In the car traducir turco
26,559 traducción paralela
And then I got in the car and...
Sonra ben arabaya bindim ve...
I'll change real quick. Wait for me in the car.
Üstümü hemen değiştirip geliyorum beni arabada bekle.
- We're in the car in ten minutes.
- 10 dakika içinde gidiyoruz.
See ya in the car.
Arabada görüşürüz.
Oh. I left your favorite wine in the car.
En sevdiğin şarabı arabada unuttum.
Libby, stay in the car.
- Libby, arabada kal.
Holden, get in the car!
Holden, bin arabaya!
Now, we got you on breaking and entering, assaulting an officer, drugs in the car...
Suçlamalar zorla girme, polise saldırı, arabada uyuşturucu...
You need to help me with everything in the car.
Arabadakileri getirmemde bana yardım etmen gerek.
She was very good in the car, though.
Arabada da uslu durdu aslında.
When Jorn Lenhart called last year, saying that you'd had a fit in the car and, for a moment..... I don't know, I stopped listening, I was so panicked.
Jorn Lenhart geçen sene aradığında arabada nöbet geçirdiğini söylediğinde, bir anlığına... Bilmiyorum, dinlemeyi kestim, çok panikledim.
I listen to dad rock in the car and switch over to hip-hop if someone cool pulls up next to me.
Arabamda nostalji rock dinliyorum ve eğer yanıma havalı biri park ederse hip-hop'a geçiyorum.
I'll be in the car.
Arabada olacağım.
Stay in the car, baby.
Arabada kal bebeğim. BUZ GİBİ ŞUBAT 2015
Baby, I told you to stay in the car.
Bebeğim, arabada kalmanı söylemiştim.
- Just get in the car.
- Arabaya bin.
You go wait in the car for me because I gotta have a couple words with Dad, okay?
Sen beni arabada bekle babamla birkaç şey konuşmam lazım, tamam mı?
Now get in the car!
Şimdi arabaya bin!
Get in the car.
Arabaya atla.
All right, come on, get in the car.
Tamam, hadi atla arabaya.
Your bags are in the car.
Çantaların arabada.
Get her in the car!
Arabaya bindir onu!
One in the passenger seat, the other one in the car door.
- Biri yolcu koltuğunda, diğeri kapıda.
She told me to wait in the car.
Arabada beklememi söyledi.
Staying in the car was no big deal.
Arabada yatmak çok da sorun değildi. - Bu...
Get in the car, Mrs. Al Fayeed.
Arabaya binin, Bayan Al Fayeed.
Yeah, family of five in the car.
Hayır, beş kişilik aile arabadaymış.
The evidence places her in the car.
Bu kanıtlar onun arabasından.
Nina said you left this in the car.
Nina, bunu arabada unuttuğunu söyledi.
Billy from Car County started playing misogynist bingo with me as soon as I walked in the door.
Araba galerisindeki Billy ben kapıdan içeri girer girmez, benimle kadın düşmanı oyununu oynamaya başladı.
Maybe because you're connected to my dad's missing time and now you're hiding in the back of my rental car.
Belki babamın kaybolduğu zamanla bağlantılı olduğun ve şu an kiralık arabamın arkasında saklandığın için.
All right, Eric, I want the license plates of every car parked in the next three blocks scanned.
Pekala Eric, 3 blok genişliğinde park halindeki her arabanın plakasının aranmasını istiyorum.
Yeah, I pushed you, but not as hard as your boyfriend was pushing me in the back of the car.
Evet, seni ittim ama erkek arkadaşının beni arabanın arkasında ittiği kadar sert itmedim.
The attempt on my life in your flashy yellow car?
Parlak sarı arabanla hayatıma kastetmen?
- Get out of the car!
Arabadan in.
I would always wait outside until I saw his car pull up in the driveway.
Arabasının, garajın önüne parkedildiğini görene kadar dışarıda beklerdim hep.
Ma'am, how about you, a K1 adapter, perhaps, in the trunk of your car?
Hanımefendi ya sizde, K1 adaptörü, aracınızın bagajında vardır belki?
So, all the victims driver's licenses match up with their name tags, and they all had car keys in their pockets.
Tüm kurbanların kartlarındaki isimler ehliyetleriyle uyuşuyor. Araba anahtarları ceplerinden çıktı.
- Uh, the computer requires a log-in before we can search it for that, but the attendant gave our killer a HOLD slip for the DMV, so whatever car he came back for has an expired registration.
Bilgisayardan bunu arayabilmek için giriş yapmak gerekiyor ama görevli, katile trafiğin araca el koyduğuna dair bir fiş vermiş. Yani almaya geldiği araç her neyse, süresi geçmiş bir cezası var.
The car keys and cash were in his pocket.
- Araba anahtarları ve parası cebindeydi.
Run that video back a bit, Buzz, to the moment where campus doll 101, gets into Eric's very nice car.
- Görüntüyü biraz geriye alsana, Buzz Kampüs Bebeği 101'in Eric'in güzel arabasına bindiği ana.
Does the same person who bought you this car, also pay the rent on your lovely, 2-bedroom apartment in Brentwood?
Acaba sana bu arabayı alan kişi Brentwood'daki iki yatak odalı nefis dairenin kirasını da veren kişi midir?
Look, before we rush down this path with D.D.A. Rosen, she was essentially living in her car on the streets for weeks.
Bakın, Savcı Rosen'la birlikte vakaya dalmadan önce kadın kaç haftadır sokaklarda arabasında yaşıyordu.
Well, I get the feeling they've camped out in a car before.
Ben daha önce de bir arabanın yanında kamp kurdukları izlenimi edindim.
Why shouldn't we arrest you for obstruction of justice and find out who you are in the back of a police car?
Sizi adalete engel olmaktan tutuklayıp kimliğinizi bulmak için bir polis arabasının arkasına götürsek?
- I'll tell you in the car. - Okay.
- Tamam.
The car in front just stopped.
Önümüzdeki araba birden durdu.
And Alice's DNA could be in that car, that would tie her to the murder.
Ve Alice'in DNA'sı o arabada olabilir, bu onu cinayetle ilişkilendirir.
There's one person who saw the car in front of Hall's apartment but never saw a driver.
Hall'ın dairesinin önünde biri arabayı görmüş, ama sürücüyü görememiş.
You two get in a car. Send her picture to uniforms in the area.
Çifte cinayet için tanıksa, katiller onu bulmadan, bulmalıyız.
Three unsolved murders in the last two years with interesting disposal characteristics... hung from a lamppost, tied to the front of a truck, two halves in a car, one in the front and one in the back.
Son iki yılda çözülememiş enteresan ortadan kaldırma cinayetleri sokak lambasına asılma, kamyonun önüne bağlanma, bir arabada ikiye bölünme biri önde diğeri arkada.
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the afternoon 211
in the beginning was the word 18
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the beginning 230
in the old days 114
in the end 1091
in the name of god 118
in the beginning was the word 18
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the beginning 230
in the old days 114
in the end 1091
in the name of god 118
in the name of jesus 26
in the first place 155
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the first place 155
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227