough to know that I meant it when I said it's the best I could do.
Sana bir teklif verdim Robert çünkü sana saygı duyuyorum ve senin de elimden gelenin en iyisinin bu olduğunu söylediğimde ciddi olduğumu anladığını ve buna saygı duyduğunu zannetmiştim.
Okay, uh... you might not like what I'm about to do, but trust me, it's gonna work out for both of us.
Pekâlâ... yapmak üzere olduğum şey pek hoşuna gitmeyebilir fakat güven bana, bu ikimizin de işine yarayacak.
I'm saying this because it does have something to do with me.
Bunları söylüyorum çünkü beni gayet de ilgilendirir.
Ooh, how you loathe me, so certain I've come to do you harm, yet, as I recall, we did plenty of harm to each other, and, if I'm not mistaken, we both rather liked it, didn't we?
Ooo, benden tiksiniyorsun, belli ki sana zarar vermek için buraya geldiğimi düşünüyorsun, hatırladığım kadarıyla, birbirimize bol bol zarar verdik, ve yanlış hatırlamıyorsam, ikimiz de bunu sevdik değil mi?
If you desire to kill me, I only ask you do it quickly.
Beni öldürmek istiyorsanız, çabuk yapmanızı rica ediyorum.
Well, what do you want me to do with it?
Ne yapayım yani?
- Oh. Now, if you love me, you probably wouldn't want me to do it.
Beni seviyorsan büyük ihtimalle yapmamı istemezsin.
Just for the record, I never really wanted to do this in the first place, Me not doing it is not a sign that I love you.
Bu arada aslında bunu yapmak istememiştim, yani yapmamam seni seviyorum demek değil.
It's amazing to me that people wake up every morning and say, "Yeah, another day, let's do it." How do people do it?
Her sabah uyanıp "Yeni bir gün, hadi başlayalım." denmesi bana çok ilginç gelmiştir. Bunu nasıl yapıyorlar?
This is about me trying to reach the middle class, - and I need her to do it!
- Bu benim orta sınıfa ulaşma çabalarım ve onun bunu yapması gerek.
I did everything you told me to do. Even if it wasn't fit for a boy.
Benden istediğiniz her şeyi yaptım, bir delikanlıya uygun olmayanları bile.
That's what leaders do, and if anyone tries to stand against me, I'll do it again.
Liderler böyle yaparlar... ve eğer biri bana karşı gelmeye çalışırsa... tekrar yaparım.
It is exactly this kind of lunacy which led me to steal Rebekah in the first place. What did you do with her?
Tam da bu delilikten dolayı en başında Rebekah'ı çaldım zaten.
No, I just want you to know what it feels like to be me In here with you, and if you're not willing to do that, Then what the hell good are you?
Hayır, sadece burada benim gibi olmanın ne demek olduğunu anlamanı istiyorum bunu da yapamıyorsan işinde nasıl iyi oluyorsun sen?
What I do not understand is why you won't give me a chance to earn it back.
Anlamadığım şey ise bana güvenini kazanmam için neden bir şans vermiyor olman.
Do you remember how long it took for me to trust you?
Eğer sana güvenmek için ne kadar sürdüğünü hatırlıyor musun?
You do? So tell it to me so we can- -
O zaman söyle de...
He'd rather let it do whatever it's gonna do to me.
Bana olan şey her neyse onun kalmasını isteyecektir.
It's ok for you to do whatever you have to for your sister, but it's not ok for me to do the same to mine?
Sen kardeşine ne yaparsan sorun değil ama ben yaptığım zaman sorun öyle mi?
I've seen what he can do with his powers, but when he tried to use them on me, it completely backfired.
Güçleriyle neler yapabildiğini gördüm. Ama benim üzerimde denediğinde tamamen geri tepti.
What, do you want to write it down? You're handling me like I'm a wounded bird, like I'm some sort of victim, but I'm not.
Ne, bunu yazmak istersin? Ben yaralı kuşum gibi Sen beni işlemlerini gerçekleştiriyoruz Gibi kurban çeşit duyuyorum, ama ben değilim.
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
to meet you 22
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
to meet you 22