Just because traducir turco
25,989 traducción paralela
Like, just because he wanted to shtupp her, she got to keep half of his genius money.
Adamın tek istediği kızı becermekti. Böylece kız servetinin yarısına çökmüş oldu.
Just because he's a Pakistani.
Çünkü adam Pakistanlı.
The more I explore the parameters of my empathy emulators the more I realize there can be a negative effect, and not just because I no longer perform at 100 % efficiency.
Empati emülatörlerimin parametrelerini daha çok keşfettikçe olumsuz bir şey olabileceğini de o kadar çok farkediyorum. Artık % 100 verimlilikle çalışmadığım halde bile.
Just because you kill Ukrainian doesn't mean you know Russians.
Bir Ukraynalıyı vurdun diye tüm Rusları tanıyacak değilsin.
Just because they all have ties to Dimitri Voydian doesn't necessarily mean that Payne killed them.
Dimitri Voydian'la bağlantılarının olması, onları Payne'in öldürdüğüne delalet etmez.
Just because you realized you're expendable, doesn't make us partners.
Gözden çıkarılabilir olduğunu fark etmen, ortak olacağımız anlamına gelmez.
Just because we have money, we can't be extravagant.
Paramız çok diye uçkuru fazla gevşetmeyelim.
Just because I'm pregnant, we're not gonna turn this into a whole overprotective thing, right?
Sırf hamileyim diye çok fazla korumacılık oynamıyoruz, tamam mı?
Only you would be arrogant enough to doom the entire planet by stealing that DNA just because your cure didn't work.
Sırf ilacı bulamadı diye DNA'ları çalıp tüm gezegeni mahvedecek kadar kibirli başka kim var ki?
Look, just because we didn't leave you to die in that cave doesn't mean we have forgotten about how you sold us out to Davies.
Bak, sırf seni o mağarada ölüme terk etmedik diye bizi Davies'e nasıl sattığını unuttuğumuzu sanma.
He says his sister was murdered by her husband just because he didn't want to lose money in a divorce.
Boşanmada para kaybetmeyi istemedi diye kocası tarafından öldürülen kız kardeşini söylüyor.
Just because you know you're playing a game doesn't mean you don't choose your moves.
Oyun oynadığını bilmek hamlelerini seçemezsin, demek değil.
I spent way too long trying to make things work with Rumple just because I wanted them to.
Rumple'la bu ilişkiyi yürütmek için çok çabaladım çünkü öyle olmasını istiyordum.
I can't look the other way just because I...
Başka bir yol göremiyorum, sadece ben...
Just because you what?
Sadece sen, ne?
April, just because you have to do a lot for me...
- April, benim için çok şey yapman...
And you're sure it's not just because he gave you a bad report?
Sana kötü puan verdiği için böyle demediğinden emin misin?
Because I just wouldn't have trusted a man like that.
Çünkü öyle bir insana asla güvenemem.
Because I know someone just like you.
Çünkü tıpkı senin gibi birini tanıyorum.
This is just the start, because Rome is our pasture.
Bu daha başlangıç çünkü Roma, bizim meramız.
- Yeah. I mean, if you are truly getting glimpses of, for want of a better word, the future, then maybe, just maybe, it's because you're meant to affect the outcomes.
Yani hakikaten görüntüler görüyorsan, nasıl desem, gelecekten olan o zaman belki de bu sırf geleceği değiştirmen içindir.
The judges said that he had to pay me money for the assault, but I would have to go after him, and I decided not to because I just want him out of my life.
Hakimler bana para ödemek zorunda olduğunu söyledi Saldırı için, Ama ondan sonra gitmek zorunda kalacağım,
Sweetie, this is so frustrating, because I know how good this feels, but I just don't want to see you get hurt.
Tatlım, bu çok sinir bozucu Çünkü bunun ne kadar iyi hissettiğini biliyorum, Ama sadece incinmediğini görmek istemiyorum.
I don't feel comfortable answering this without my lawyer, just because I don't want to say something that you tie into something else, or you switch, or change, or whatever, but if there's something
Buna cevap vermeyeceğim Avukatım olmadan Çünkü bir şey söylemek istemiyorum
Because that's just the way it works.
Çünkü bu şekilde işe yarar.
I mean, just... just kill me now, because I...
Yani öldür gitsin beni...
Have you ever made a horrible mistake because you overreacted or you just had the wrong information?
Yanlış bilgilendirildiğin ya da aşırı tepki verdiğin için korkunç bir hata yapmadın mı hiç?
I've just spent six hours in the O.R. because of him.
