English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I liked

I liked traducir turco

12,338 traducción paralela
I liked the way things were here before.
Evet. Buranın önceki halini sevmiştim.
I guess all I needed was a fun day doing things I liked.
Galiba sevdiğim şeyleri yaptığım eğlenceli bir günmüş bana gereken.
- I liked him when we met.
- Tanıştığımızda sevmiştim onu.
- Well, I liked him.
- Onu sevmiştim.
I don't think I liked him.
Ondan hoşlandığımı sanmıyorum.
I know, but that's what I liked about you, you know?
- Biliyorum, ama o sevdiğim yanındı.
I liked her.
Ondan hoşlandım.
I liked your poem.
Şiiri beğendim.
I liked the way it was.
Ben onu olduğu gibi seviyordum.
Never yelled at a surgeon before. I think I liked it.
Daha önce hiç bir cerraha bağırmamıştım.
All these years hating the guy, I forgot how much I liked him.
Bunca yıl ondan nefret ederken onu ne kadar sevdiğimi unutmuşum.
I liked it very much.
Çok beğenmiştim.
I liked to dance.
Dans etmeyi çok severdim.
I liked her dress.
Elbisesini beğenmiştim.
Yeah, I liked that guy a whole lot better when he wasn't a sanctimonious prick.
Kibirli bir lavuk olmayana kadar ben de severdim o adamı.
At least you were before you stabbed me in the back and slept with a guy I liked.
En azından beni arkamdan bıçaklayıp hoşlandığım adamla yatana kadar öyleydi.
I liked most of the people, but our business, a cyber security firm that protects corporations- - I can't think of anything I hate more.
Buradaki insanların çoğunu sevdim ama bu iş, şirketlere siber güvenlik sağlamak falan daha fazla nefret ettiğim bir şey olamaz.
I liked that horse.
O atı severdim.
I can't say as I liked the changes.
Değişiklikten hoşlandığımı söyleyemem.
Yes, if I liked waking up to a dog nuzzling my bollocks.
Evet, taşaklarımı burnuyla eşeleyen bir köpek olsaydı sevebilirdim.
I liked that one, it was...
Seviyordum onu. Tam...
You said I was a bad drunk, that I liked the firewater.
Ayyaşın teki olduğumu, ateş suyunu sevdiğimi söylerdin.
I liked the rural development course..
Senin şu köy hayatını geliştirme kursunu beğendim.
And I liked it.
Ama hoşuma gitti.
I remember when I was a kid, I got into web design by ripping off sites I liked.
Hatırlıyorum da çocukken, tasarımını sevdiğim sitelerin kodlarını çalarak site tasarımı yapmayı öğrenmiştim.
I liked him.
- Ben onu sevdim.
I might have liked my youth uninterrupted by childbirth.
Ben de seni doğurmakla kaybettiğim gençliğimi.
As for me, I had what Mom liked to call personality.
Bana gelince annemin deyişiyle kişiliğim vardı.
Why would she say that I never even liked her?
Niye onu hiç sevmediğimi söyledi?
- I accidentally liked his photo.
- Yanlışlıkla resmini beğendim.
Well, I'm glad you liked it.
Beğendiğine sevindim.
I don't think he liked me.
Benden hoşlandığını sanıyorum.
I... don't know if you ever liked him, but I did love him.
Ona kanın hiç kaynadı mı bilmiyorum ama ben onu çok sevdim.
I always liked your trouble, Vickie.
Sorununu hep sevmişimdir Vickie.
But I don't think at the end liked so much to work with him because Father never worked with other actors.
Ama sonunda onunla birlikte çalışmayı pek istemedi çünkü babam diğer aktörlerle asla çalışmadı.
Oh, I liked him.
Bu adamı severdim.
I always liked playing games that involved a mixture of luck and skill.
Şans ve yeteneği bir arada olduğu oyunları her zaman sevmişimdir.
I would have liked the chance, believe me.
İnan bana.
I'm not some emotional retard who's so desperate to be liked that he manipulates children into a pathetic imitation of friendship!
Ben beğenilmeye muhtaç duygusal bir emekli değilim çocukları acınası sahte bir dostluğa yönlendirmem!
I told you red here liked me.
Kızıl saçlının benden hoşlandığını söylemiştim.
Didn't I tell you she liked me? While you keep an eye on the family..... I'm going to go see what she's up to. Right.
Benden hoşlandığını sana söylemedi mi?
For example, I really liked this girl, so I sent her an e-vite to my heart.
- Mesela hoşlandığım bir kız vardı. Kalbim için e-davetiye yolladım.
I always liked flamenco music.
Flamenko müziği her zaman sevmişimdir.
I just thought she liked holding my arm and leading me around the park.
Elimi tutup önden gitmeyi sevdiğini düşünmüştüm.
I think she really liked me.
Benden hoşlandı galiba ya.
I kinda liked it better my way.
Benim dediğim şekilde daha iyiydi sanki.
I thought you liked him.
- Ondan hoşlandığını sanmıştım.
And I liked them a lot better when they were just fossils.
Fosil hallerini daha çok sevdim.
I thought you opted for a hostel instead of a school, because you liked being with friends.
Düşündüm de seni otel için seçtiler, onun yerine sen okul dedin, çünkü arkadaş edinmeyi seviyorsun.
I liked morphine too much.
Morfini aşırı derecede seviyorum.
I think my dad would've liked you.
Bence babam seni severdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]