For one second traducir turco
1,789 traducción paralela
Let me take this off. Hold for one second.
Çözeyim şunu.
Can you excuse us for one second?
Bize bir saniye izin verir misin, lütfen?
- Hey, slow your roll for one second.
- Hey, biraz yavaşla bakalım.
Stay here for one second, would you?
Bir dakika bekle, olur mu?
You're on to me. Can I please just talk for one second without being interrupted?
Lütfen, konuşmam bölünmeden 1 dakika konuşabilirmiyim?
would you excuse me for one second?
Bana bir saniye izin verir misin?
Will you put your schoolboy morality aside for one second and listen?
Şu okul çocuğu erdeminizi bir dakikalığına bırakıp dinleyemez misiniz?
We were in the supermarket and I turned around for one second, and he was gone.
Süpermarketteydik. Sadece bir saniyeliğine arkamı döndüm ve kayboldu.
Alex, can you just excuse me for one second?
Alex, bana 1 dk müsade eder misin?
But it was only for one second and I had my eyes closed.
Ama yalnızda bir saniye sürdü ve gözlerimi de kapatmıştım.
You should just not be a total idiot for one second of your entire life.
Tüm hayatında bir saniye için salak gibi davranmayı bırakmalısın.
Uh, Lauren, would you just excuse me for one second, please?
Lauren, bana bir saniye izin verebilir misin, lütfen?
We were in the supermarket, and I turned around for one second,
Marketteydik, sadece bir saniye için boş bulundum...
Gloria, can you be a nurse again for one second stick your head in there and tell me what you see?
Yeniden bir saniyeliğine hemşire olup da oraya bakıp bana ne gördüğünü söyler misin, Gloria?
- I don't buy it for one second, dude!
- Bir an bile inanmam ahbap!
I've seen too many repeat offenders to believe for one second that a guy who promises never to beat his wife again actually won't.
Bir an bile olsa karılarını bir daha asla dövmeyeceklerine inanmam için söz verip de bu sözü tutmayan bir sürü benzer suçlu ile karşılaştım.
- Can't turn your fucking face for one second.
- Çok kızdı. - Lanet kafanı, bir saniye bile başka tarafa çevirmeye gelmiyor.
Don't tell me for one second you didn't have to get up during that lame halftime show and remember what section to go back to. The only thing I remember is the fact that we were sitting there
Sakın bana şu saçma devre arası şovunda azıcık bile olsa yerinden kalkmayıp böylece hangi koltuğa geri döneceğini hatırlamana gerek kalmadığını söyleme.
Michael, can you pick up for one second?
Michael, telefonu alabilir misin?
- Excuse me for one second.
Bir saniye izin verir misin?
Perhaps if you'd stop shouting at me for one second, you'd notice that I'm packing.
Bir saniye için bana bağırmayı kesersen eşyalarımı topladığımı fark edersin.
Roy, I need you to listen to me here. You think he sees... Okay, just for one second.
Biliyorum ki, bunun bedelini, onun ödemesini istemezdi.
I turned my back for one second and he wasn't there any more.
Bir saniyeliğine arkamı döndüm ve gitmişti.
Yeah, but listen. Just listen to me for one second, okay?
Beni sadece bir saniye dinle, tamam mı?
I never for one second thought that that was for real.
Bir an bile olsun bunun gerçek olduğunu düşünmedim.
You know, for one second, You were unpredictable.
Bir an için tahmin edilemez bir hal aldın.
Come here, listen to me for one second.
Buraya gel, beni bir dinle.
Then why wait 2 weeks for the second one?
İkincisi için iki hafta beklemişsin, neden?
He lays down John's drums on one track. Ray's organ and Robby's guitar take up the second. The third goes to Jim's vocal, leaving the fourth for all overdubs.
Birinci kanalda John'un davulu ikinci kanalda Ray'in orgu ve Robby'nin gitarı üçüncü kanalda Jim'in vokali dördüncü kanalda ise "overdub" lar vardır.
