English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Hard pass

Hard pass traducir turco

111 traducción paralela
But it's hard to get through, because according to the law, if you enter, you have to secure the gate as you pass through it.
# Ama oradan girmek zordur, çünkü yasamıza göre... #... girenin, arkadan sürgüleyip kapı güvenliğini sağlaması şarttır.
As they go down the back straight, comin'on pretty hard and fast... is car # 53 making the pass.
Oldukça zorlu ve hızlı dümdüz giderlerken... 53 numara geçiyor.
It's hard enough to have someone pass by We've to make it.
Zaten buradan zor balık geçiyor bunuda kaçırmamalıyız.
Pass it hard!
pas ver!
It is very difficult to describe to who it is in land what it is a hard trip, that is with bad weather. Over all in the Winter. What it is to pass two weeks in the sea living to the meat base canneded and cookies.
Denizde yaşamayan birine, konvoyda geçen çetin zamanı çetinden kastım kötü hava koşulları... ( Edward Butler, Eski Deniz Assubayı )... özellikle de kış aylarında iki haftadan fazla süren bu yolculuğu salamura et ve galeta yemeyi, anlatmak çok zordu.
We studied hard to pass the exam, but we couldn't get through the tests.
Sınavı geçmek için çok çalıştık ama imtihanları başaramadık.
Do you think if I study real hard, I might pass?
Gerçekten çok çalışırsam, geçebilir miyim?
Some aquavit to pass this hard night for our pleasure... and this our gentlewoman.
Zorlu geceyi geçirmek için... şerefimize ve bu nazik bayanın şerefine de.
Mr. Melon, no matter what you do... no matter what stunts you pull... no matter how hard you try... you will never, ever pass this course.
Bay Melon, ne yaparsanız yapın ne kadar debelenirseniz debelenin ne kadar denerseniz deneyin asla ve asla bu dersi geçemeyeceksiniz.
There is only one sentence I can pass on you, that you be imprisoned, with hard labour, for life.
Size verebileceğim bir tek ceza var ömür boyu hapis.
You may find life here at the chateau hard, but if you shut up and do exactly what we say, the time will pass more quickly.
Burada, şatodaki hayatı zor bulabilirsin ama eğer çeneni kapar ve bizim söylediklerimizi yaparsan zaman çabuk geçer.
Yeah, I ran everywhere I mean. Sometimes my heart felt like it was pounding so hard I was gonna pass out.
Kalbim deli gibi çarpana kadar koştum bayılacağımı sandım.
And it's hard to see out the rear view, so go slow and let people pass you.
Arkayı görmek zor olur. Yavaş gidin, bırakın sizi geçsinler.
Hard to pass up a good quest.
İyi bir maceraya itiraz edilemez.
I can fight hard. Like when I threw the fourth-quarter pass that beat Westside.
Tıpkı Westside maçında yaptığım gibi.
A quick pass to Jesse Ryan, and, oooh, he was hit hard!
Jesse Ryan'ı çabucak geçti, ve ahhh kötü bir darbe aldı!
It must be hard to pass on this road, huh?
Bu yolda geçişler zor olmalı, ha?
A-and I-I worked very hard on this, Jack, - so please, when you pass judgment- -
Lütfen, düşüncelerini söy...
I never stood out, on the outside... but inside, it was hard for me to pass.
Dışarıda hiç göze batmadım ama içeride, kabul görmek biraz zor oldu.
One pass, it's recorded on the hard drive.
Bir kez okunur okunmaz sabit diske kopyalanacak.
I mean a modest, smart lady like her, won't be hard to pass off...
Allah izin verirse, böyle bir mal... Yani böyle güzel ve bilgili bir hanımın kocasız kalması imkansız.
It's a whole new world, Kyon... a world I fought long and hard to figure out... and I'm willing to pass all my knowledge on to you.
Yepyeni bir dünya Kyon. Öğrenmek için uzun ve zor bir savaş verdiğim dünya ve bilgimi sana aktarmak istiyorum.
Ah, pretty hard to pass up getting away with murder and framing your husband's lover.
Cinayet suçundan kurtulup kocanın sevgilisini suçlama şansını kaçırmak oldukça zordur.
"Next, he'll rim your ass to get you crazy, then ram his cock... up you and fuck you so hard you pass out."
"Sonra sizi deliye çevirene kadar Rim yapıp ardında aletini....... içinize sokup kendinizden geçene kadar sizi becerecek."
