English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Is this your doing

Is this your doing traducir turco

429 traducción paralela
Where does this blood come from? Is this your doing?
Bu kan nereden geldi?
- Is this your doing?
- Bu senin marifetin mi?
- Is this your doing, Q?
- Bu senin marifetin mi, Q?
And this is your way of doing it.
Bu şekilde edeceksin.
Oh, Mr. Darcy, this is your doing!
Oh, Bay Darcy, Belli ki herşeyi ayarlamışsınız!
Ludovic, this is your doing.
Ludovic, bu senin işin.
My mother is doing this for me, not to sell your papers.
Annem bunu benim için yapıyor, gazeteni sattırmak için değil.
This is none of your doing.
Bunların seninle bir ilgisi yok ki. Utançtan payıma düşeni yaşıyorum.
This is what your colleagues are doing in the greenhouse.
Arkadaşlarınızın serada yaptığı şey işte bu.
Stop doing this, it's important to study for your work, life and love.
Aptallık etmeyi bırak, okuman gerek, anlamıyorsun bir türlü. iş için, hayat için, aşk için.
If this is true, Alec McEwen, what are you doing with your hand on my knee?
Eğer bu doğruysa, Alec McEwen, elleriniz eteklerimde ne yapıyorsunuz?
Starting this year, the charge for doing business here during the New Year's rush will be 40 percent of your receipts.
Bu yıldan başlamak üzere Yeni yılda iş yapmak için ödemeniz gereken vergi kazancınızın % 40'ı olacak.
Your Excellency, this is not the play we were doing.
Ekselansları, bu göstereceğimiz oyun değil.
Drinking... is this what you call doing your job?
İçmek... Buna iş mi diyorsun?
This is your pay. I'll be your manager hereafter I have someone doing that already ls that so?
Bundan sonra senin menejerin olacağım işte payın benim zaten menejerim var öyle mi?
This is your doing, isn't it?
Bu iş senin başının altından çıktı, değil mi?
Is this what your doing?
Niyetin bu demek?
I hate what this Methodone is doing to your shoulders.
Bu Methedone'nun omuzlarına yaptıklarından nefret ediyorum.
And what is this with "empty your pockets"? I mean, what're you doing?
Şu "cebinizdekileri boşaltın" nedir, yani ne yapıyorsun?
What are you doing this weekend, because your silhouette is kicking!
Bu haftasonu ne yapıyorsun? Çünkü siluetin çok çarpıcı!
If this is your way of telling me that we've got less than nine months to finish this renovation, it's a really weird way of doing it.
Bana dokuz aydan daha az zamanımız olduğunu söylemeye çalışıyorsan bu onarımı bitirmek için, gerçekten ilginç bir yol seçmişsin.
All of this is your doing!
Bütün bunlar senin sucun!
This is your doing Small.
Bu senin işin Small.
Plunkett, this is your doing!
Plunkett, bunu sen yaptın.
This is Mister Señor Love Daddy doing the nasty to your ears, your ears to the nasty.
Ben Senyor Efendi Baba kulaklarınıza kötü şeyler yaparım.
Just doing jobs like this is you dragging your feet.
Böyle işler yüzünden yan çizip duruyorsun.
So, this is your doing, Lursa.
Demek bu senin işin, Lursa.
I must explain to my public this is all your doing.
Hayranlarıma her şeyin senin suçun olduğunu açıklamalıyım.
This is all your doing.
Olacakların hepsi senin yüzünden.
I'm just happy to be working with your talented son who is not doing this for the money.
Bu işi para için yapmayan yetenek abidesi oğlunla yaptığım için gururluyum.
This is your doing.
Bu sizin işiniz.
And you know something, as much as this pains you, no matter what Tracy was doing behind your back, she got a hell of a lot worse than she deserved.
Bu sana acı verse de Tracy'nin arkandan ne iş çevirdiği önemli değil.Çünkü hak ettiğinden daha fazlasını aldı.
Honey, this is a wonderful thing you're doing for your family. I want you to know we're all very proud of you.
Tatlım, ailen için yaptığın harika bir şey ve bilmeni isterim hepimiz seninle gurur duyuyoruz.
I've heard this is your doing.
Bunun sizin işiniz olduğunu duydum.
- Any remedy for this? - Kooka that is all your doing.
- Rahip, bundan kurtulmanın bir yolu var mı?
Mr. Kim tells me this is your doing, Mr. Paris.
Bay Kim bana bunu sizin yaptığınızı anlattı, Bay Paris.
The only reason I'm doing this is cos of your mom, you know.
Sana yardım etmemin tek nedeni annen.
Is this your kid? How you doing?
Sizin çocuğunuz mu?
- Why is your client doing this?
- Müvekkiliniz neden böyle yapıyor?
Your father is doing all this for you!
Baban her şeyi senin iyiliğin için yapıyor!
Emma, this is your doing.
.
Is this rain your doing? It's mine!
Bu yağmur senin işin mi?
This is your own doing.
Bu kendi bileceğin bir şey.
This is all your doing!
Hepsi sizin işiniz!
This is all your doing.
Tek yapabildiğin bu.
This is a dining table, not a gutter I am doing it for your health What do you mean?
Bu yemek masası oluk değil senin sağlığın için onu yapıyorum
This is your doing, isn't it?
Bu senin hoşuna gidiyor değil mi?
This man is doing what Jason can't... protecting your secret.
Jason'ın yapamadığını bu adam yapabiliyor : sırrınızı korumayı.
If you are doing this because you feel you should be doing this not because you want to, then your purpose is flawed.
İstediğin için değil, mecbur olduğunu düşündüğün için yapıyorsan, yanlış sebeplerle katılmışsın demektir.
This is not your doing.
Bu senin yaptığın bir şey değil.
This is all your doing, isn't it?
Bunu sen yapıyorsun, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]