English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Seconds left

Seconds left traducir turco

553 traducción paralela
John Dillinger, you've 30 seconds left. Thirty seconds.
John Dillinger, 30 saniyeniz kaldı otuz saniye.
We have 10 minutes and 50 seconds left to get to the club.
Kulübe gitmek için 10 dakika 50 saniyemiz kaldı.
45 seconds left.
En fazla 45 saniyen var.
We maybe only minutes, seconds left to someone's life. Why waste time?
Birilerinin hayatı dakikalara hatta saniyelere bağlı olabilir neden daha fazla zaman kaybedelim ki?
24 seconds left.
24 saniye kaldı.
Eight seconds left.
Sekiz saniye kaldı.
Only few seconds left.
Kapanıyor.
- You have 48 seconds left.
- 48 saniyen kaldı. Çabuk ol.
- You got a couple of seconds left.
Kendine gelsen iyi olur.
At 9 : 00 we will also attack, but there are still a few seconds left.
Saat 9'da biz de saldıracağız, ama hala birkaç saniyemiz var.
We repeat, with five minutes and four seconds left in the fourth quarter, there is now only an eight-point difference.
Tekrar ediyorum, dördüncü çeyreğin bitmesine 5 dakika 4 saniye kala aradaki fark 8 puana düştü.
... less than one minute 57 seconds left.
... bir dakikadan az 57 saniye kaldı.
First and goal on the one-yard line, as Crewe calls time out, with 40 seconds left on the clock.
Birinci ve gol 1 yarda çizgisindeyken... Crewe mola istedi. ... maçın bitimine 40 saniye kaldı.
Crewe feigns the pass and he throws stopping the clock again with 16 seconds left.
Crewe pas atar gibi yapıyor ve atıyor tekrar saati 16 saniye kala durduruyor.
Crewe calls for his third and last time out with seven seconds left on the clock.
Crewe üçüncü ve son molasını kullanacak. Maçın bitimine 7 saniye kaldı.
Thirty seconds left!
30 saniye kaldı.
Fifteen seconds left!
On beş saniye kaldı.
A 48-yarder with three seconds left.
Sol üç saniye ile 48 yarder.
Forty-eight-yard field goal with three seconds left ain't lucky?
sol üç saniye ile Kırk sekiz metreden gol şanslı değil mi?
48 seconds left to the explosion.
Patlamaya 48 saniye kaldı.
And there's three seconds left to go, and I drop back to pass, and there's a touchdown.
Üç saniye kalmış. Ben pası atıyorum ve gol oluyor.
La Motta, with 13 seconds left, made one of the most remarkable comebacks in history!
La Motta son raunt bitmek üzere iken, tarihinin en olağanüstü Comebacklerinden birini beaşardı.
- Come on. We've got 30 seconds left.
- Hadi. 30 saniyemiz kaldı.
- Riot footage, 11 seconds left.
- İsyan görüntülerinden 11 saniye.
Ampipe takes over on their own one - yard line with 12 seconds left.
Son çizgiye az birşey kala Alexander'ı durdurdular.
I remember one time I watched you run a screen pass 90 yards... with 10 seconds left on the clock, man, for the winning T.D. against Alabama.
Bir seferinde senin perde pasından 90 yard koştuğunu görmüştüm... maçın sonuna 10 saniye kalmıştı, dostum, Alabama'ya karşı kazandıran gol.
Hey, man, it's fourth down and 99 to go. You're behind with five seconds left on the clock.
Dostum oyun bitmek üzere, beş saniye geri kaldın.
Walter, you only have 12 seconds left and seven tunes to name.
Walter, sadece 12 saniyen kaldı, ve 7 şarkı daha bilmelisin.
Only 10 seconds left.
Sadece 10 saniye kaldı..
Only seconds left.
Saniyeler kaldı.
East Germany by four with just 30 seconds left in the game.
Oyunda sadece 30 saniye kaldı.
Bolt to 45. 25 seconds left.
- 25 saniye kaldı.
Blue 32! COMMENTATOR : 17 seconds left in this ball game.
Oyunda 17 saniye kaldı.
We only got 10 seconds left to play.
Sadece 10 saniyemiz kaldı.
Ten seconds left, Texas is down by three.
10 saniye kaldı. Texas 3 puan geride.
Ten seconds left...
On saniye kaldı...
we only have a few seconds left, sparky.
Yalnızca birkaç saniyemiz var, Sparky.
106 at the Forum, 24 seconds left in the game.
106. Forum'dayız. Oyunun bitmesine 24 saniye var.
There's still 10 seconds left.
Hâlâ on saniye var.
Barry, there's 60 seconds left in the show.
Barry, programın bitmesine 60 saniye var.
It's 4th and 11 with only 18 seconds left of this game.
Dördüncü devredeyiz, maçın bitimine 18 saniye kaldı.
Now there's just 30 seconds left on the clock.
Yalnızca 30 saniye kaldı.
Ten seconds left in the match.
Maçın son on saniyesi.
Ten seconds left on the clock.
Son 10 saniye.
Six seconds left.
Son altı saniye.
Not seconds after you left him.
Ondan ayrıldıktan sonra saniyeler bile geçmemiş.
Either you are going to listen to me, or in precisely four seconds... which is the time it will take me to walk through that door... you will be left without an ally in the English-speaking world.
Ya beni dinlersin, ya da tam dört saniye içinde ki şu kapıdan çıkıp gitme süremdir bu İngilizce konuşulan her yerde tek dostun olmadan kalakalırsın.
Forty seconds left.
40 saniye kaldı.
Later it left the room, came back passed some seconds and it said :
Ardından toplantıdan ayrıldı, bir kaç saniye sonra geri döndü ve şöyle dedi :
Our shields now only have 63 seconds of power left.
Kalkanlarımızda sadece 63 saniyelik güç kaldı.
Same as when you left us 10 seconds ago.
10 saniye önce olduğun yerdesin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]