Just people traducir turco
17,065 traducción paralela
I think it's just Alison's PR people reminding us not to say anything idiotic.
Sanırım Alison'ın halkla ilişkiler personeli saçma bir şey söylemememizi hatırlatacak.
Do they look like... you know, like, the movie version of a madman, or do they seem like just regular people?
Yani deli bir adamın film versiyonu gibiler mi yoksa sıradan insanlara mı benziyorlar?
Has that park always been a pet cemetery or were just crazy people burying a dog there?
O park hep hayvan mezarlığı mıydı yoksa delilerin teki oraya bir köpek mi gömüyorlardı?
Why do people think they can just disappear on you?
Neden insanlar öylece kaçıp gidebileceklerini düşünüyorlar?
Just murdering people.
İnsanları öldürüyoruz.
This is brand new and I just want people to know that this type of illness and doctors... I really want them to hear that this is a legitimate illness.
Bu çok yeni ve insanların bu hastalığı bilmesini istiyorum.
Terrifying in scope, basically, you know, hundreds of organizations... military, defense, industrial based compromised as far as their networks and, you know, just... people maintaining a presence on the network for the sole purpose of siphoning off information of value.
Çok korkutucu. Askeri, savunmayla ilgili, sektörel yüzlerce organizasyon ağları açısından tehlikeli ve sadece değerli bilgi almak için ağdaki varlığını sürdüren bir sürü insan var.
Would we want to have machines that are just like people?
Tıpkı insanlar gibi makineler ister miydik? Ben istemezdim.
The law just gives so many people ways to be mean.
Hukuk, insanlara zorba olmaları için bir çok yöntem veriyor.
Even after my assault, I still go through it sometimes of just self-shame and, you know, all these people are right, what they're saying about me.
Yaşadığım saldırıdan sonra bile ara sıra hâlâ kendimden utandığım ve insanların hakkımda söylediklerine hak verdiğim oluyor.
A lot people would just say things, like... calling me a liar.
Birçok kişi yalancı olduğumu söylüyordu.
I would've just liked to get the attention of a few people so that way something could have been done with it.
Sadece birkaç kişinin dikkatini çekmek istemiştim. Böylece bir adım atılabilecekti.
You already have this wound just ripped clean open and you're vulnerable and you're going through a really hard time, and to have all these people attacking you on top of it, it almost makes the bullying seem more extreme.
Zaten tamamen açılmış bir yaran var ve korunmasız bir halde çok zor bir süreçten geçiyorsun. Üstüne bir de bu kadar insanın sana saldırması zorbalığın boyutlarını daha da genişletiyor.
And I could just hear this voice because as it went on, it was almost like she was completely intoxicated with this power that she had to... To be so destructive against people.
Sanki sesini duyabiliyordum, çünkü konuşmalarımız sırasında sahip olduğu güç onu tamamen sarhoş etmiş gibiydi bu yüzden insanlara karşı çok tahrip edici olabiliyordu.
Like, people just picked on him and picked on him.
İnsanlar onunla dalga geçip duruyordu.
People would just assume it's a trick.
İnsanlar bunun bir hile olduğunu sanabilir.
Oh, oh, so now I'm not just the killer. Now I can sic Chinese gangsters on people?
Şimdi sadece katil olmadığım gibi bir de Çinli gangsterleri insanların üzerine salabiliyorum, öyle mi?
Let's just hope none of them are Catholics or people who care about the truth.
Dua edin de Katolik ya da doğruya takıntılı olmasınlar.
People fall, and you just let them keep falling.
İnsanlar başarısız oluyor, ama sen bir kere ellerinden tutmuyorsun.
That's part of a Borns Tech cluster bomb that just wiped out all those people you saw in the other images, all those women, children, civilians.
Bu gördüğünüz Borns Tech'in imal ettiği misket bombasıyla katledilen, diğer resimlerde gördüğünüz erkek, kadın ve çocuklar, yani masum siviller.
Why don't you just save your ass and tell these people where Stefan is.
Neden kıçını kurtarıp bu insanlara Stefan'ın nerede olduğunu söylemiyorsun?
Some of us are just the same... Rotten or kind in one reality, rotten or kind in the next, but most people are different, depending on whether they have food in their belly or they're hungry, safe or scared.
Bazılarımız tamamen aynı bir gerçeklikte rezil veya iyi kalpli başka birinde rezil veya iyi kalpli ama çoğunda insanlar karınları tok veya aç güvende veya korkmuş olup olmadıklarına göre farklı oluyorlar.
People don't just come back from the dead.
İnsanlar her istediklerinde hayata dönemezler.
