For the greater good traducir turco
419 traducción paralela
Still, we're a family, and we all work together for the greater good of Rome.
Yine de, biz bir aileyiz Roma'nın yüce çıkarları için hep birlikte çalışırız.
No one was pleased with the solution but we had to act for the greater good.
Çözümden kimse mutlu değildi, ama daha iyi bir amaç uğruna bunu yapmalıydık.
Bob thought you might be willing to cross the line for the greater good.
Bob düşündü ki, çok daha fazla para için çizgini aşmak isteyebilirsin.
His mother acted for the greater good of the country.
Annesi ülkesinin iyiliğine göre hareket etti.
Who does anything these days for the greater good?
Bugünlerde kim herkesin iyiliği için bir şey yapıyor ki?
It is for the greater good.
Çünkü bu daha iyi bir amaca hizmet ediyor.
- We act for the greater good!
- Bizler soylu bir amaca hizmet ederiz.
For the greater good.
En iyisi bu anne.
- For the greater good.
- En iyisi bu.
I don't envy you this task, but it is for the greater good.
Görevinize gıpta etmiyorum ama bu daha büyük bir iyilik için.
... and force commerce to give a little back for the greater good.
... ve daha da iyisi için, toplumsal ilişkileri güçlendirmek.
Its purpose is to invest in projects for the greater good of the community.
Amacı halkın iyiliği için yapılan projelere yatırım yapmak.
Some are always sacrificed for the greater good.
Yüce amaçlar için bazılarının feda edilmesi gerekebilir.
Why Xena was here. We are staying and fighting for the greater good.
Kalıyoruz ve mutlak iyilik için savaşıyoruz...
But others will know that you acted for the greater good.
Ama diğerleri herkesin iyiliğini düşündüğünü bilir.
It's not a lie ifit's for the greater good.
Eğer daha hayırlı birşey için ise bu yalan değildir.
But we're putting our differences aside... For the greater good...
Nicole Brown Simpson ve Ronald Goldman'ı öldürdünüz mü?
If Mr. Hand wishes to make this sacrifice for the greater good so be it.
Eğer Bay El daha iyi bir seçenek olması adına bu fedakarlığı yapmaya gönüllüyse bırakın yapsın.
Moses, sometimes, for the greater good, sacrifices must be made.
Musa... bazen herkesin iyiliği için..... bazılarını kurban etmek gerekir.
I should tell him that what he did was for the greater good, and there is a reason for it.
Ona demeliyim ki... yaptığı şey mutlak iyilik içindi ve bunun için bir sebebi - var-.
Yes, I know Dahok has a plan. And yes, I know people must die. But it's for the greater good.
Evet, Dahak'ın bir planı olduğunu biliyorum... ve evet, insanların ölmesi gerektiğini de biliyorum... ama bu herkesin iyiliği için.
Ready to sacrifice himself for the greater good.
İnsanlığın iyiliği için kendini feda etmeye hazır.
He only kissed her for the greater good.
Onu iyi bir amaç için öptü ama.
For the greater good.
Herkesin iyiliği için.
It's for the greater good.
Bu herkesin iyiliği için.
One week you're soul mates. The next you're giving each other up for the greater good.
Bir hafta ruh eşi oluyorsunuz ertesi hafta iyiliğiniz için birbirinizden vazgeçiyorsunuz.
It's for the greater good!
Her şey yüce iyilik için!
Oh, yeah, hey, we're gonna do our service for the greater good.
Ah, evet, hey, yüce iyiliğe hizmet edeceğiz.
To have a better life. For the greater good.
Onların geleceği için daha iyi olur..
But she died for the greater good.
ama yüce iyilik için öldü.
But that might be a sacrifice I'd be willing to make... for the greater good of Starfleet.
Ama bu fedakârlığı, gönüllü olarak yapabilirim... Yıldıfilosu'nun iyiliği için.
He asked me to abandon the assassination for the greater good of all
Daha yüce bir amaç uğruna suikastten vazgeçmemi istedi benden.
People that strive for the greater good, that work to make our world a better place.
Çoğunluğun iyiliğine inanan, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan insanlar.
I've played The "moral compromise for the greater good" Game before,
Daha önce de "çoğunluğun iyiliği için taviz verme" oyununu oynadım ama Sid için gerekenden fazla taviz vereceğiz gibi.
You did it for the greater good, the safety of society.
Bunu iyi bir şey için yaptın. Toplumun güvenliği için.
It's for the greater good, you see.
Bunu büyük bir iyilik için yapıyorum.
For the greater good, we must seal it!
Çoğunluğun iyiliği için kapatmalıyız!
Willing to risk anything or anyone... for the greater good.
- Onun gibi bir şey. Daha önemli bir şey için herşeyi ve herkesi riske atmaya hazır.
For the greater good, Giles.
Daha iyi bir amaç için, Giles.
For the greater good.
Daha yüksek ameller için.
For the greater good.
Yüksek müspet amaçlar uğruna.
It's for the greater good, Captain... and we shall all be remembered as heroes.
Bu yüksek iyilik ameli için, Albay.. ve herkes bizleri kahraman olarak anacak.
I'M SURE THEY KNEW IT WAS FOR THE GREATER GOOD.
Askerlerin bunun çoğunluğun iyiliği için olduğunu bildiğinden eminim.
It's for the greater good.
Bütün bunlar, daha iyisi içindi.
It's for the greater good, Alan.
İyi bir amaç için Alan.
I'm truly sorry, but this is for the greater good.
Ben gerçekten üzgünüm, ama bu daha fazla için iyi.
( Priestley ) There was a greater demand, I think, for good books, good plays, music, the sight of some good pictures, than I'd ever known before in this country.
İyi kitaplar için hiç olmadığı kadar büyük talpe vardı. İyi müzik, iyi oyunlar ve iyi resimler için. Böylesine başka bir ülkede rastlamamıştım.
We are about to begin our invasion, you'll maintain good order with strict... discipline for the greater glory of Rome We are going to bombard their positions.
İşgalimize başlamak üzereyiz, Roma'nın zaferi için iyi düzen ve... sıkı bir disiplin içinde olacaksınız, Onları bombalayacağız.
Each man responsible for his own actions, each action contributing to the greater good.
Herkes kendi hareketlerinden sorumludur. Ve her hareketin toplum yararına katkısı vardır.
So any good you did during your prideful state was for the greater glory of Prue.
Gururun etkisindeyken yaptığın her iyi şey Prue'nun büyük zaferi içindi.
Do you have the fortitude to ally yourself for a greater good... than your own advancement?
Kendini yüce adalete adayacak yüreğin var mı kendi ilerlemen haricinde?
for the love of god 422
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the first time ever 57
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the first time ever 57