Because of the traducir turco
33,179 traducción paralela
I'm a little worried that because of the movie, a lot of people will have this costume.
Film yüzünden birçok kişinin bu kostümü giymesinden korkuyorum.
Edwards, the body is shutting down because of the trauma.
Vücudu travma yüzünden iflas ediyor Edwards.
Some real estate investor, named Veronica Franklin, needs to have permit paperwork to the city by Monday morning, but everyone's gone because of the holiday weekend.
Veronica Franklin adındaki bir emlak yatırımcısının izin evraklarını Pazartesi sabahına kadar belediyeye teslim etmesi gerekiyormuş ama hafta sonu olduğu için herkes gitmiş.
My father... died heartbroken because of the woman that you met today.
Babam öldüğünde bugün tanıştığınız o kadın yüzünden kalbi kırık gitti.
Because of the overkill, we said he probably knew her.
Aşırılık yüzünden tanıyor olabileceğini söylemiştik.
It's because of the...
Bunun sebebi...
I need to pass... because of the wheelchair.
Ben geçmeliyim... Tekerlekli sandalye yüzünden.
I had to learn that because of the pain I get.
Ağrım yüzünden bunu öğrendim.
It's because all Finnish women, at the age of 19, move to England to be au pairs.
Çünkü bütün Finli kadınlar 19 yaşına girince Au Pair olmak için İngiltere'ye geliyor.
The thing is, what I don't understand is how the Finns manage to go fast enough to have a crash of any sort at all, because the speeding fines here are insane.
Anlayamadığım şey Finlilerin herhangi bir kaza yapabilmek için nasıl yeterince hızlı gidebildiği. Çünkü buradaki hız cezaları inanılmaz.
They shoot the dehorned ones, because if they track for a couple of days, a rhino, and then it's got no horn, they shoot it, and then they'll never track it again, so it saves time.
Dehorned olanlar ateş, Çünkü eğer birkaç gün izlerseler gergedan, Sonra boynuz yok, ateş ediyorlar,
Because the true spirit of the beach buggy is the Beetle floorpan and engine, which his has.
Çünkü plaj arabasının gerçek ruhu Sahip olduğu Beetle taban paneli ve motorudur.
Well, maybe because there's a massive V8 hanging out the back of it.
Belki arkasında asılı olan muazzam bir V8 var.
I just heard a story about a kid who had an unsupervised party and one of the guests broke his leg because he jumped off the roof onto a trampoline and sued the parents.
Başlarında bir büyük olmadan parti veren bir çocuğun misafirlerinden biri çatıdan tramboline atladığı için bacağını kırmış ve çocuğun ailesine dava açmış diye duymuştum.
Just because you are the sons of a king does not mean you can be irresponsible.
Bir kralın oğlu olmanız, sorumsuz davranabileceğiniz anlamına gelmiyor.
Why? Because your client is about to expose himself on the basis of your intel.
Çünkü müşteriniz birazdan sizin sağladığınız veriyle kendisini ifşa edecek.
Clearly your only concern is that it might actually bother me that I'm about to entrap my biological father, that because of me, he's gonna go to prison for the rest of his life.
Ama senin tek endişen, biyolojik babamı tuzağa çekmenin beni rahatsız ediyor olması. Çünkü benim yüzümden ömür boyu hapis yatacak.
Because you also have the Chief of General Surgery in here, Dr. Webber, and I outrank you.
- Neden? Çünkü genel cerrahi şefi de bu odada Dr. Webber ve ben senden rütbeliyim.
She's one of those people whose bag rattles all the time because she carries around a bottle of aspirin everywhere she goes.
Yürürken çantasından sürekli ses gelen insanlardan. Çünkü nereye giderse gitsin yanında bir şişe aspirin taşıyor.
I don't think the patient's decompensating because of DIC.
Hastada DIC yüzünden dekompensasyon geliştiğini sanmıyorum.
It's because of his liver, or the fact that he doesn't have one.
Daha doğrusu karaciğeri olmadığı için.
Because of where the cow was hit, the police have determined that the perps were driving a large white or off-white vehicle.
İneğin çarpılan yerine göre polis büyük ve beyaz bir araç kullanıldığını tespit etmiş.
I mean, it's kind of beautiful, right, if you think about it, the fact that just because someone dies, just because you can't see them or talk to them anymore, it doesn't mean they're not still in the painting.
Yani, bir nev'i güzelde, eğer farklı yönden bakarsan, biri öldü diye, onları görememen ya da onlarla konuşamaman, onların bu çizimde olmadığı anlamına gelmemeli.
Because as a union rep, it is my duty to protect the rights and privacy of my coworkers.
Çünkü bir sendika temsilcisi olarak iş arkadaşlarımın haklarını ve özel hayatlarını korumak görevim.
I finally won Salesman of the Year, because of you!
Sonunda sayende yılın satış elemanı ödülünü kazandım.
Because of corporate policy, I have been forced to express myself through office supplies, but what I really want to do is the Sanskrit word for "blow"?
Şirket kurallarımızdan dolayı kendimi ofis eşyalarıyla ifade etmek durumunda kaldım ama aslında yapmak istedigim şey... Sanskrit dilinde "üflemek"?
It would be complicated to put out because of all the hazardous materials.
Tehlikeli maddeler yüzünden söndürmeleri vakit alacaktır.
The polar bears are dying because of man's endless thirst for oil.
İnsanların sonsuz petrol susamışlığı yüzünden kutup ayıları ölüyor.
For you and the two dozen former patients who are leading normal, healthy lives because of this program.