That must have been hard to pass up.
Reddetmesi zor olmuştur.
Bobby working really hard to pass the Wonder Bread car.
Bobby, Wonder Bread arabasını geçmek için çok uğraşıyor.
We both had a hard-on for life every day, for 30... Loss of desire, wrinkles, my by-passes...
Arzularkaybolurken, yaşlanırken, by-pass ameliyatımda...
I will take those peanuts you're trying to pass off as testicles, and I will squeeze them so hard your eyes pop out, and then I'll feed them to you like grapes!
Ve Tanrı yardımcım olsun, onunla aynı havayı soluduğunu bile görürsem testis dediğin o fındıkları öyle bir sıkarım ki gözlerin yerinden fırlar. Sonra üzüm gibi yediririm sana.
May I accept that my hard time will certainly pass.
Zor zamanların geçtiğini kabul edebilir miyim?
- May I know that my hard time will certainly pass.
- Artık geçtiğini kabul edebilir miyim?
We have hard data on approximately when Lupe left Tecate and we know it takes maybe six to eight hours for drugs to pass...
Sabit verilere göre Lupe Tecate de paketleri yuttu Altı ila 8 saat geçtiğinide biliyoruz.
Well, it's hard to just pass by but it's still difficult to just decide...
Geçip gitmek oldukça zor, ama hala tercih edebiliriz...
She once made the patient laugh hard enough to pass out.
Hastaları gülme krizine sokup kaçmıştı.
Why is it so hard to set the season pass?
Sezonun geçmesini beklemek neden bu kadar zor?
It's hard to pass these beauties up.
Bu tatları geri çevirmek mümkün değil.
It's hard to pass up the opportunity.
Fırsatları kaçırmak zordur.
After studying really hard, I somehow managed to pass.
Çok sıkı çalışarak, bir şekilde bunu başardım.
You both worked way too hard and too long to let an opportunity like this pass you by.
İkiniz de bu şans için uzun süre ve çok ağır çalıştınız.
And the fact that there was this somebody that was making a lot of effort to maintain a relationship with him and represented something else besides the misery that it sounded like his internship was was hard for him to pass up.
Ve gerçek şu ki ; onunla bir ilişkiyi sürdürmek için çok çaba harcayan ve doktorluk stajında çektiği sıkıntıların dışında başka bir şeyi temsil eden biri vardı ve onun, bu fırsatı reddetmesi çok zordu.
Cyber-politics and meta-space are always hard to pass up.
Siberpolitika ve metauzayı reddetmek zordur.
That don't go away, you just pass out moaning in a ditch somewhere and you wake up and you're still hard.
İnmezler... Bir çukurun içinde inleyerek bayılıncaya kadar... Ayılınca da hala dimdik durur.
He takes a hard hit, but completes the pass to Tim Riggins for a first down.
Sert bir darbe aldı, ama ilk hak için Tim Riggins'e pası göndermeyi başarıyor.
By the way, final exams are coming up and I want to pass, so you'll have to work real hard on my papers.
Bu arada, final sınavı geliyor ve ben de sınavdan geçmek istiyorum yani ders notlarımdan çok iyi çalışman gerekecek.
It's a hard truth, Carol but people don't change when they pass on.
İnsanların öldüklerinde değişmediği, bilinen bir gerçektir, Carol.
Madame, you told to me I think that in the garden the other evening you overheard hard words pass between Ms Mabbutt and Mdms Pebmarsh. - Yes.
Bayan, geçen gün bana, Bay Mabbutt'la Bayan Pebmarsh'ın bahçede tartıştıklarını duyduğunuzu söylemiştiniz yanılmıyorsam.
Fast and hard to pass the enemy!
Karşımızda çok zorlu bir düşman var!
We have waited too long and worked too hard, to allow this opportunity to pass us by.
Bu fırsatı yakalamak için çok uzun zaman bekledik ve çok çalıştık.
Hey, how hard would it be to forge a boarding pass?
Uçuş kartının sahtesini yapmak ne kadar zor olabilir ki?
Maybe some things are too hard to just wait to pass.
Bazı şeylerin unutulmasını beklemek de biraz zor oluyor.
- I must be cold, hard, let it pass.
- Soğuk, sert ve güçlü olmalıyım.
When everyone in the royal family's immortal, it's hard to pass on the throne.
Kraliyet ailesinde herkes ölümsüzken, tahtı devretmek oldukça zor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]