Hours away traducir turco
819 traducción paralela
You're only two hours away.
Sadece iki saatlik mesafe.
- It's hours away.
- Orası çok uzak.
BEDEKER, DID YOU GET WHAT I WAS TRYING TO TELL YOU? YOU ARE ABOUT 1 2 HOURS AWAY FROM A "GUILTY" VERDICT
Mahkeme kararıyla birinci derece cinayetten suçlu bulunmanıza yaklaşık 12 saat var.
And it's all just two hours away.
Bu üzerinde düşünülmeye değer işte. Topu topu iki saat uzaklıkta hem de.
Tomorrow - - and morning's only a couple of hours away- -
Birkaç saat sonra sabah olacak.
We're still sixty-nine flying hours away.
Hala 69 saat uzaklıktayız.
Sixty-nine hours away?
69 saat uzaklıktalarmış.
By engine boat, 12 hours away, through enemy country and no protection, sitting on all that dynamite which somebody already tried to destroy.
Buharlı tekneyle 12 saat. Düşman toprağından geçiyor ve hiçbir koruma yok. Birinin şimdiden imhaya kalkıştığı bu dinamitin üstünde oturuyor olacağız.
Their garrison is about six hours away... and about 300 Lancers, Legionnaires, or maybe less.
Garnizonlarι altι saatlik mesafede. Orada 300 kadar mιzraklι süvari ve lejyoner var, belki daha da az.
By car, it's only eight hours away.
- Arabayla sadece sekiz saatlik yol.
We can take the horse and be hours away before he wakes.
O uyanmadan biz atı alır, gideriz.
Santa Mina, four hours away...
Santa Mina, dört saat uzaklıkta...
The nearest one is 5 hours away.
En yakın olanı beş saat uzaklıkta.
That's over three hours away.
- Orası üç saat uzakta.
Tourism has not yet reached the island, it's... 4 hours away, on a boat.
Turizm henüz daha adaya adım atmadı tekneyle, 4 saatlik mesafede.
It's about four hours away from here.
Buradan dört saat uzakta.
That's four hours away.
Dört saat uzaklıkta.
We are three hours away from Targoviste.
Targoviste'ye üç saat uzaklıktayız.
Two hours ago, you might have gotten away with that very nicely, Harvey.
İki saat önce, bana bunu yutturabilirdin Harvey.
Three hours from where we're sitting, by a secret trail... there's a gold temple waiting to be sliced away and carried off.
Şu an olduğumuz yerden üç saat uzakta, gizli bir yolun üzerinde... yerinden sökülüp taşınmayı bekleyen altından bir mabet var.
I could while away the hours Conferring with the flowers
Zamanımı geçirirdim Çiçeklerle konuşarak
I've only been away a few hours.
Sadece birkaç saat yoktum.
I've been standing for hours on the sidewalk while you drummed away.
- Sen davul çalarken saatlerce kaldırımda ayakta bekledim.
Is he jealous of your music, these hours you spend away from him?
Seni ondan ayırdığı saatler yüzünden müziğini kıskanıyor mu?
I couldn't get away for three hours.
Üç saat boyunca takılıp kaldım.
And she's away at all hours, Bendrix, with no explanation.
Bütün gün evde yok, hiçbir şey söylemiyor.
Drinking away his money while he slaves 1 2 hours a day?
O, günde 12 saat kölelik ederken onun parasıyla kafayı çekmek.
Well, you'll only be away 24 hours.
Şey, Sadece 24 saat burada olmayacaksın.
Visiting hours are only half an hour away.
Ziyaret saatinin başlamasına yarım saat kalmış.
Let's get away for a couple of hours.
Birkaç saatliğine şuradan uzaklaşalım.
In 24 hours I'm going to have enough information to put Meadows away on a dozen char...
24 saatte Meadows'u içeri attıracak bir düzine kanıt toplayacağım ve... Ama benim arabam ne olacak?
I'm not going to put Meadows away for six months when by waiting a few hours, I can get him for six years.
Birkaç saat bekleyip onu 6 yıl için içeri atmak varken... 6 ayla yetinemem Bay Cummings. Pekala Müfettiş.
Those hours, when the kids are away at school, have, for generations been sacred to American parents.
Çocukların okulda olduğu bu saatler kuşaklar boyunca Amerikan aileleri adına eşi bulunmaz bir fırsat olmuştur.
He / it never would have stayed away 24 hours.
O hiçbir zaman evden 24 saat ayrıImazdı.
It's painful to stay away from you, even only a few hours.
Sizden uzakta kalmak acı verici, hatta sadece bir kaç saat bile.
After three or four hours nipping away at that bottle to keep the dew off, I swore I could hear it, too.
Üç dört saat boyunca şişeyi durmadan kafaya dikince, yemin ediyorum ben de duyabiliyordum.
Ι've beavered away 24 hours a day.
Günde 24 saat harıl harıl çalıştım.
If not, I'll get 2 hours off and we'll solve this right away.
Olmazsa iki saat izin alırım ve bu sorunu derhal çözeriz.
If you can leave right away, I can get you five hours work at 22 cents an hour.
Sana saat başına 22 sent ödenen beş saatlik bir iş bulabilirim.
Its clock will not release the mechanism for 12 hours after the gold has been put away.
Altının konulmasının üzerinden 12 saat geçmedikçe mekanizma kilidi açmayacaktır.
Blow it away in a couple of hours.
Bir kaç saat içinde patlar.
How swift the hours did pass away With the girl I left behind me
How swift the hours did pass away With the girl I left behind me
Each lived for the precious hours when they could be with each other, away from the cares of the world.
Dünyanın dertlerinden uzak birlikte olduğumuz değerli saatler için yaşıyorduk.
I have an awful habit of sleeping away the daylight hours.
Gündüz saatlerinde uyuma gibi korkunç gibi alışkanlığım var.
A pernicious illness which caused her to pass away in a few hours.
Habis bir hastalık bir kaç saat içinde vefatına neden oldu.
You tear off half of the nail, bruising the spots where it is attached to the flesh ; you tear away the cuticle nearly all the way back to the top joint until beads of blood start to appear, until your fingers are so painful that, for hours, the slightest contact is so unbearable that you can no longer pick things up and you have to go and immerse your hands in scalding hot water.
Tırnağının yarısını koparıyorsun, etine tutunduğu yerden sökerek kaldırıyorsun ölü derileri artık kanayana parmakların saatlerce en ufak temasta hiç bir şeyi tutamayacak, artık dayanamayıp elini sıcak suya sokacak derecede acıyana kadar.
I'll count the hours that you're away.
Dönene dek saatleri sayacağım.
( Sighs ) If the Commander can delay them for four hours then they'll be far enough away to withstand the shock waves, but too far away for us to get back.
Komutan onları 4 saat daha geciktirebilirse... şok dalgalarına dayanacak kadar uzağa gitmiş olacaklar, ama biz de, geri dönemeyecek kadar uzakta kalmış olacağız.
I wouldn't like to suspend it for two hours on the stage, cause I think it would take something away from it. Although I'm sure I could do two hours without it,
Ama sahnede bunu iki saat bekletmek istemezdim çünkü bir şeyleri yok ederdi.
I have to get away occasionally just for a few hours.
Arada sırada birkaç saatliğine çıkabiliyorum yalnızca.
Look, it... it-it goes away in how many hours?
Etkisi geçiyor. Ne kadar süredeydi?
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
hours 6338
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
hours 6338