English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Interview

Interview traducir turco

11,149 traducción paralela
The two detectives developed this theme of honesty and they repeatedly, dozens of times in that interview, they say to Brendan, " Now be honest, OK?
İki detektif sorguyu dürüstlük üzerine, ve durmadan, Onlarca kez söyleyerek geliştirdiler. Brandan'a, " Şimdi dürüst ol, tamam mı?
Avery spoke with the Associated Press in his first interview since Dassey's statement to police.
Avery, Dassey'nin polise verdiği ifadeden sonra ilk kez Associated Press'e konuştu.
Would you like me to call Special Agent Fassbender and have him interview Brendan at this time?
Brendan'la görüşmesi için Özel Ajan Fassbender'ı arayayım mı şimdi?
"Yes, I read everything there was on the Internet and in the newspaper on this case including Dassey's interview confession with detectives." [chuckles]
"Evet, gazetelerde ve internette davayla ilgili yazılan her şeyi okudum. Dassey'nin dedektiflere itirafta bulunduğu mülakat dahil."
We have no written summary of an interview of Bobby Dassey in which that statement is recited.
Elimizde Bobby Dassey'nin ifadesinde anlattıklarının geçtiği herhangi bir yazılı belge yok.
Did the police interview you and Scott together or did they put you in separate rooms when they talked to you, or how'd they do that?
Polis, Scott ve seninle birlikteyken mi görüştü yoksa ayrı odalara alıp mı konuştular, nasıl oldu?
[Wiegert] He wants us to go back over and re-interview Avery again.
Geri dönüp Avery ile tekrar görüşmemizi istiyor.
Now, tell us generally about Mr. Dassey's demeanor during the course of your interview with him.
Kendisiyle görüşmeniz boyunca Bay Dassey'nin genel olarak hâl ve hareketlerini bize tarif eder misiniz?
Um... I interview a lot of people and... Mr. Dassey's demeanor was, uh... different.
İşim gereği çok insanla görüşürüm ve Bay Dassey'nin tavırları...
It was not gonna be a ten-minute interview as to what he saw.
Onun sandığı gibi on dakikalık bir görüşme olmayacaktı.
The interview started out about Steve Avery and Kayla was talking about her relationship with Steve Avery.
Görüşmeye Steve Avery hakkında konuşarak başlamıştık ve Kayla Steve Avery ile olan ilişkisinden bahsediyordu.
And just about at the end of that interview, Kayla, out of the blue, basically came out and told us that, uh, she had a cousin by the name of Brendan and that Brendan was, quote, "acting up lately."
Görüşmenin tam sonuna gelmişken Kayla birden bire çözülerek Brendan adında bir kuzeni olduğundan ve Brendan'ın son zamanlarda tuhaf davrandığından bahsetmeye başladı.
After this interview, we contacted District Attorney Kratz to inform him of what we had learned from that interview.
Bu görüşmeden sonra Bölge Savcısı Kratz'le irtibata geçip görüşmede öğrendiklerimizi kendisine aktardık.
Mr. Kratz requested that we memorialize this interview in a better fashion, so at that point we made arrangements to go to Two Rivers Police Department where there would be a videotape interview done.
Bay Kratz bizden görüşmeyi daha sağlam bir şekilde kayıt altına almamızı istedi biz de görüşmeyi videoya kaydetmek üzere Two Rivers Emniyet Müdürlüğüne gitmek için hazırlıklarımızı yaptık.
We had spoke to Barb prior to doing the interview and indicated she had every right to be in the interview if she wished to be.
Görüşmeyi yapmadan önce Barb'la konuşup eğer isterse kendisinin de görüşmeye katılmaya hakkı olduğunu söyledik.
She waited in a outer waiting area of the police department while we conducted the interview.
Biz görüşmeyi yaparken Emniyet Müdürlüğü binasının bekleme salonunda bekledi.
So then did you make arrangements to re-interview the defendant?
Öyleyse sanıkla yeniden görüşmek için bir hazırlık yaptınız mı?
Um, at that point we contacted Brendan's mother again, told her that we would like to take Brendan to the Manitowoc Sheriff's Department so we could do a videotaped interview of Brendan to see what else he maybe had known, see what else maybe he saw.
O gün Brendan'ın annesiyle yeniden irtibata geçtik kendisine Breandan'ı Manitowoc İlçe Şerif Departmanına götürmek istediğimizi orada Brendan'la kamera önünde bir görüşme yaparak başka bildiği veya gördüğü bir şey var mı öğrenmek istediğimizi söyledik.
