For a drink traducir turco
3,271 traducción paralela
You want to join me for a drink?
İçmek için bana katılır mısın?
Yeah, I want to join you for a drink.
Evet, katılmayı çok isterim. - Oh.
Take her out to the veranda for a drink.
Onu içmeye verandaya götür.
I was gonna take you to Halligan's Pub for a drink, and then to the Adams House for a rib-eye.
Seni Halligan's Barı'na içmeye ve sonra Adam House'a kaburga yemeye götürecektim.
Letting you take me out for a drink.
Beni bir şeyler içmeye çıkarmana izin veriyorum.
You should do that We should all go out for a drink
Bu bir veda partisi olsun o zaman, ikiniz ısmarlayın.
Time for a drink.
İçki zamanı.
Let's go to Catharsis for a drink!
Evet...
Well, then I guess it's pointless, me inviting you for a drink.
O zaman seni içki içmeye davet etmem anlamsız olur.
You're not gonna stay for a drink with us?
Bizimle bir içki içmeyecek misiniz?
Come in for a drink.
Durmalısın. Gel de bir içki iç.
Want to stay for a drink...
Bir içki için kalmak istiyorsan.
Do you want to come in for a drink?
İçeri gelip bir şeyler içmek ister misin?
Listen, I'm gonna go out for a drink with some people here. - So, can I call you back later? - Nice work.
Dinle, biz arkadaşlarla bir kutlama yapacağız da seni sonra ararım.
I'd love to meet for a drink later.
Daha sonra bir içki için buluşmak isterim.
Oh, I thought I heard you invite me in for a drink.
Bende beni bir şeyler içmeye davet ediyorsun sandım.
Can we meet for a drink maybe?
Buluşup bir şeyler mi içsek?
You ready for a drink?
Bir içki için hazır mısın?
Want to go out for a drink?
Gidip içelim mi?
Wanna go for a drink tonight?
Bu gece içmek ister misin?
Let's go for a drink. Opportunity's knocking, baby.
bişeyler içelim fırsatları duy
Do you fancy going for a drink or something sometime?
Arada bir şeyler içmek için dışarı çıkmak ister misin?
10 Euros for a drink...
Bir içki 10 Euro.
When was the last time I charged you for a drink, huh?
Senden içki için ne zaman para aldım ben?
You got time for a drink?
Bir şeyler içmeye vaktin var mı?
Let's go for a drink.
Bir şeyler içelim.
We're going for a drink.
Birşeyler içelim.
Wanna go out for a drink?
Gitmek ister misin?
I barely had to even say anything before, you know, she's asking me back to her place for a drink.
Evet - Bişey demedim
Care for a drink?
İçki ister misin?
Is this your way of asking me out for a drink?
Bir şeyler içme teklifinde bulunma tarzın bu mudur?
Some people drink a bottle a day'cause they think it's good for their liver.
Bazı insanlar karaciğerine iyi geldiğini düşündükleri için bundan günde bir şişe içiyorlar.
We have a quick drink here. Then we cab it across town to my favorite place for dinner.
Burada içkilerimizi içip en favori restoranımda bir yemek yiyelim.
A royal drink poured by Your Majesty for me... is my wish.
Majesteleri'nin elinden bir içecek içmeyi gerçekten çok isterim.
It would be absurd for me to offer to buy you a drink.
Size bir içki ısmarlamayı teklif etsem tuhaf olmaz değil mi?
Doc, a drink for me and my friend here.
Doktor, bana ve yanımdaki dostuma birer içki.
Couldn't stand a drink for me poor nerves and me throbbing scar, could you?
Zayıf sinirlerime ve şu zonklamayı geçirecek bir içki bulamadım?
Why don't you have a drink for Louis?
Louis için de bir içki içsene.
I get a drink for any man here who recognises me or one of my poems.
Beni ya da şiirlerimden birini tanıyan adamların birine içki ısmarlayacağım.
- Come on down for a drink.
Gel aşağıya bir içki içelim.
Thank you for making me a drink.
Bana içki yaptığın için sağ ol.
I think we owe it to ourselves, really, to maybe get a drink, out of respect for our zone compatibility and ail.
Alan ortaklığımızın hatrına, sana bir... içki ısmarlamak istiyorum, ve bu kadar.
Ten dollars for gas. And ten to buy you a drink after wrap.
Gaz için on dolar ve on dolar da iş bittikten sonra sana bir içki almak için.
Grab a drink off my beautiful ladies because we've got a big line-up for y'all tonight.
Güzel garsonlarımdan birer içki kapın. çünkü bu büyük gece sizin için.
It's not a single malt, because people who drink that don't do it for the taste.
Tek malt viski değildir. Çünkü bunu içenler tadı için içmiyor.
It's all bad mojo here, so let's just go drink and smoke and... Act like we don't care for a bit.
Burada her şey kötü şanstır bu yüzden gidip içki ve sigara içelim ve bir süre için umrumuzda değilmiş gibi davranalım.
i'll get a drink for you.
Sana bir içki alayım.
♪ What a fool am I ♪ Drink for the road?
Yol için içelim mi?
I'd offer you a drink, but juice time is not for another half-hour.
Sana bir şeyler ikram ederdim ama yarım saat daha meyve suyu servisi yok.
You can't really appreciate a drink you don't risk your arse out for.
Bir içki için kıçını riske atmadıktan sonra, onun tadını gerçekten çıkaramazsın.
I think a drink is called for.
Bence buna içilir.
for as long as i can remember 39
for all i care 74
for all intents and purposes 51
for a while 430
for a few days 45
for all we know 381
for all i knew 20
for all you know 82
for all i know 267
for all of it 31
for all i care 74
for all intents and purposes 51
for a while 430
for a few days 45
for all we know 381
for all i knew 20
for all you know 82
for all i know 267
for all of it 31
for all eternity 28
for all of us 271
for all our sakes 38
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for all of us 271
for all our sakes 38
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for a year 68
for about 65
for any reason 26
for a moment 206
for anyone 32
for a week 61
for a very long time 38
for another 41
for a minute 130
for a price 83
for about 65
for any reason 26
for a moment 206
for anyone 32
for a week 61
for a very long time 38
for another 41
for a minute 130
for a price 83