I thought so too traducir turco
459 traducción paralela
I thought so too...
Ben de öyle düşünmüştüm...
I thought so too.
Ben de öyle düşünmüştüm.
Yeah, I thought so too.
Ben de öyle düşündüm.
- I thought so too.
- Ben de.
- I thought so too.
- Bende öyle düşünüyordum.
But look, Kyoko. At your age I thought so too.
Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
I thought so too, ma'am.
Ben de öyle sandım, bayan.
I thought so too.
Bence de.
Well, I thought so too, but then something said "Go ashore, Michelle."
Bende öyle, fakat o zaman birşeyler söyle "Kıyıya git, Michelle". "
I thought so too.
Ben de.
Never mind the computer, I thought so too.
- Boş ver bilgisayarı. - Bence de.
I thought so too... but how did he know I called you?
Ben de öyle sanmıştım ama seni aradığımı nasıl bilsin?
I thought so too, sir.
- Ben de öyle, efendim.
I thought so too.
Ben de öyle düşünüyordum.
I am meeting the Tai Shan brothers... and Deadly Fingers Wan Hau Ba I thought so too.
Aynı fikirdeyim.
I thought so too.
Bence de öyleydi.
I thought so too at first, I even took him to see doctors.
Başta ben de öyle düşündüm, hatta onu doktora götürdüm. Nasıl yalvarmıştım!
- I thought so too.
- Bende gördüm.
- Yeah, I thought so too.
- Evet, bence de öyle.
- I thought so too.
- Ben de öyle düşünmüştüm.
I thought so too.
Ben de öyle sanıyordum.
I thought so too.
Ben de öyle düşündüm.
I thought so, too, for a time.
Eskiden ben de öyle düşünüyordum.
- I thought so, too.
- Bence de.
I thought so, too.
Ben de öyle düşünmüştüm.
I thought you weren't feeling too fit, so I followed you.
Sizi iyi görmedim, ondan takip ettim.
- I thought I would be too, but... Well, Ted and I figured that everything since Pearl Harbor has just been so much velvet.
- Ben de korkarım sanmıştım ama Ted'le ikimiz Pearl Harbor'dan bu yana her şeyin yolunda olduğuna karar verdik.
I know. I thought so, too.
Evet, yatıp uyuyacaktım.
I thought she'd be hungry, so I sneaked the milk, too.
Açtır diye biraz süt de getirdim.
I thought so, too
Ben de öyle sanmıştım.
I thought so, too.
Ben de öyle sanırdım.
When she said she loved me, I thought I loved her too... so I told her I loved her and that I would leave you.
Beni sevdiğini söylediğinde, ben de onu seviyorum sandım ve de onu sevdiğimi, seni terkedeceğimi söyledim.
I was thinking about everything we'd encountered so far. I thought about home too.
Şimdiye kadar gördüğüm herşeyi düşünüyordum, ve de evi.
I always thought so, too.
Ben de öyle düşünmüşümdür.
I've studied her, she's tidy, methodical and charming too. And so I thought, for my brother... Am I not right?
Onu görünce kardeşim geldi aklıma.
I rather thought so, too.
Ben de öyle düşünmüştüm.
I was washing my stockings, so I thought I'd wash your socks too.
Çoraplarımı yıkıyordum. Sizinkileri de yıkayabilirim, diye düşündüm.
I thought, with your place doing so well, your view of the world might be a little too rosy.
İşlerin yolunda gittiği için dünya görüşünün biraz iyimser olduğunu düşünmüştüm.
I thought so, too, so i checked with the pentagon in washington on his army background.
Bence de, bu yüzden Vaşington'daki Pentagon'dan ordu özgeçmişini kontrol ettim.
It looked too good to pass up, so I thought I...
Es geçemeyecek kadar güzeldi, ben de...
This man was trying to call her, but his voice was too faint, so I thought I'd help him.
Bu adam onu çağırmaya çalışıyordu ama sesi kuvvetli olmadığından ona yardım edebileceğimi düşündüm.
It got so I panicked when I thought my shoes were getting too small.
Öyle bir hâle geldi ki ayakkabılarım küçülüyor diye korkmaya başladım.
Cured him too. Well, at least so I thought.
En azından öyle düşünmüştüm.
I thought so, too, until yesterday.
Ben de düne kadar öyle sanıyordum.
I thought so, too.
Bende.
A little too cool, I thought. So I asked Dr. Birkin to talk with her, just for an opinion.
Onu biraz fazla sakin buldum ve Doktor Burkin'dan, sadece fikrini alması için onunla konuşmasını istedim.
I thought so, too, but you know what tomorrow is?
Bence de uzun bir yol, ama yarının nasıl bir gün olduğunu biliyor musun?
I thought so, too, but we've got a refrigerator full of leftovers.
Yiyecektik, ama buzdolabı yemek artıklarıyla dolmuş.
It's too late now to learn to live... but I thought I had so many years still to go.
Yaşamayı öğrenmek için artık çok geç. Ölmek için daha çok zamanım olduğunu düşünürdüm.
I thought so, too.
Benim içinde öyleydi.
- Well, the young lady wasn't feeling too good so I thought - -
- Genç bayan kendini çok iyi hissetmiyordu, ben de düşündüm ki...
i thought you were mad at me 17
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92