English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Do it tomorrow

Do it tomorrow traducir turco

778 traducción paralela
Do it tomorrow.
Yarın yap.
We'll do it tomorrow.
Yarın yaparız.
I'll do it tomorrow afternoon.
Yarın öğlen hallederim.
You must do it tomorrow.
Yarın sen de konuşmalısın.
- I'll do it tomorrow morning?
- Yarın sabah alırım?
I'll do it tomorrow.
Yarın giderim.
Let's do it tomorrow, it's already 5 : 00.
Yarın taşırız, zaten saat 5 : 00 oldu.
We'll do it tomorrow, when I take inventory.
Ben envanter çıkarırken, yarın eklersin.
I'd do it tomorrow.
- Yarın yapabilirsiniz.
I'll do it tomorrow.
Yarın hallederim o zaman.
She's got to go on day after day pretending that she'll do it tomorrow,
Yapamayacağını bildiği halde, günlerce ertesi gün yapacakmış
I'll do it tomorrow.
Yarın yaparım.
- She can do it tomorrow.
- Yarın yapabilir o işi.
We could do it tomorrow.
Yarın yapabiliriz.
- Oh, do it tomorrow.
- Oh, yarın yaparsın.
Rémy wants to do it tomorrow.
Rémy yarın yapmak istiyor.
I'll be glad to do it tomorrow.
Yarın memnuniyetle yaparım.
Listen, I'll take your bet, but we'll do it tomorrow.
Dinleyin, bahsinizi kabul ediyorum. Ama yarın yapalım.
There's no time, do it tomorrow.
Su içeceğim. Şimdi olmaz.
Save it and we'll do it tomorrow morning.
Sakla, sabaha kullanırız.
It's me Hyung. Do you think that you can get something for me at dawn tomorrow?
Yarın sabah biraz balon getirebilir misin bana?
Gentlemen, no tenancy to hold you up, free to do what you like with it tomorrow.
Kütükler için sınırlama yok. Baylar, sizi engelleyen kiracılar yok. Yarından sonra ne isterseniz onu yaparsınız.
I'll get the circus there by tomorrow night if it's the last thing I do.
Ne pahasına olursa olsun sirki yarın gece oraya getireceğim.
Today you have nothing to do, tomorrow it'll be someone offering.
Bugün yapacak bir şeyin yok, yarın biri ikram ediyor olur.
Talk it over with Catriona, don't do anything rash and ring me tomorrow.
Meseleyi Catriona ile konuş, fevri davranma ve yarın beni ara.
Do you think it will blow out tomorrow?
Sence yarın fırtına dinmiş olur mu?
Then what do you say? Instead of dinner with me tomorrow night... how about having it with me tonight and tomorrow night?
Yarın akşam benimle yemek yemek yerine hem bu akşam hem de yarın akşam yemeye ne dersin?
It'do no good, even if we arrested their leader, alex Sebastian... tomorrow another foreign man takes his place and the work goes on.
Çözüm olmaz, liderleri Alex Sebastian'ı bile ele geçirsek yarın yabancı birisi gelir ve iş aynen devam eder.
Tomorrow, there won't be anything he can do about it.
Yarın bu konuda yapabileceği hiçbir şey olmayacak.
Tomorrow morning, I'll see you don't get the chance to do it again.
Bir daha kirletmeyesiniz diye yarın sabah gerekeni yapacağım.
Let's do it first thing tomorrow.
Yarın ilk iş yaparız.
We'll have to stay in town till tomorrow! I'll do it for free.
Şimdi yarına kadar bu şehirde beklemek zorundayız!
I don't do it now, I got to come all the way back here tomorrow.
Şimdi yapmazsam, yarın bütün o yolu yeniden çekmek zorunda kalacağım.
Won't do any good... ... to have some fool fall over it before we transmit tomorrow.
Yarın bağlantı kurmadan önce bir sersemin üstüne düşmesi hiç iyi olmaz.
How do you think it will go tomorrow?
Sizce yarın nasıl olacak?
Do drive home tomorrow night even if it is late.
Geç bile olsa yarın akşam eve gel.
Since we don't know what time it'll cross tomorrow we'll have to do the job manually.
Yarın kaçta geçeceğini bilmediğimize göre el ile yapmak zorunda kalacağız.
- When you hang'em tomorrow, do it slow.
- Yarın onları ağır ağır asın.
What I thought I'd do is tomorrow I'll take it over to Stanton's and leave it there for a complete check-up.
Yapmayı düşündüğüm şey şu, yarın onu Stanton'a götürür ve tam bir kontrolden geçirilmesi için oraya bırakırım.
I don't care how you do it, or what it is, we must have Vip tomorrow.
Nasıl yaparsınız bilmem ama yarın Vip'in bitmiş olması gerek.
If the city can't do anything, perhaps the state can. We'll take it up with the governor tomorrow.
- Eğer şehir yönetimi bir şey yapamazsa, belki eyalet yetkilileri yapar.
Do it tomorrow.
- Yarın yap.
He'll probably do it again tomorrow night.
Yarın gece belki tekrar dövecek.
Do not fret over tomorrow, leave it to fret over its own needs.
O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun.
Tomorrow we'll do it.
Yarın koyarız.
We'll do it again tomorrow.
Nasıl isterseniz, canım.
Do you think we'll be able to pull it off tomorrow?
Yarın onu dışarı çekebileceğimizi düşünüyor musun?
Granville will see you tomorrow... with a proposal so disreputable... that I can have nothing to do with it publicly.
Granville seni yarın görecek öyle rezil bir öneriyle alenen hiçbir şeye tahammül edemem.
This place will stink of death tomorrow, and there is absolutely nothing I can do about it.
Yarın burada cesetlerin kokusu duyulacak ve benim bu konuda yapacağım hiç birşey yok.
I'll do it straight tomorrow night.
Yarın doğru yapacağım.
- Thank you. - Do you have to go tonight? Couldn't you make it tomorrow?
Küçük tuhaf İtalyan lokantamıza gider yemek yeriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]