I mean no traducir turco
12,035 traducción paralela
I mean no disrespect.
Saygısızlık etmek istemedim.
I mean, there's no way that anyone at Chumhum could use a Safe Filter to purposefully interfere with plaintiff's business?
Yani, Chumhum'da, başka hiç kimsenin kasıtlı olarak davacının işine müdahele edecek Güvenli Filtre kullanmasının imkanı yok.
Well, I mean, it's no Hope Diamond.
- Bir Umut Elmas'ı olamaz.
- I mean, when I said no
- Helsinki'ye...
- No, no. I mean, I love them.
Hayır, hayır beğendim.
No, I mean it's, it's a sign, - like, divine intervention kind of sign.
- Hayır, yani bu bir işaret, bir nevi takdiri ilahi gibi.
No, no, I mean, that's crazy...
Hayır, hayır, yani bu delilik.
It's either a yes or no, I mean I'm not putting nothing in your mind.
Ya evet ya da hayır de. Seni yönlendirmeye çalışmıyorum burada.
I mean, I had no idea.
Haberim yoktu.
No, I mean, how do you like her?
Hayır, onu nasıl seversin diyorum.
I mean, no one can fight over that.
Ondan çok hak eden de yok.
No, I mean, these walls, they seem designed to keep people in just as much as out.
Hayır, demek istediğim, bu duvarlar insanları dışardan çok içerde tutmak için dizayn edilmiş gibi.
No, I mean..
Hayır, demek istediğim...
No. I mean, come on.
Hayır hadi ama.
I mean, no one here would dispute that you believed what you saw, but, uh...
Yani burada kimse tartışma götürmez Gördüğüne inandığını söyledi, ama...
I mean, there's no family obligations, you can get out before Valentine's Day.
Aile yükümlülükleri olmaz Sevgililer Günü hediyesi almak zorunda olmazsın.
No, I know what you mean.
Evet ne demek istediğini anladım.
No, I mean, in real life... You have variables.
Aslında gerçek hayatta değişkenler vardır.
I mean, no. Technically, I was, but...
Teknik olarak evet ama...
No, I mean I literally don't have the vocabulary to respond.
Yani demek istediğim cevap vermek için yeterli kelime dağarcığım yok.
No... I mean...
Hayır, yani...
- No. I mean, I'll talk to her.
- Tabii, ne demek, gidip konuşurum.
I don't mean to upset your mother, but brookline is no place to bury a president.
Anneni üzmek istememiştim. Ama Brookline, bir başkanın gömüleceği yer olamaz.
When I say no Troll left behind... I mean, no Troll left behind!
Hiçbir Trol arkada bırakılmayacak dediysem hiçbir Trol arkada bırakılmayacak!
I mean, who wears socks with no shoes?
Demek istediğim, kim ayakkabısı olmadan o çorapları giyer ki?
I mean, nothing bad's ever happened from just the tips. No.
Yani tek bi kereden bir şey olmaz?
No, I'm so sorry, I didn't mean to give you that impression.
Hayır, çok üzgünüm, sana vermek istememiştim Bu izlenim.
No, I don't mean... I don't mean you "can't," Ed, I mean...
Kovarsın tabii ama, demek istediğim Ed...
No, I mean...
Hayır, yani...
20K minimum buy-in and the shares are fuckin'fallin'off the shelf! I mean, no risk, no gain, right?
Minimum satın alım 20bin, hisse senetleri raftan uçuruyor
No. By thing, I mean like...
Hayır bir şey, ben gibi demek...
No, I mean your plan was great.
Hayır, ben senin planın harika idi.
I mean, no offense, but I'm against this war.
Gücenme ama ben bu savaşa karşıyım.
No, I mean what do the letters mean?
Hayır, harflerin anlamı ne?
- No, I mean which brother. - Oh.
Hangi ağabeyin demek istedim.
No, no, I mean, I'm exhausted, you guys.
beyler.
No, I mean, I know of it.
Hayır, yani bunu biliyorum.
No, I mean this.
Hayır, bu durumu diyorum.
No, I just mean even though you're a hard ass... and short tempered and stubborn, mean...
Hayır, demek istediğim sen her ne kadar agresif çabuk sinirlenen, inatçı biri de olsan...
No, I mean, why are you here?
- Hayır, demek istedğim neden buradasın?
No. I mean, not yet.
Yani demek istediğim henüz değil.
No, I mean how far do you need me to take these people?
Hayır, demek istediğim bu insanlara ne kadar ihtiyacım var?
I mean, nine planes, that ain't no accident.
Demek istediğim, dokuz uçak, bu kaza olmaz.
No. I mean, I just...
Bakmayalım.
No, I just mean she's unusually intuitive.
- Demek istediğim, hisleri çok kuvvetli. - Evet.
I mean, you had no problem wearing a burqa in Kabul.
Kabil'de burka giymiştin.
I mean, I can't describe it, but you have no idea what it's like to not know a single person who has your hands or your eyes or your crooked teeth.
Zack, benimle evlenir misin? Madem seni bu kadar çok beklettim bunu bugün yapmak istedim, annem hâlâ yanımdayken. Evet cevabın?
No. I mean, I...
Aklıma gelmiyor.
Well no, I mean, not yet.
Yani henüz tanışmıyoruz.
I mean, the kid's been bouncing around foster homes for, like, half his life, but no one gave a shit then.
Çocuk, hayatının yarısı boyunca bir koruyucu aileden diğerine sürüklenmiş ama o zamanlar kimse önemsememiş.
I ain't mean no harm by it.
Kötü bir niyetim yoktu.
i mean no disrespect 26
i mean no harm 17
i mean now 23
i mean 97485
i mean it 1883
i meant every word 19
i mean everything 35
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i mean no harm 17
i mean now 23
i mean 97485
i mean it 1883
i meant every word 19
i mean everything 35
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i meant it 146
i mean you no harm 50
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant to tell you 58
i meant no disrespect 29
i meant to call you 19
i meant to call 19
i meant you 39
i mean yes 37
i mean you no harm 50
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant to tell you 58
i meant no disrespect 29
i meant to call you 19
i meant to call 19
i meant you 39
i mean yes 37
i mean really 45
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i mean me 34
i mean to say 41
i mean like 23
i mean us 22
i mean here 25
i meant that 30
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i mean me 34
i mean to say 41
i mean like 23
i mean us 22
i mean here 25
i meant that 30