English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / If he were here

If he were here traducir turco

456 traducción paralela
Madame, if he were here in the house, you could look after him.
Eğer burada kalacaksa onu bir doktora göstermelisiniz Madam.
If he were here he would have to back me up in this.
Şef burda olsaydı sözlerimi doğrulardı..
But if he were here, I'd be happy to.
Ama o burada olsaydı, eğmekten mutlu olurdum.
I'm sure he would if he were here.
Eğer burada olsaydı eminim beğenirdi.
It would be great if he were here.
Belki onu tarafımıza çekebiliriz bu çok iyi olmaz mı?
I know what Robert would say if he were here.
Robert burada olsa ne derdi tahmin edebiliyorum.
I think your procurator, if he were here, would agree with me when I say this Jesus could be much more dangerous now that he is dead.
Eğer yargıç burada olsaydı, bana hak verir ve... ölüsünün dirisinden daha tehlikeli olduğunu kabul ederdi.
It'd be great if he were here.
Evet, bu harika olurdu.
If he were here, I know he'd tell us to hold out. To finish what we've started and not to be halfway about anything.
Ve eğer burada olsaydı, başladığımız şeyi bitirmek için dayanmamızı ve hiç bir şeyi yarı yolda bırakmamamızı söylerdi.
It wouldn't have helped if he were here
Zaten yardım edemezdi!
Tonight if he were here
# Eğer o bu gece buradaysa,
What would your pa do if he were here?
Baban burada olsa ne yapardı?
I think, if he were here he'd regret what he'd done.
Bence şimdi burada olsaydı yaptığından pişmanlık duyardı.
I was only thinking if he were to search my rooms while I am here...
Ben buradayken odamı aramaya kalkışmış mıdır diye düşünüyorum sadece...
I feel towards Wilmer here just exactly as if he were my own son.
Wilmer'i oglum gibi severim.
- Did he ask if I were here?
- Beni sordu mu?
If Bill were here, he'd take you by the scruff of your neck and.. And chuck me out?
Burada olsaydı Bill sizi ensenizden tuttuğu gibi dışarı mı atardı?
I thought he might have come out here to you to see if it were true.
Bu olanların doğru olup olmadığını sormak için buraya gelir diye düşündüm.
If Zach were alive, he would be here to testify for Col. Mitchell.
Zach, eğer yaşasaydı, Albay Mitchell için gelip ifade verirdi.
He would die here if he were not old!
YaşIı olmasaydı o da burada ölürdü!
Marry, that with no man here he is offended... for if he were, he would have shown it in his looks.
Buradaki hiç kimseye kızmadığını gördüm. Yoksa yüzünden hemen belli olurdu.
If he knew I were here, he would kill me as he killed the Egyptian.
Burada olduğumu bilseydi, beni öldürürdü.
Lieutenant, if Gil were guilty... he'd never have come back here to see me.
Teğmen, eğer Gil suçlu olsaydı buraya beni görmeye geri gelmezdi.
If he knew we were here, it might boost his morale.
Burada olduğumuzu bilse, morali yerine gelirdi.
He'll still get more rest here than he would if he were in a feather bed.
Kuştüyü bir bir yatakta dinlenebileceğinden daha fazla dinlenebilir bu gemide.
"If the boy were here, he could wet the coils of the line," he thought.
"Delikanlı burada olsaydı bobinleri ıslatabilirdi." diye düşündü.
If my buddy were here, you know what he'd do?
Benim kankam burada olsaydı, ne yapacağını biliyor musun?
If the Emperor were here, he wouldn't have had a choice.
İmparator burada olsaydı, seçeneği olmayacaktı.
If he were up here, I'd be down there.
O burada olsaydı ben aşağıda olurdum.
When you were at the desk checking in with the night manager Mr. George Swine, who I happen to know as a personal friend I was wondering if he fixed you up with a good accommodation here.
Siz kaydınızı yaptırırken... gece müdürü Bay George Swine, ki kendisi arkadaşım olur... size iyi bir oda ayarladı mı diye merak ettim.
If he were in your place, would I find Caesar here?
Eğer senin yerinde o olsaydı, burada Sezar'ı bulur muydum?
Sometimes she speaks of him as if he were still alive, here in this house.
Bazen o sanki hâlâ hayattaymış, buradaymış gibi konuşuyor.
- Jack'd kill me if he knew I were here.
- Jack burada olduğumu bilse beni öldürür.
If my father knew you were here, he'd kill you.
Babam görürse, öldürür seni.
If he were coming, he'd be here.
Gelecek olsaydı burada olurdu.
Yes, well, as you say, if he were sick he'd be here, wouldn't he? Yes.
Evet, neyse, dediğin gibi hasta olsaydı burada olurdu, değil mi?
He was a good man... but he lived as if he were a stranger here.
İyi bir adamdı ama burada sanki bir yabancıymış gibi yaşadı hep.
If he were around here, I think I'd know it.
Buralarda olsaydı, sanırım haberim olurdu.
There's no spiteful act I'd put past old Dicko here, especially if he were drunk.
Bizim Dicko'nun yapmayacağı şey yoktur özellikle de sarhoşken.
I should mention here that if any of you... were at the big parade downtown earlier this morning... and are wondering if that fella in the blue shirt... on the Roan horse is gonna compete today... I can tell you he will.
Bu sabah şehir merkezinde olup, törendeki mavi gömlekli adamın bugün yarışıp yarışmayacağını merak edeniniz varsa size yarışacağını söyleyebilirim.
If Mozart were here, he'd be hiding.
Mozart burada olsaydı, saklanırdı.
What would I say to him if he were really here?
Eğer gerçekten burada olsaydı... ona ne söylerdim?
And such would I say to him if he were really here.
İşte ona bunları söylerdim eğer o gerçekten burada olsaydı
At lunchtime today, Lüders came in, and when he saw Franz sitting here, he bolted as if the devil were after him.
Bugün öğle yemeği vakti, Lüders geldi ve Franz'ın içeride oturduğunu görür görmez arkasından şeytan kovalarcasına fırladı gitti.
Listen, if I were you, I would recommend to your client that he quickly do as Mr. Lowenstein here has suggested :
Dinle, yerinde olsaydım müvekkilime Lowenstein'in önerisini kabul etmesini söylerdim.
Would I have come here to be alone with you if he were?
Evde olsaydı, seninle yalnız kalmak için buraya gelir miydim?
If only he were here.
Keşke o da burada olsaydı.
If the owner were here, he could explain.
Patron burada değil.
Why would Smith call me and tell me the guns were here... if he'd just taken them. He'd be pointing the finger at himself.
Onları çalacaktıysa Smith neden beni arayıp silahların burada olduğunu söylesin?
IF YOU WERE GOING TO ASK ME, "IS HE HERE YET?"
Gelip gelmediğini merak ediyorsanız?
If you weren't here... if I were alone... he'd press against the window and watch me in silence.
Eğer burada olmasaydın... Eğer yalnız başıma olsaydım... Pencerenin dibine kadar gelecek ve sessizce beni izleyecekti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]