- Just try to be nicer to people.
- Peki. İnsanlara daha iyi davranmaya çalışın.
Sometimes people just need their ass kicked.
Bazen insanlara dersini vermek gerekiyor.
We are just two people who have to work together to stay out of jail.
Sadece hapishaneye girmemek için birlikte çalışan iki kişiyiz.
In a world that just doesn't understand you, but people can change.
Sizi anlamayan bir dünyada ama insanlar değişebilir.
My last boss used my code to hurt people, and I just can't let that happen again.
Son patronum programımı insanlara zarar vermek için kullandı ve bunun bir daha olmasına izin veremem.
But... there must be a lot of people, not just tourists.
Ama pek çok insan olmalı, yalnızca turistler değil.
Uh, WFC promotes equality for all people. Everyone knows affirmative action takes jobs away from qualified men. You know what, why don't we just hold off here on the women's debate lecture thing, and you can tell us more about Leah Marino.
Uh, WFC herkes için eşitliği savunuyor yetenekli adamlardansa olumlu hareket edenler işi alır kadınların haklarıyla ilgili konuşmayı bıraklım da siz bize leah morino hakkında biraz daha bilgi verin ilk günden beri bizim düşmanımız olan bir kadın internette nahoş yorumlar yapar
At least the people online, you know, they're-they're honest, you know. They-they know that I'm not gonna just snap back and be the person that I was before. Okay, um...
onlar eski halime dönemeyeceğimi biliyorlar tamam elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum Hodgins.
People don't just come back from the dead.
İnsanlar istedikleri gibi hayata dönemezler.
It's not just the people who suffer.
Acı çeken yalnız halk değil.
Just remember, it's the animals that need protection from the people.
Unutmayın, hayvanların insanlardan korunmaya ihtiyacı var.
So... so he just... he just... he just ran out of the party, pushing old people aside?
Adam... Adam partiye dalıp, yaşlıları itmeye mi başladı?
I just realized it was time to start putting other people's needs in front of my own.
Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımın önüne koymam gerektiğini fark ettim.
A ton of people hate her just by association.
Binlerce insan sırf karısı olduğu için ondan nefret ediyor.
Dad, sometimes people just cannot ever move on.
Baba, bazen insanların yollarına devam etmeleri için hiçbir yol bulunmaz.
Just bring back the list before Bin-Khalid's people find you.
Bin Halid'in adamları seni bulmadan getir o listeleri.
They said he's okay, he just doesn't feel well and you're on the list of people authorized to go get him.
Onu almaya yetkili kişiler içinde siz de varmışsınız. - Listede miyim?
Listen, Morty, I hate to break it to you, but what people call "love" is just a chemical reaction that compels animals to breed.
Dinle Morty seni üzmek istememe ama insanların aşk dediği sadece kimyasal bir reaksiyon. Bu hayvanların çiftleşmesini sağlıyor.
These aren't just bad people.
Bu insanlar sadece kötü değil.
I'm not just a pretty face people sit on.
İnsanların üstüne oturduğu güzel bir yüzden ibaret değilim sadece.
So, Harriet just sent those people right into a bear cave?
Harriet bu insanları ayı mağarasına mı göndermiş yani?
Look, I-I love those people, too, but you did just admit they can be a little close-minded down there.
O insanları ben de çok seviyorum ama kabul et, biraz eski kafalı olabiliyorlar.
And that act we do is just so his people don't know we're connected.
- Böyle davrandık çünkü arkadaşlarının haberi yok.
- Let's just say : I lost people, once, amongst the trees.
Sadece bir zamanlar ağaçların arasında insanları kaybettim diyelim.
I was just gonna say, if she really is Willa, then we stopped looking for her a long time ago, and we're really horrible people, but...
Diyecektim ki o gerçekten Willa'ysa onu aramayı uzun zaman önce bırakmıştık ve o zaman gerçekten korkunç insanlarız ama...
Every now and then, you just got to face the facts and fire 50 people.
Şimdi veya sonra gerçeklerle yüzleşecek ve 50 kişiyi kovacaktın.
It's just... Now I get why people have children.
İnsanların neden çocuk sahibi olduklarını anlıyorum şimdi.
Rebecca you have lost people too, I know that, but you just got somebody back.
Rebecca. Sen de birilerini kaybettin, bunu biliyorum. Ama bir tanesini geri kazandın.
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people do 54
people are watching 31
people will die 36
people lie 29
people were killed 27
people died 98
people are dying 81
people are scared 36
people get hurt 32
people do 54
people are watching 31
people will die 36
people lie 29
people were killed 27
people died 98