It couldn't be helped traducir turco
62 traducción paralela
It couldn't be helped.
Önleyemedim.
It just couldn't be helped.
Yapacak bir şey kalmadı.
Well, it couldn't be helped, I guess.
Elden bir şey gelmezdi sanırım.
It couldn't be helped, I'm afraid. You must blame a Miss Doris Tinsdale.
Gecikmemin sebebi Bayan Doris Tinsdale.
It couldn't be helped, Lieutenant.
Yapabileceğim bir şey yoktu Teğmen.
He said it couldn't be helped.
Başka çare yok dedi.
It just couldn't be helped
Çok geç. Bunun bir yararı olmaz.
I apologise for bringing you to the ship so abruptly but it couldn't be helped.
Bu şekilde gemiye çıkardığımız için özür dileriz ama elimizde değildi.
It couldn't be helped.
Kimse yardım edemedi.
I think it helped our army and made them realise, because the British came down from the north and did help, that this was going to be a cooperative effort, that we couldn't win it alone.
Bence bu, ordumuza yardımcı oldu ve bir şeyi farketmelerini sağladı - çünkü İngilizler kuzeyden geldiler ve bu işe yaradı - bu, ortaklaşa gerçekleştirilen bir efordu ve yalnız başımıza kazanamazdık.
It couldn't be helped, though.
Fakat başka zaman olamazdı.
In fact, I'm sorry about the whole thing, Cosmo, but... it couldn't be helped, you know.
Aslında tüm olanlar için üzgünüm, Cosmo ama elden bir şey gelmezdi, biliyorsun.
It couldn't be helped.
Bunun önüne geçilemezdi.
It couldn't be helped.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
It couldn't be helped.
Elimden birşey gelmiyor.
It couldn't be helped.
Ne yapalım ya.
It couldn't be helped.
Başka çarem yoktu.
It couldn't be helped that she died.
Bu çocukta kesinlikle bir tuhaflık var.
- It couldn't be helped.
- Yapacak bir şey yoktu.
It couldn't be helped?
Yapacak bir şey yok muydu?
It couldn't be helped.
Yapacak bir şey yoktu.
It couldn't be helped.
Elimizden bir şey gelmez.
I'm sorry I came home late, but it really couldn't be helped.
Geç geldiğim için özür dilerim ama gerçekten elimde değildi.
SORRY, ANDREW, IT COULDN'T BE HELPED.
Yapacak bir şeyim yoktu.
Thinking it couldn't be helped, I went with him, in the middle of the night.
Yaşadığı yerde hiç doktor yoktu. Hepsi cephedeydiler.
It couldn't be helped.
Bu engellenemezdi.
I suppose it couldn't be helped.
Sizin durumunuz için sanırsam kolay bir şey değildir.
- It couldn't be helped.
Bu kaçınılmazdı.
It couldn't be helped, nee-sama.
Faydası yok, ablacığım.
It couldn't be helped.
Faydası yok.
She gained Kira's power somehow and discovered that I was Kira. It couldn't be helped.
Bir şekilde ben farkında olmadan Kira'nın gücüne sahip olmuş ve bu yüzden benim Kira olduğumu biliyordu, bu duruma engel olamadım.
Sorry, but it couldn't be helped.
Üzgünüm, ama yardımcı olamıyor.
It just couldn't be helped.
Kimsenin elinde değildi.
It couldn't be helped.
İsteyerek olmamış.
It couldn't be helped.
İsteyerek olmadı.
It was in the line of duty, so it couldn't be helped but...
Gümrük hattındaymış, gerçi bunun bir faydası olmamıl ama...
It couldn't be helped. It was him or you, right?
Ya sen ya da o olacaktı, değil mi?
I assure you it couldn't be helped.
Sizi temin ederim ki bunun bir yardımı olmaz.
It couldn't be helped. She didn't listen to me.
Elimden bir şey gelmedi ki, beni dinlemedi bile.
And really it couldn't be helped...
Çıkar yol yok.
But I will be joining this game in order to keep all of you safe. It really couldn't be helped.
Sizlerin güvenliğinden emin olmak için,... kendim de bu oyuna dahil olacağım.
It couldn't be helped!
Başka alternatifim yoktu!
It couldn't be helped?
Başka alternatifin yok muydu?
It couldn't be helped.
Yardımı olmuyordu.
With Kim Jong Shik it couldn't be helped, but I'm going to take care of Cheon Jae Man by myself.
Kim Jeong Shik'in durumuna müdahale edemedim. Ama Başkan Cheon Jae Man'la kendi başıma uğraşacağım.
I'm sorry, it couldn't be helped. But the way we were, it just... wasn't going right.
Bunu engellemenin yolu yoktu ; ama girdiğimiz yol hiç de doğru değildi.
Well, it couldn't be helped.
Yapacak bir şey yoktu.
It can't be helped but they couldn't afford to sub Kuroko out in the first quarter without Aomine. I don't believe they can endure this.
Yapacak bir şey yok ama Aominesiz ilk çeyrekte bile Kuroko'yu oyundan almalarına, durum elvermemesine rağmen bu şekilde dayanabileceklerine inanmıyorum.
Erm, well, it couldn't be helped, we had some good news.
Ee, bu yardımcı olmazdı, bi kaç iyi haberimiz var.
Well... maybe it couldn't be helped.
Yoksa öyle bir pozisyonda olmazlardı.
It couldn't be helped.
- Elimden bir şey gelmezdi.
it couldn't be 61
it couldn't 27
it couldn't hurt 20
couldn't be helped 16
it comes and goes 36
it comes 41
it comes with the territory 18
it could kill you 25
it comes to 16
it comes with the job 18
it couldn't 27
it couldn't hurt 20
couldn't be helped 16
it comes and goes 36
it comes 41
it comes with the territory 18
it could kill you 25
it comes to 16
it comes with the job 18
it could be worse 106
it could work 74
it counts 25
it could happen 61
it could have been worse 50
it could go either way 16
it could be you 17
it could be 318
it cost 46
it could kill him 17
it could work 74
it counts 25
it could happen 61
it could have been worse 50
it could go either way 16
it could be you 17
it could be 318
it cost 46
it could kill him 17