I-i just took my eyes off of him for one second.
Bir saniye kafamı çevirdim.
You should shut your mouth for one fucking second and listen.
Bir saniyeliğine çeneni kapatıp beni dinler misin?
Honestly, this is a new adventure, one I'm so ready to take, for the second time, and...
Artık ikinci sefer için hazırım. Neyse...
Bear with me for one second here.
Tamam o zaman iki saniyeliğine beni dinle, olur mu?
will you excuse me for just one second?
Bana bir kaç saniye izin verir misin?
Yours is the second request for this particular case this week. That rarely happens for one this old.
Eski bir dosya için bu çok nadir yaşanır.
And when they would see the smack in the dealer's hands... my sons would be so desperate for it... that as soon as they would see it... within the flash of one single second... the very first single second...
Ve torbacının elindeki malı gördüklerinde oğullarım eroine fena halde ihtiyaç duyduklarını hissederlermiş... Görür görmez... Bir saniye içerisinde...
Didn't you for one second think what Gran would say?
Aklına büyükannemin dedikleri gelmedi mi hiç?
But, you know, maybe if you just relaxed for... whoa... half a second, and stopped looking so hard for the appropriate life mate, then you might wake up one morning next to one. Right.
Ama eğer bir saniyeliğine - vay be - biraz rahatlarsan ve zorla uygun bir eş bulmaya çalışmazsan bir sabah yanında biriyle uyanabilirsin.
- Hey, just... Could you just excuse me for, like, one second?
Şey bana bir saniye izin verir misin?
Got his first strike for armed robbery, got his second one on a meth beef.
İlk yatışı silahlı soygundan olmuş, ikincisi ise uyuşturucu baskınında.
Not for one second.
Bir saniyeliğine bile.
Would you excuse me for one second?
Çok eğlendim.
And, the Medevac chopper is about 10 minutes away, with a second one right behind it for the rest of us.
Tıbbi helikopter on dakika uzaklıkta, arkasından da bizi almak için ikincisi geliyor.
For hesitating even one second before I said yes.
Evet demeden önce bir an bile olsa tereddüt ettiğim için.
Excuse me for one second.
Bir saniye izin verin.
Excuse us for just one second.
Bize bir saniyeliğine izin verin.
You can joke about the homeless, but you can't devote a single second of your precious time for one of them who was murdered.
Evsiz bir adamla dalga geçebilirsin, ama onlardan bir tanesi öldürüldüğünde değerli vaktinden bir kaç saniye ayırıp röportaj yapamazsın.
So one word, "mi-nu-te", a second word, "mwi-nu ro-ja", which could mean "Minos the King" - "ro-ja" is a title for royalty.
Üzerlerindeki "mi-nu-te" ve "mwi-nu ro-ja" kelimeleri "Kral Minos" anlamına gelebilir, "ro-ja" bir kraliyet unvanıdır.
Just find a spot for one kid in the second grade.
Yalnızca, ikinci sınıfta bir çocukluk yer bulacaksın.
I wouldn't give up being myself for even one second.
Ben kendim olmaktan bir saniye bile vazgeçmezdim.
For just one second... open your eyes, please?
Sadece bir saniye için gözlerini aç, lütfen?
for one thing 438
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
one second 1230
second 1107
seconds 3944
second chance 27
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
one second 1230
second 1107
seconds 3944
second chance 27
seconds later 55
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
second thoughts 29
second round 19
second time 38
second rule 43
second grade 17
second floor 165
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
second thoughts 29
second round 19
second time 38
second rule 43
second grade 17
second floor 165
second row 18
seconds away 16
seconds left 62
secondly 391
second of all 241
second date 16
second base 16
seconded 22
second best 19
second door on the right 16
seconds away 16
seconds left 62
secondly 391
second of all 241
second date 16
second base 16
seconded 22
second best 19
second door on the right 16