If he can traducir turco
8,765 traducción paralela
And if he can do it for me, he can do it for you, too.
Bunu benim için yaparsan, sana da yardım edebilir.
I mean, if he can fix the problem with you, he's not gonna want to work on it with me.
Eğer seninle olan sorununu çözerse o zaman benimle olmak istemeyecek.
Excuse me, could you tell Chef Ostroff that Dan Logan is with the Masters party- - that's the reservation that's gone missing- - and ask if he can accommodate us?
Şef Ostroff'a Dan Logan'ın Masters'la birlikte olduğunu söylebilir misiniz? Rezervasyonumuz silinmiş, bizi alabilir mi acaba diye sorar mısınız?
He thinks that maybe, if he can translate it, he can send one back to them and try and - - okay, I'll -
Belki onu tercüme edip de geri sinyal yollayabileceğini düşünüyor.
See if he can identify the maths.
Bakalım bu formülü biliyor mu.
I'm not sure if he can come today.
Bugün gidebileceğinizi sanmıyorum.
If we can find him, he'll lead us to her.
Eger onu bulabilirsek bizi götürebilir.
If we can get his reserve power cycling again, he'll at least take the charge.
Kaynak enerjisini tekrar döndürebilirsek en azindan idareyi alir.
I can estimate where it's likely he'll be if that will help.
Muhtemel yerini tahmin edebilirim. Yardımı olur mu?
If he's really into that, we can get him to show himself.
Eğer bundan hoşlanırsa kendini gösterebilir.
If I can help a Congressman do something opportune - - uh, block an appointment that his party is desperate to kill, say - - he's in my debt.
Eğer bir kongre üyesine uygun bir iyilik yaparsam partisinin engelleyemediği bir görüşmeyi engellersem bana borçlu kalır.
If he didn't tell you, I can't.
Size o söylemediyse, ben de söyleyemem.
And he can call off the piron guards if -
Ayrıca Piron korumalarını da durdurabilir, eğer...
Yeah, but if they're drinking the same kind of drink and Sean Hughes and Mona Carson are connected and he's murder-adjacent, and I can keep looking into his shooting as part of my case.
Evet, ama aynı tür içeceklerden içiyorlarsa Sean Hughes ve Mona Carson cinayetleri birbirleriyle bağlantılı ve benim davamın bir parçası olarak vurulma olayını araştırabilirim.
Now, a man can achieve anything he wants to in this country, if he puts his mind to it.
Bir erkek isterse, bu ülkede aklına koyduğu her şeyi başarabilir.
He went off on a whole rant about it one day about how he'd screw up a kid if he had one.
Yok canım. Çocuğa sahip olsaydı onu mahvedeceğinden söz ederdi hep.
Barton, what have you and I learned through all of our pain if you're lying to a woman who cares about you and I can't tell Graham why sex is the only way I know that he loves me?
Barton, biz bütün bu acılardan bir şeyler öğrendik. Eğer seni önemseyen bir kadına yalan söylersen ve ben de Graham'a anlatamıyorsam beni sevdiğini anlamamın tek yolu neden seks olsun ki?
And if you can cure him, he's gonna love you more.
Ayrıca onu iyileştirirsen, seni daha çok sevecek.
Even if he does go, you can't force me to work on your surrogacy program.
Gitse bile beni vekil programında çalışmaya zorlayamazsın.
What can he possibly tell you now that he couldn't have told you if you'd just broke him out when you had the chance?
- Saçmalık. Eline geçen fırsatta onu hapisten kaçırabilecekken söyleyemediği neyi söyleyebilir ki şimdi sana?
How can he learn if he doesn't respect the jungle?
Ormana saygısı yoksa nasıl öğrenebilir?
If he's your asset, I can keep you involved.
Eğer o çalışanınızsa, işe dahil olursunuz.
You can go with Nick if you want'cause he wants to leave too.
İstiyorsan Nick'le gidebilirsin, anlaşılan o da gitmek istiyor.
So if we can just talk to him again, maybe he can give us some sort of insight into who contacted him.
Yani eğer onunla tekrar konuşursam belki bize onunla kimin iletişime geçtiğini söyler.
Aria, even if I can get him out of town, I can't stop him from showing up to court if he's been subpoenaed.
Aria, onu şehir dışına çıkarsam bile mahkeme celbi varsa onun mahkemeye gitmesine engel olamam.
When I spoke to Terry Venables, he says, "One thing I can promise you, " if you come to this club I will get you to play for England. "
Terry Venables ile konuştuğumda, "Sana birşeyin sözünü verebilirim, bu kulübe gelirsen senin İngiltere takımında oynamanı sağlarım." dedi.
