Full stop traducir turco
333 traducción paralela
Full stop.
Nokta.
The train came to a full stop.
Tren tamamen durdu.
Stop the engines. - Coming full stop, sir.
- Tamamen duracağız, sir.
Oh, full stop after letter.
Etmeyinden sonra nokta varmış.
Your instructions are as follows, full stop.
İstediklerimiz şunlardır, nokta.
Full stop... 2 ) You will get a blue BOAC overnight bag and put into it £ 25,000.
Nokta... 2 ) İngiliz Havayollarına ait bir valizin içine 25.000 sterlin koyacaksınız.
- Indeed. Full stop, Mr. Chekov.
- Gerçekten de öyle.
Fatally full stop.
Kaderdi, nokta.
The police there emanated an air of greatness... comma... a majestic firmness... and profound feeling... such as to... impress the coarsest... coarsest of minds... full stop... What's all this?
Doğru mu bu?
Mary thought they were really scrummy, comma So did i, full stop.
Mary çok beğendi, virgül, ben de öyle, nokta.
Dear real princess margaret Thank you for the eels, full stop.
Sevgili gerçek Prenses Margaret, yılanbalıklarına teşekkürler, nokta.
They were absolutely delicious And unmistakably regal, full stop.
Çok lezzetli ve kesinlikle asildiler, nokta.
This event is being transmitted via the Pinchcliffe TV control panel designed by Theodore Rimspoke and broadcast nationwide... full stop.
Bu yarış, Theodore Rimspoke'nin tasarladığı kontrol paneli sayesinde Pinchcliffe TV aracıIığıyla sizlere ulaştırıIıyor.
All ships, full stop!
Bütün gemiler dursun!
Full stop.
- Makinalar stop.
Full stop, sir.
- Makinalar stop, efendim.
You're supposed to come to a full stop.
Tamamen durman gerekirdi.
- Full stop.
Nokta.
Full stop. - You can't write'moron'.
Ona bir'moron'diyemeyiz.
Full stop.
Tamamen duralım.
Now reading full stop, sir.
Şu anda tamamen durduk efendim.
- Reverse power, full stop.
- Ters güç. Duralım.
- Controls to full stop, sir.
- Kontroller durma konumunda efendim.
Reading full stop, sir.
Durduk efendim.
Hold course and speed for 28 seconds, then come to a full stop.
Rotayı ve hızı tam 28 saniye böyle tutun, sonra tamamen durun.
- Full stop, helm.
- Dümen, tamamen duralım.
- Full stop, sir.
- Tamamen duruyoruz efendim.
Come to a full stop.
Tam duruş.
Christy is simply a great painter, full stop,
Christy harika bir ressam, nokta.
You're not prepared to work, full stop.
Sen tam kapasite çalışmaya hazır değilsin.
- Bring the ship to a full stop.
- Gemiyi tamamen durdurun Komutan.
Full stop.
Tamamen duralım Teğmen.
Ensign Allenby, full stop.
Asteğmen Allenby, tamamen duralım.
Recommend full stop while I check it out.
Ben kontrolleri yaparken tamamen durmamızı öneriyorum.
Please remain seated until the tram comes to a full stop.
Tramvay tamamen durana dek lütfen yerlerinizden kalkmayın.
Back there in the village, you failed to make a full stop at the intersection. Oh, really?
Geride, köyün içinde, tam kavşakta aracınızı durdurdunuz.
Contravention of village bylaw 23... Failing in the execution of a full stop at a place so marked.
Köy Yasalarının 23 maddesi uyarınca- - belirtildiği yerde aracı durdurma hatası
She's come to a full stop.
Tam durma pozisyonunda.
- Full stop.
- Tam duruş, teğmen.
Stop it. Babbling like some phony King Solomon! Sit there full of half-witted devil talk that doesn't make sense!
Kes şunu, kibirli bir ukala gibi saçma sapan ve anlamsız laflar ediyorsun eğer nefret ettiğim bir şey varsa o da kendini beğenmiş kadınlardır.
He'll start on the prowl, looking for me with a cold howling heart of hate... and a gun full of bullets to try and stop me from talking about what I don't know.
Nefretle dolu acımasız bir kalp ve mermiyle dolu bir silahla beni bilmediğim bir konuda konuşmadan önce susturabilmek için sürek avı başlatacaktır.
Stop filling him full of poison and hate.
Onu nefret ve zehirle doldurmayı bırak.
Starboard engine ahead full.
İskele motoru stop.
They won't stop old Tommy Shannon with a tank full of water.
Onlar ihtiyar Tommy Shannon'u dolu bir su tankı ile durduramazlar.
In exactly two hours we shall stop zigzagging and proceed at full speed in whatever direction we're headed.
Tam olarak iki saat sonra... zigzag yapmayı keseceğiz... ve tam yol hızla... gittiğimiz yöne doğru düz bir şekilde ilerleyeceğiz.
If I meet a girl with a firm leg, a full bosom and a warm heart let no man try and stop me.
Güzel bacaklı ve sıcak yürekli bir kız bulursam beni kimse durduramaz.
All engines, full stop.
- Alarm iptali.
Father, I'm jealous because I've procured my pleasure but tonight, not even a battleship full of mercenaries could stop me!
Peder, neden kocası olduğumu o kadar iyi biliyorum ki... Al bunu askerlerin arasına koy, sonra bak askerlerin namusuna bir şey olmuş mu diye!
If one defies them, they will not stop... until they have extracted the full penalty.
Biri onlara karşı gelirse işini bitirene kadar durmazlar.
Nothing can stop us now. Ahead full.
Hiçbir şey bizi durduramaz artık.
Passengers, please remain seated until the aircraft comes to a full and complete stop.
Sayın yolcularımız, lütfen uçak tamamen durana kadar kemerlerinizi çözmeyiniz ve yerlerinizden kalkmayınız.
stop 27520
stop it 13041
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
stop talking to me 36
stop crying 318
stop lying 140
stop it 13041
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
stop talking to me 36
stop crying 318
stop lying 140
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop yelling at me 54
stop complaining 83
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop yelling at me 54
stop complaining 83
stop screaming 73
stop running 76
stop fighting 156
stop saying 98
stop moving 156
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop it already 25
stop this 362
stop running 76
stop fighting 156
stop saying 98
stop moving 156
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop it already 25
stop this 362