Bu program sayesinde normal hayatlarına devam eden siz ve sizin gibi düzinelerce hasta için.
My play. And now, because of you, I have to go to Hanukkah dinner at my parents'house and tell them and my perfect sister that the play isn't happening- - years of hearing that I'd never be a playwright, and then finally I was, but now I'm not.
Benim oyunum. ve şimdi, senin yüzünden, akşam yemeği için Hanukkah'a gidip onlara ve mükemmel kız kardeşime oyunun olmadaığını- - yıllardır duydukları gibi oynayacağımı söyleyecektim ama artık söyleyemeyeceğim.
And then I was on the phone with my mom, and she was going on and on about how I'd never make a living as a playwright, and because our only other topic of conversation is my love life,
ve sonra annemle telefondayken, sohbetimiz oyun yazarlığıyla yaşamımı nasıl sürdüreceğimdi çünkü daha önceki konuşmalarımız hep hayatımdaki adamlar hakkındaydı,
Judah Maccabee, who gathered all of these fighters, and he called them The Maccabees because he got to name them.
Judah Maccabee, kim bu savaşçıları toplarsa Maccabees olarak anılacaktı. çünkü onları isimlendirmek zorundaydı.
And because you're not eating much, you have to watch the quality of your food to avoid malnutrition.
öyleyse çok yemiyoruz, Dengeli beslenmek için yiyeceklerin kalitesine dikkat etmelisin.
Because you don't get to be the first woman bursar of a major university without having a heart!
Kalbin olmadan büyük bir üniversitenin ilk kadın özel kalemi olmayacağındandır!
It's because it's the one night of the year when you can dress up, and act like a kid, and no one judges you.
Çünkü yılda bir kere kostüm giyip çocuk gibi davranabileceğin ve kimsenin seni yargılamayacağı bir bayram.
I guess because we don't have any movie stars backing us, none of y'all with the cameras give a...
Film yıldızları bizi desteklemediği için. kameraların umurunda değiliz herhalde.
- God actually created these rogue angels, knowing that they would defy Him, because what was the end result of this defiance?
Tanrı bu melekleri kendisine karşı çıkacaklarını bilerek yaratmış olmalı. Bu isyanın sonucunda ne olmuştu?
I'm doing well because I invested all of it in off-the-books, high-interest loans.
Iyi yatırım yaptım çünkü iyi gidiyorum Hepsi de kitap dışı, yüksek faizli kredilerde.
The cops are gonna want me dead because I killed one of theirs.
Polisler beni öldürmek isteyecek çünkü onlardan birini öldürdüm.
I don't need you to take care of the knife because I didn't do it.
Bıçağı halletmen gerekmiyor. Çünkü ben yapmadım.
Hey, why aren't you wearing your Steelers jersey that you never wash because it "totally affects the outcome of the game"?
Neden "tamamen maçın havası sindiği" için asla yıkamadığın formanı giymedin?
He's all bent out of shape because of all the extra stuff he's been doing for me since you went back to work, and I think...
Sen işe döndüğünden beri, bütün bu fazladan işleri benim yerime yaptı.
They had to put her on a respirator because of all the smoke.
Onca duman yüzünden onu solunum cihazına... bağlamak zorunda kaldılar.
Tom Kirkman is our president because he wasn't at the State of the Union.
Tom Kirkman bizim başkanımızsa sebebi, ulusa sesleniş konuşmasında olmayışı.
Because here comes the Director of Internal Affairs John Foerstel.
Çünkü arkanda İç İşler Müdürü John Foerstel var.
Because, Senator, I'm the one who chooses which of my staffers I let go.
Çünkü hangi çalışanımı kovacağıma ben karar veririm.
Extortion would be threatening to compromise the American economic stability unless I fire one of my staff members because she wrote something that you didn't like.
Şantaj dediğin, beni, hoşuna gitmeyen bir şey yazdığı için bir çalışanımı kovmazsam Amerika ekonomisine zarar vermekle tehdit edince olur mesela.
Right, because when the local police were looking for the missing woman, they uncovered the remains of two female victims on the bank of a nearby creek.
Evet çünkü polis kayıp kadını ararken yakındaki bir dere kıyısında iki kadın kurbanın kalıntılarını bulmuş.
My dear Nair, you can say that because you are 4,000 miles away in the safety of the Offshore.
Sevgili Nair, karadan 6400 kilometre uzakta, güvenli Açıklar'da olduğun için öyle söylüyorsun.
I'm better at the work I do because of you.
Senin sayende yaptığım işte daha iyiyim.
Now I don't say all this to bring everybody down, I say all this because I want you to know what gets me out of bed in the morning.
Bütün bunları herkesi buraya topladığım için söylemiyorum söylüyorum, çünkü beni bu sabah yatağımdan kaldıran şeyi bilmenizi istedim.
because of them 17
because of you 630
because of him 83
because of me 317
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of us 39
because of 64
because of her 59
because of you 630
because of him 83
because of me 317
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of us 39
because of 64
because of her 59
of the 218
of them 508
of these 67
of the world 21
of the time 135
of the population 29
of the penal code 23
of the vote 33
therese 78
then 34485
of them 508
of these 67
of the world 21
of the time 135
of the population 29
of the penal code 23
of the vote 33
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
these 760
theodore 193
the simpsons 168
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
these 760
theodore 193
the simpsons 168
theater 45
they 3238
there you are 4720
therefore 1419
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
they 3238
there you are 4720
therefore 1419
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292
the godfather 48
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292
the godfather 48