Would it surprise you that it was in excess of 75 times during the course of the interview that either you or Fassbender said something to him suggesting or directly stating to him, that he was a liar?
Siz ve Fassbender'ın görüşme boyunca tam 75 defa ima yoluyla veya doğrudan doğruya ona yalancı dediğinizi söylesem şaşırır mısınız?
You accused him during the course of this interview of shooting Teresa, correct?
Bu görüşme sırasında kendisini Teresa'yı vurmakla suçladınız, değil mi?
I want you to refer to an interview with you from NBC 26.
- Pekâlâ. NBC 26'nın sizinle yaptığı bir röportaja gelmek istiyorum.
We're waiting in the mixed zone for an interview.
Röportaj için basın alanında bekliyoruz.
Hey, this ain't an interview, okay?
Hey, bu bir ropörtaj değil, tamam mı?
Fuck the interview.
Boşver ropörtajı.
It's just an interview.
Bu sadece bir röportaj.
But it's my interview.
- Röportaj benim.
I don't like your interview guy.
Görüşmeyi yapanı sevmedim.
- Are you calling about my interview?
- İş görüşmesi için mi arıyorsun?
Well, our main feature is the exclusive interview... with the Foreign Secretary about NGochi.
Bugünkü özel haberimiz, NGochi'yle ilgili Dış İşleri Bakanı'yla olan röportaj.
- Yeah, Alice wants to pull the interview.
- Evet ama Alice röportajı yayından almak istiyor.
Using a TV interview to determine if a guest might be the father of her child... and being responsible for the broadcast of six bare arses?
Televizyon röportajını, konuğun çocuğunun babası olduğunu belirlemek için kullanması ve canlı yayında 6 çıplak poponun yayınlanmasından sorumlu olması?
- I booked an interview with Katie Couric.
Katie Couric ile bir görüşme ayarladım.
Have you seen the Auto-Tune they did of your interview on YouTube?
YouTube'da röportajına yaptıkları Auto-Tune'u gördün mü?
Promise me. Someone pretty important... At m... p r wants to interview you.
MPR'dan epey önemli biri
She wants to interview you about me, and what we do here.
Seninle benim ve burada yaptıklarımız hakkında röportaj yapmak istiyor.
And every time I interview one of my patients and show them this... they all express the same emotion.
Ayrıca görüştüğüm hastalarıma ne zaman bunu göstersem aynı tepkiyi veriyorlar.
I want you to get me an interview with El Mundo.
Bana El Mundo ile bir röportaj ayarla.
"Ping." Interview a Chinese engineer yet?
Ping, isme bak. Hiç bir Çinli ile görüştün mü?
Right, but once he goes in for the interview, they'll just see how old he is, I mean, what's the point?
Tamam, ama görüşmeye gittiğinde gerçeği anlayacaklar ne amacı var ki?
is a sure-fire bet for a phone interview, okay?
Görece genç Lou'nun telefonda belki bir şansı olabilir, tamam mı?
Which one of you meat-eaters is getting an interview today! Come on! ?
Bakalım bugün hangi yırtıcı anlaşma bağlayacak, hadi!
I told you that before the interview.
Sana mülakatta önce söylemiştim.
Of those, one pays a fee that would blow me out of the water but it's a first interview for a VP level position, which means it's rolling into next year.
Bunlardan biri öyle bir ücret istiyor ki ağzım açık kaldı, ama başkan yardımcılığı için ilk görüşmesine gidecek bu da demek oluyor ki kesin seneye kalır, kaldı 4.
Which leaves you with one live interview, which, by the way, looks great.
Yani bir görüşme şansın var demektir, bu da senin açından çok iyi.
Ten minutes after I schedule Lou for an interview, we get this resume from your colleague at Blackridge.
Lou'yu iş görüşme listesine ekledikten 10 dakika sonra Blackridge'deki bir mesai arkadaşından ikinci bir öz geçmiş aldık.
This is like a job interview.
İş görüşmesi gibi oldu.
I'll change the interview. You're not getting it.
Bi dakkka bi dakka, hiç anlamıyorsun değil mi?
Interview terminated with Kenny Wells, at 6 : 45AM...
Kenny Wells görüşmesi sona ermiştir Saat 06 : 45
I got an interview.
- İş görüşmesi yaptım.
We don't send him on an interview.
- Onu hiçbir görüşmeye göndermiyoruz.
/ Sumner tells me Lou has an interview? That's wonderful!
- Sumner bana Lou'nun bir iş görüşmesine gittiğini söyledi de, bu harika!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]