It made me sick traducir turco
126 traducción paralela
Gee, it made me sick.
İğrenç bir davranıştı.
It made me sick when you touched me.
Bana dokunduğunda midem bulanıyor.
When Dad got married again, it made me sick.
Babam yeniden evlendiğinde allak bullak oldum.
When that charlatan spoke words of love to you in Oscar's name... and you answered with such modesty and trepidation... it made me sick.
O düzenbazın, Oscar'ın ağzından sizinle aşk hakkında konuşması,.. ... hele ki siz tevazu ve endişeyle cevap verirken,.. ... mide bulandırıcıydı.
There was a lot more, but it made me sick.
Daha da fazlası vardı, ama beni rahatsız ediyordu.
- It made me sick.
- Beni hasta etti.
- It made me sick!
- Beni hasta etti!
It made me sick...
Beni hasta etti.
It made me sick looking at it.
Ona bakmak midemi bulandırdı.
It made me sick to see Miles trotting after him like a little dog.
Miles'ın onun peşinden fino köpeği gibi koşması hiç hoşuma gitmezdi.
It made me sick
Beni hasta etti.
I did, and it made me sick.
Denedim ve beni hasta etti.
It made me sick. Pawnee scouts and soldiers was killing everything.
Midem bulanmisti, Pawneeler herkesi öldürüyordu,
Mr. Cray, I tried a bottle of Mountain Brook. It made me sick.
Bay Cray, Mountain Brook'dan bir şişe denedim beni hasta etti.
I told you, it made me sick.
Dedim ya, beni rahatsız ediyor.
It made me sick.
Beni hasta ettin.
It made me sick... physically sick, to hear it.
Bu müziği duymak. beni bedenen rahatsız etti.
And let me tell you something, I saw and it made me sick.
Ve size bir şey söyleyeyim, gördüm ve midem bulandı.
It made me sick.
Midemi bulandırdı.
I remember it made me sick to my stomach.
Hatırladığım kadarıyla mideme kadar hasta olmuştum.
It made me sick to my stomach.
O yüzden mideme ağrı girdi.
I've gotta tell you. It made me sick to my stomach seeing you be the Slayer's lapdog.
Şunu söyleyeyim, vampir avcısının köpeği olduğunu görmek midemi fena bulandırıyordu.
It made me sick.
Beni iğrendirdi.
I ate one, it made me sick.
Bir tane yedim ve hasta oldum.
It made me sick.
İğrendim.
Last week, when I learned what my dad did for me, sacrificing Russek, it made me sick.
Geçen hafta babamın Russek'i benim için feda ettiğini öğrendiğimde midem bulanmıştı.
It made me sick.
Tiksindim.
Pop... when I seen what I did to that kid down at the store... it made me sick to my stomach.
Baba dükkanda o çocuğa yaptıklarımı düşününce mideme kramplar giriyor.
It made me sick at my stomach.
Bu karnımı ağrıtıyordu.
It made me sick.
Beni hasta etmişti.
It made me sick not telling you.
Sana söylememek beni rahatsız etti.
Made me sick just to look at it.
Sadece bakmak bile yeterince midemi bulandırmıştı.
Said it made him sick to look at me.
Yüzümüm görmenin kendisini hasta ettiğini söyledi.
The sight of women made me sick as long as it wasn't Marianne.
Marianne olmadığı sürece gördüğüm tüm kadınlar canımı sıkıyordu.
It makes me sick. I mean, as soon as I'd made'Midnight Cowboy with the vicar as Ratso Rizzo, John Schlesinger rushes out his version, and gets it premiered while mine's still at the chemist's.
Ratso Rizzo rolünde papazı oynattığım Midnight Cowboy yeni bitmişti ki John Schlesinger kendi versiyonunu yetiştirip benimki banyodayken prömiyerini yaptı.
It made me real sick, a lot of it did.
Gerçekten iğrendim anlatılanların çoğu midemi bulandırdı.
Think of how sick it made me to touch you!
Düşün, sana dokunmak beni nasıl hasta ediyor!
It made me sick.
Her yeri ateşe vermek istediğini söyledi.
It made me sick.
Aramızdaki her şey kötüleşti.
I almost hated to use her - she was so in love with me, it nearly made me sick.
Bana çok aşıktı, ondan tiksinmiştim, beni hasta etmişti.
It made me so sick!
Onun yüzünden hastalandım!
- It made me physically sick.
- Resmen hasta etti.
He said it was cat and that made me sick!
Kedi olduğunu söylediği için hasta oldum!
It made me feel sick.
Midem bulandı.
- It nearly made me sick.
- Beni neredeyse hasta etti.
You know, once when I was sick as a boy, my mother gave me this stuff and she made me swallow it.
Bilirsin, bir kez... bir çocuk olarak hastalandığımda, annem bana bu şeyi verdi.. ve onu bana çiğnetti.
Look, don't worry. It's not just hearing all that stuff that made me sick. It's the chemo.
Bak, endişelenme.
If I am sick, it's because your family made me that way.
Öyleysem eğer bu senin ailen yüzündendir.
It is what made me sick this morning.
Ama şimdi onu ömür boyu hapse mahkum edeceksiniz.
I guess I just thought about you... kissing that bird poop and... It just made me feel a little... sick at first... then sad...
Sanırım kuş pisliğini öptüğünü gördükten sonra önce benim biraz midemi bulandırdı...
I had a few beers, but it just made me sick.
Birkaç tane bira içtim ama midemi bulandırdı.
it matters 145
it matters to me 106
it makes no sense 207
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it matters not 21
it makes no difference 88
it makes me nervous 21
it matters to me 106
it makes no sense 207
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it matters not 21
it makes no difference 88
it makes me nervous 21