Yeah, but he can't make sure that I'm holding Hamid's hand if he's dying, Cam.
Evet ama ölüyorsa, Hamid'in elini tutmamı sağlayamaz, Cam.
Maybe if we open the portal, he can send them through.
Belki geçiti açarsak, bu sayede onları gönderebilir.
After he's dead, we'll see if it can get us back.
Onun öldüğünü, eğer parçayı geri alabilirsek göreceğiz.
If he found my pedigree lacking, I can only imagine what he would think of an apothecary's son.
Soy ağacımı yetersiz buluyorsa bir eczacının oğlu hakkında ne düşünür merak ediyorum.
He's getting three powerful antimicrobials, but even if we kill all the bacteria, the anthrax has already given off a toxin that can destroy every cell in his body.
Üç tane çok güçlü antimikrobiyal alıyor ama tüm bakteriyi öldürsek bile şarbon tüm hücrelerim öldürmeye yetecek kadar zehir salgılamıştır.
I can take care of him if he's giving you trouble.
Sana sorun çıkarıyorsa icabına bakabilirim.
Of a place where he can... settle among people he's never known... as if he's known them his whole life.
Daha önce hiç tanışmadığı... insanların arasında sanki uzun süredir tanıyormuş gibi yaşayabileceği bir yer istiyor.
If the colonel wants to double-check the detonators, he can do it himself.
Eğer albay ateşleyicileri tekrar kontrol etmek istiyorsa kendi yapabilir.
If he hurt you, we can get you out of here.
Kocanız canınızı yakıyorsa, sizi buradan çıkartabiliriz.
If you're too shy to tell him where he can and can't put it, You can't complain if it goes where you don't want it to go.
Ne zaman yapıp yapmayacağını söyleyemiyorsan gitmek istediğin yere gitmemeye başlarsa şikayet edemezsin demektir.
Well, if that man is a friend of yours, then you can't be any higher scum than he was.
Eğer o sizin arkadaşlarınızdan biriyse o zaman ondan daha pislik biri olamazsınız.
If he was in your hospital, then how can he be at the funeral?
o zaman nasıl olurda bir cenaze de yer alır?
I can't imagine what he'd do if he found out that she and I were having an affair.
Onunla ilişkimiz olduğunu öğrense ne yapardı düşünemiyorum.
If you think Kai is doing this out of the goodness of his heart, I can assure you he doesn't have one.
Kai'nin bunu temiz kalbinden dolayı yaptığını sanıyorsan, bir kalbi olmadığını temin ederim.
Actually, what if there's something He can do for us in exchange?
Aslında karşılığında onun da bizim için yapabileceği bir şey olabilir.
I'll trade you that thigh for this forearm, if you can tell me what he's coated in.
Neyle kaplı olduğunu söylersen, önkolla kalçayı takas ederim.
Now we have to look at all the wood back here to see if we can find the piece he used to kill Dover.
Dehşet verici ama ölüm sebebini bulduk. Şimdi buradaki tahtaların arasında Dover'ı öldüreni bulmalıyız.
If you can not take care of him full-time, it is better that he is here.
Onunla tam zamanlı olarak ilgilenemiyorsanız burası onun için daha iyi bir yer.
If it's about money, I am fully confident that he can raise the bid.
Konu paraysa sana garanti ederim fiyatı arttırabilir.
I'm not sure if that's a decision he can make right now.
Şu an böyle bir karar alabileceğini sanmam.
But if we can figure out how he's traveling, we can figure out how to stop him.
Ama nasıl seyahat ettiğini bulursak onu nasıl durduracağımızı da buluruz.
If he's ever in danger of being captured, he can never be taken alive.
Eğer küçük bir ihtimal esir düşme durumu olsa dahi, asla sağ ele geçirilmemeli.
My king can't hurt me if he is in France and I'm in Scotland.
Kralım, o Fransa'da ben İskoçya'dayken bana zarar veremez.
If Tommy wants to officially charge him with anything, he can come see me.
Tommy onu resmi bir şeyle suçlamak isterse gelip beni görebilir.
I can't forgive your dad for not telling us the truth about Mom, but if he really did make her happy, even for a little while, then without him, we wouldn't have you.
I bize söylemediği için babanı affet olamaz. Anne hakkında gerçeği, Ama o gerçekten onu mutlu yaptıysam,
if he's still alive 35
if he didn't 28
if he hadn't 19
if he 47
if he dies 138
if he wins 28
if he knew 26
if he does 148
if he was 62
if he finds out 37
if he didn't 28
if he hadn't 19
if he 47
if he dies 138
if he wins 28
if he knew 26
if he does 148
if he was 62
if he finds out 37