Onun yüzünden son altı saatim ameliyathanede geçti.
Well, I would love to come back because I think we've just only scratched the surface of what makes The Butcher tick.
Ben geri dönmeyi çok isterim çünkü Kasap'ı neyin motive ettiği konusunda bence yüzeydeki tabakayı yeni kazıdık.
Do you think I'm just gonna drop this because you're a good kisser?
Sırf iyi öpüyorsun konuyu unutacağım mı sanıyorsun?
- I think it's because she drank a lot of water... And I'm just there with the baby.
Virgil işe gidiyor ve ben de burada bebekle kalıyorum.
I don't want to move my head, because I was just...
Başımı çevirmek istemiyorum.
Because for you, it is just a concert.
Çünkü bu senin için sadece bir konser.
I just sort of thought that you left things out because you were eccentric, or crazy, or stupid.
İlginç, çılgın ya da aptal olduğun için bazı şeyleri atladığını düşündüm.
I-I just... didn't tell you the whole truth because I didn't understand it, and- -
Sadece her şeyi söylemedim çünkü anlayamamıştım...
Firstly because of this fear I might just wet my pants, I will noy go..
Korkudan pantolonumu ıslatabilirim. Gitmeyeceğim...
And everybody else just went quiet because they knew, like,
Diğerleri konuşmuyordu çünkü...
That mole madre was, for me... was one dish that has always stuck with me because it was, um... really surprising to get the main course in a restaurant like this and it's just, basically, a sauce.
Mole madre hiç unutamadığım bir yemek olmuştur... çünkü böyle bir restoranda... ana yemeğin bir sos olması... çok şaşırtıcı.
Or you just become a foodie because you're a chef?
Yoksa şef olduğun için mi yemek sevmeye başladın?
I think she's just mad because you didn't name the baby after Scotty.
Bence sadece Scotty'den sonra bebeğe adını vermediğiniz için öfkeli.
I can't wait to see what the other guys brought, because I just know in my heart that they brought the wrong vehicle.
Diğerlerinin ne getirdiğini görmek için sabırsızlanıyorum. Çünkü biliyorum ki yanlış araç getirmişlerdir.
It's too long, and it's not fun, and we're all just watching it because we don't want to seem racist.
Çok uzun ve eğlenceli değil. Ayrıca hepimiz sırf ırkçı görünmemek için izleyecektik.
I do, but I just don't know if, like, they're friends with me because of me or because of my money.
Var ama benimle, benim için mi yoksa param için mi arkadaş olduklarını bilmiyorum.
I know this because... you're just like me... You would never settle for less.
Bunu biliyorum çünkü sen de benim gibisin asla aza tamah etmezsin.
Because I can kick her right back into the sun and get you another one just like that.
İstersen bunu tekrar güneşe fırlatıp sana yenisini oluşturabilirim.
- is voluntary, - _ because it's just the result of your actions, which are under your control.
BURAYA AİT DEĞİLSİN. Çünkü yaşananlar eylemlerin bir sonucudur ve eylemler de kişinin kontrolündedir.
Because I'm just as good as everyone else.
Çünkü ben de en az diğerleri kadar iyiyim.
And you wanted a fling, but you chose me, who had lost a child, and who was so incredibly sad you couldn't just abandon me, so you convinced yourself that you loved me. And I convinced myself that I loved you, because I so desperately needed someone just to take me away.
Bana aşık oldun çünkü sıkılmıştın, Helen, çocuklar ve kayın pederin tarafından kapana kısılmış gibi hissediyordun ve bir ilişki yaşamak istedin çocuğunu kaybetmiş olan beni seçtin inanılmaz mutsuz olduğum için beni bırakmayacaktın bu yüzden kendini beni sevdiğine ikna ettin bende kendimi seni sevdiğime ikna ettim çünkü mutsuz birinin beni uzaklara götürmesine ihtiyacım vardı.
It just felt that way to you because there has been no competing intelligence to offer an alternative view.
Sana öyle hissettiriyor çünkü, karşılaştıracak daha zekice bir alternatif yoktu.
We couldn't care less, because now it's just Natale's word against Giuseppe's.
Bizi hiç ilgilendirmiyor, çünkü, su an Natale'nin sözüne karşı, Giuseppe'ninki var.
Because... there's... there's just so much more to this...
Çünkü... Bunu bundan daha fazlası da var.
because 7201
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because you're my friend 21
because i am 105
because i don't care 17
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because i like you 101
because i'm your friend 17
because you're my friend 21
because i am 105
because i don't care 17
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25