Funny stuff traducir turco
303 traducción paralela
Cut out the funny stuff.
Dalga geçmeyi bırak.
- Don't try any funny stuff.
- Bir saçmalık yapmaya kalkma.
That champagne's funny stuff.
Şu şampanya çok tuhaf bir şey.
Who told you to start this funny stuff with the acid?
Sana kim söyledi, etrafa asit püskürt diye?
And no funny stuff.
Şaka yapma.
Okay, now, no more funny stuff, huh?
Şimdi tamam, Artık komik değil ha?
And don't try to pull any funny stuff, huh?
Ve sakın bir numara çevirmeye kalkma, tamam mı?
No more funny stuff, huh?
Artık böyle şakalar yok, tamam mı?
Hey, hey, how come you guys aren't heckling me? We love it, that's funny stuff!
Diğer kadınların kurbağamı çekici bulmalarından memnun olurum.
Any funny stuff and she's dead.
Eğer buradan çıkarsanız onu öldürürüm.
Ok listen now, if I open the door, you wont pull any funny stuff on me, right?
Kapıyı açarsam, bir numara yapmayacaksın, değil mi?
If we try any funny stuff, they'll retire us to the Jersey Flats.
Eğer aptalca bir şeye kalkışırsak, bizi emekliye ayırırlar.
No funny stuff.
Hayır saçmalama lütfen.
Mr. Button, there's a barrel over here... with funny stuff in it that smells like the Captain's breath.
Bay Button, burada bir fıçı var. İçinde de kaptanın nefesi gibi kokan o garip şeyden var.
This is funny stuff here.
Burada eğlence var.
Will you cut out the funny stuff, Eliot?
Bu küçük şakalardan ne zaman vazgeçeceksin, Elliot?
He's my bodyguard. All right? So don't try any funny stuff, because I know what you're up to here.
O benim korumam, bir şeye kalkışmayın, niyetinizi biliyorum.
They don't like that funny stuff you smoke, old buddy.
Şu içtiğin tuhaf maldan hoşlanmıyorlar, eski dostum.
- No funny stuff. - No funny stuff.
Komiklik yapma.
No funny stuff.
Anlaştık.
Jesse, now, remember. No funny stuff.
Jesse, unutma, komiklik yapma..
That's funny stuff, Barry, the mailman who killed his boss.
Bu konuk bir şey, Barry. Patronunu öldüren postacı.
Time is funny stuff.
Zaman tuhaf bir şeydir.
"Time is funny stuff."
"Zaman tuhaf bir şeydir."
Reckons we'll be working with funny stuff. He's gonna be looking out for us.
Burada, garip şeylerle uğraşacağımızı düşünüyor.
You guys are playing with some funny stuff out here.
Burada çok acaip şeylerle uğraşıyorsunuz.
Funny stuff, funny stuff.
Çok komik.
Hold on, I got some funny stuff here.
Bir espri yapmaya çalışıyordum.
And no funny stuff, O'Connell.
Ve sakın bir aptallık yapma, O'Connell.
That's funny stuff. - Well, thanks.
- Seyrettim çok komikti.
Oh, enough funny stuff.
Bu kadar komiklik yeter.
Hand over the cash, and don't try any funny stuff!
Paraları sökülün ve artistlik yapmaya çalışmayın!
I assure you. If I tried any funny stuff, you would be in hysterics.
Seni temin ederim ki artistlik yapmaya çalışsam, histerik olabilirsin.
Alright, go on, but no funny stuff.
Pekala, devam et ama sakın bir numara deneme.
And no funny stuff.
Komik şeyler de yok.
They do have some funny stuff in there.
Orda güzel komik hikayeler var.
- Yeah, very funny stuff.
- Ya, ya çok komik.
It's funny. When I first started driving, I didn't dare think that stuff.
Komik, ilk araba kullanmaya başladığımda, bu tür şeyleri düşünmeye cesaret edemezdim.
Don't try any funny stuff. Fine, we accept.
Tamam.
It's funny, this sort of thing, the personal stuff,
Ama tuhaf, böyle kişisel ilişkiler zor.
That stuff tastes funny too.
O şeyin de tadı tuhaf.
It's funny, you know, the kind of stuff that pops into your head when you're trying to work.
Komiktir, bilirsiniz, iş yapmaya çalışırken aklınızda beliriveren şeyler.
Let me tell you a story... about a little fat boy that nobody loved... and all the other kids, they used to make fun of him... and they would pick on him... and they used to say that he talked funny and stuff... and he had a twin brother... and everybody said... that he didn't look anything like his twin brother... but he wanted to.
Sana kimsenin sevmediği küçük şişman çocuğun hikayesini anlatayım. Bütün çocuklar onunla dalga geçip onun komik konuştuğunu söylüyormuş. Çocuğun bir de ikizi varmış.
The mad stuff is very funny.
Deli karakteri çok komik.
Sir, sir, reading the news is one thing, but this stuff you wrote, it's not funny, sir. It's sad.
Haberleri okumak önemli değil... ama bu yazdığınız şeyler komik değil.
There's weird stuff down there, and it smells funny.
Orada tuhaf eşyalar vardır kokusu da tuhaftır.
That's funny. Rick was the only one that could stomach that stuff.
O şeyi midesi kaldırabilen tek kişi Rick'ti.
I just think it's funny the way girls are always afraid of spiders and stuff, you know?
Kızların örümceklerden korkmasını komik bulurum.
I think I'd be great. - They sell all this funny rubber stuff.
Spank, yeni dükkan bir satış yardımcısı arıyor.
Funny stuff, people.
Çok komiksiniz millet.
So none of that funny superhero stuff till I replace the chip, all right? - Okay.
Ben çipi değiştirene kadar o komik süper kahramanlık işleri yasak.
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
funny 1968
funny girl 23
funny enough 21
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
funny 1968
funny girl 23
funny enough 21