His blood traducir turco
5,085 traducción paralela
"and watched his blood seep into my carpet" murderers.
"ve kanının halımın içine akışını izledim" katiller.
He told me back in the day he would store his blood in an ink well... ready to write at a moments notice.
Eskiden bana bir mürekkep kutusunda kanını sakladığından bahsetmişti. Her an bir şey yazabilme ihtimaline karşı.
Snowball can get a little bratty if his blood sugar drops.
Kartopunun kan şekeri düşerse yaramaz olur biraz.
It's an intravenous filter for his blood.
Kanı için bir damar içi filtresi.
To prove that his blood laws were infallible.
Kan kanunlarının mutlak olduğunu kanıtlamak için.
I made him give you his blood.
Klaus'tan kanını içirmesini istedim.
His blood can heal you.
Onun kanı seni iyileştirir.
To find Klaus, get his blood, and save as many of my guys as I can.
Klaus'u bulup kanını aldıktan sonra elimden geldiği kadar adamımı kurtarmaya çalışacağım.
He's been resisting, but it's in his blood.
Direniyor ama bu onun kanında var.
Wouldn't even tell the doctors his blood type.
- Doktorlara kan grubunu bile söylememiş.
There's a guy in Australia. His blood plasma has saved 2 million babies.
Avustralya'daki bir adamın kan plazması 2 milyon bebeğin hayatını kurtardı.
- Was it his blood?
- Onun kanı mıydı?
One lab in the country runs the test for that, and his blood wasn't sent there.
Kan örneklerini test edecek olan laboratuvarı da,... kan oraya hiç gönderilmemiş.
How's his blood pressure?
Kan basıncı ne durumd?
How's his blood pressure?
Kan basıncı nasıl?
But she doesn't know that Roman has to mix it with his blood.
Roman'ın kendi kanıyla karıştırdığını bilmiyor ama.
And his blood spurted everywhere.
* And his blood spurted everywhere.
I'd like to look at his blood, see if it looks like Jacob's.
Kan örneğine bakıp, Jacob'ın kan örneği gibi mi görmeyi isterim.
If he'd been exposed, it would present itself in his blood... within a few hours, if not a few minutes.
Eğer virüs bulaşmış olsaydı birkaç dakika ya da birkaç saate kadar kendisini belli ederdi.
Give his blood to your ancestors.
Atalarına onun kanından bahşet.
Let his blood sustain us.
Kanı bize güç versin.
His blood is still warm.
Kanı hala sıcak.
You want his blood on your hands?
Kanı ellerinize bulaşsın mı istiyorsunuz?
But there was blood in his truck.
Ama kamyonetinde kan izi var.
I've heard rumors. Removing the white blood cells from a victim and replacing them with the red blood cells of his client.
Ama dedikoduları duyuyorum kurbanın akyuvarlarını temizleyip yerine müşterisinin alyuvarlarını yerleştiriyor.
Listen, give me my money, and I will prescribe his "blood pressure" medication again.
Bak paramı geri ver bana. ve bende Raymond'un tansiyon sorunuyla ilgileniyim?
With his own blood.
Kendi kanıyla.
You think Daniel could open that bank without his old man's blood money?
Danie'in o bankayı babasının kirli parası olmadan mı açtığını sanıyorsun?
Shawn, why does that guy have blood on his face?
Shawn, o herifin suratında niye kan var?
I can't believe I'm saying this, but... that snake may have some warm blood in his veins.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama o yılanın damarlarında azda olsa sıcak kan dolaşıyor, olabilir.
There's a ton of blood around his heart.
Bir ton var Onun kalbin etrafında kan.
He went into P.E.A. and the ultrasound showed blood from his chest cavity.
O P.E.A. girdi ve ultrason gösterdi onun göğüs boşluğunda kan.
But his mum abandoned him, and I gave my blood oath to take him in.
Fakat annesi onu terketti ve ve onu almak için kan yemini ettim.
One with blood that rules the world, one who sings, his life unfurled.
Kanıyla dünyayı yöneten bir kişi, Şarkı söyleyen bir kişi, onun hayatını gözler önüne serdi.
Justin showed up at my apartment last night, blood on his hands.
Justin dün gece daireme geldi.
He had blood coming from his mouth and his nose,
Ağzından ve burnundan kan gelmeye başladı.
You were his daughter, and some stupid blood test wasn't going to change that.
Sen onun kızıydın ve saçma sapan bir kan testi bunu değiştiremezdi.
Preparation for transplant. With James's rare blood type, his organs are going to save a lot people.
James'in ender bulunan kanı ve organları bir çok insanın hayatını kurtaracak.
Is that blood on his shirt?
Tshirtündeki kan mıydı?
Any my cousin Johnny, your new partner, acted without authorization, made you think, "If that duplicitous son of a bitch can betray his own blood, " what might he do to me? "
Ve kuzenim Johnny'nin, yeni ortağın, iznim olmadan hareket etmesi "eğer bu ikiyüzlü şerefsiz kendi kanına ihanet ediyorsa acaba bana ne yapar" diye düşünmene sebep oldu.
I never thought he'd gamble with his own flesh and blood. I was wrong.
Kendi canıyla, kanıyla kumar oynamaz sandım... ama yanıldım...
I survived the virus without antibodies in my blood and my eyes, they're just like his.
Kanımda antikorlardan herhangi bir iz yok ama virüsten kurtuldum. - Gözlerim de aynı bu şekilde. - Jules.
Discovers his true blood line.
Saf kan soyunu keşfeder.
But there was blood on his hands when you found him?
Onu bulduğunda ellerinde kan mı varmış?
I didn't tell you this, but when Dani found Mike, he had blood on his hands.
Sana bunu söylemedim ama Dani Mike'ı bulduğunda ellerinde kan varmış.
His blood...
Tak şunu.
Up at the count of nine, blood streaming from his nose, a cut over his right eye. Moore back after once again.
Hemen arkasından Moore...
I am freeing you. Because I'm tracking his blood.
Çünkü onun kanını ben devam ettiriyorum.
And since it has blood on it, it also indicates that someone was shot at the scene where you and your father both say no one was present for his arrest.
Üzerinde kan olduğuna göre, ayrıca senin ve babanın söylediğinin aksine olay yerinde birinin vurulduğunu gösteriyor.
The coroner said that Jimmy died from massive blood loss following a fall from his ladder.
Adli Tabip, Jimmy'nin merdivenden düşme sonucu yoğun kan kaybından öldüğünü söylemiş.
I woke up in his basement and he offered me some blood.
Bodrumunda uyandım ve bana biraz kan ikram etti.
blood 1038
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
blood for blood 26
bloody fool 33
blooded murder 40
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
blood for blood 26
bloody fool 33
blooded murder 40