English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / People were killed

People were killed traducir turco

486 traducción paralela
People were killed tonight.
Bu gece insanlar öldürüldü.
Just the other day, the stage was robbed and people were killed.
Daha geçen gün posta arabası soyuldu ve insanlar öldürüldü.
People were killed on both sides.
İki taraftan da insanlar öldü.
Seven people were killed at Evreux junction last Sunday.
Geçen Pazar günü Evreux Kavşağı'nda 7 kişi ölmüş.
And we were also touched by the fact that in February 1934, people were killed.
Anti-Semitizm enine boyuna irdeleniyordu. Unutmayın ki tüm gençliğim anti-Semitizm şiddetinin dorukta olduğu bir ortamda şekillendi.
Seven McCandles people were killed, one crippled, your own brother shot, maybe crippled, maybe even dead, and my grandson kidnapped.
Yedi tane McCandles adamı ölü, bir tanesi sakat, kendi kardeşiniz vuruldu, belki sakat, belki de ölü, ve torunum kaçırıldı.
Over 10 people were killed the authority is alarmed they'll say that we're unable to control the situation
Ama Ying Chuen kerhanesinde çok gürültü çıktı 10 kişiden fazlası öldü, polis alarm verdi! Senin durumu kontrol edemediğin söyleniyor
That four people were killed in Akasava, and probably your friend Forrester as well, because we must assume - that he is dead.
Akasava'da dört kişi öldürüldü, ve muhtemelen dostun Forrester da aynı şekilde, zira öldüğünü varsaymak zorundayız.
[Pierpoint] On the communist side... 1,347,000 people were killed or wounded.
Sihirli sözcüğü söyle, 100 dolar kazan.
Most people were killed by the fierce heat, not burnt or suffocated or poisoned by carbon monoxide.
Çoğu insan şiddetli ısıdan hayatını kaybetti. Yanmadı, boğulmadı ya da karbonmonoksitten zehirlenmedi.
These people were killed.
Bu insanlar öldürüldü.
Two hundred people were killed because something went wrong.
200 kişi, bir şeyler ters gittiği için öldü.
- Five people were killed -
- Beş kişi ölmüştü.
15 people were killed.
15 kişi öldü.
Two people were killed up there, and more along the river.
Orada iki kişi öldürüldü nehir boyunca daha fazlası var.
12 people were killed at Simin Villa.
gümüş köşkte öldürülen bir grup insan.
LAST YEAR, MORE PEOPLE WERE KILLED BY AUTOMOBILE ACCIDENTS, HEART ATTACKS, LUNG CANCER, AND NATURAL CAUSES COMBINED
Geçen sene herhangi bir domatesten daha fazla adam öldürdü.
And people were killed because of him.
Ve insanlar onun yüzünden öldürüldü.
Four people were killed today on the M6... Come on. ... when their car was in collision with a tanker.
Bugün M6 otoyolu üzerinde bir otomobille tankerin... çarpışması sonucu... dört kişi hayatını kaybetti.
When they were fighting the Japanese a lot of people were killed.
Değil mi? Savaş sırasında birçok insan öldü.
The British sent the troops in, several people were killed.
İngiltere birliklerini gönderdi, birçok insan öldürüldü.
Many normal people were killed.
Birçok normal insan öldü.
Today, 18 people were killed and 36 wounded in a fierce gun battle between demonstrators and the national police.
Bugün, hükümet karşıtı göstericilerle polis arasındaki vahşi silahlı çatışmada 18 kişi öldü ve 36 kişi yaralandı.
More than 100,000 people were killed in two single-bomb explosions, which ended the Pacifiic War.
100 binden fazla insan iki bombanın patlamasıyla öldü ve Pasifik'teki savaş sona erdi.
I'm in front of St. Mary's church, where seven people were killed by a bomb- -
Şu sırada yedi kişinin bir bombayla öldürüldüğü St. Mary kilisesinin önündeyim...
three people were killed.
... üç kişi öldü.
This afternoon, we bury some of our people who were killed in battle.
Bu öğleden sonra, savaşta ölen insanlarımızın bir kısmını gömeceğiz.
Well, those people killed and were discovered only years afterwards by accident or belated confession.
Şey, bunlar öldürüldü ve sadece yıllar sonra tesadüfen ya da gecikmiş bir itirafla ortaya çıkarıldılar.
For instance, how it was that people were chosen to live or to be killed.
Mesela, öldürülecek ve yaşayacak insanların nasıl seçildiğini.
The accused who were there and had killed thousands of people didn't remember anything.
Binlerce insanın ölümüyle suçlanan kişi olmasına rağmen hiçbir şey hatırlamıyorlar.
And over the years, Cinnamon, he's probably killed hundreds of unsuspecting people who thought they were escaping to the West. And stolen their money.
Yıllar boyunca, Cinnamon Batı'ya kaçacağını düşünen yüzlerce masum insanı öldürdü ve paralarını da çaldı.
I won't name any names, but they were hateful people, people who were hoping for the cruelest of sentences, who were hoping I'd be killed immediately, who didn't think I should even be allowed to defend myself.
İsim vermeyeceğim ama kin dolu insanlardı. Bu insanlar en acımasız cezaların verilmesi ve derhal öldürülmem için dua ediyorlardı. Yine bu insanlar kendimi savunmaya hakkımın olduğunu bile düşünmüyorlardı.
People had to get used to fighting. There were two ways of seeing things. All over Paris, there were lists of those who had been killed.
Bütün bunlar metroda bir Alman'ı öldüren Albay Fabien Pierre George'un giriştiği o eylemi övdüğümüzden dolayıydı.
They killed six people before they were caught.
Yakalanmadan önce altı kişi öldürmüşlerdi.
And I think there were 12 out of 15 or 16 of the people aboard... were either killed or badly hurt.
Sanırım oradaki 15-16 kişinin 12'si ya öldürülmüş ya da ağır yaralanmış.
These people Roschmann killed they weren't Russians or Poles, they were Germans.
Roschmann'ın öldürdüğü o insanlar... Rus ya da Polonyalı değil, Alman.
There were seven people killed, Higgins.
Yedi insan öldürüldü Higgins.
No one was killed, however, 20 people were overcome by fur.
Hayatını kaybeden olmadı ancak 20 kişi tüylerin altında kaldı.
All the people of Milos were killed.
Milos'taki tüm canlılar öldü.
You see, the people he killed were muggers.
Öldürdüğü bütün insanlar sokak katilleriydi.
But only a few very important people have been detained at the Ministry of Defense... and most of them were killed shortly after interrogation.
Sadece birkaç önemli kişi Savunma Bakanlığı'nda tutuluyordu. Birçoğu da sorgudan hemen sonra öldürüldü.
Over twenty people including the Chief were killed last month.
Şef dahil 20 kişilik birlik, gafil avlanıp geçen ay öldürüldü
Check out how the people of Tianfeng Clan were killed.
Rüzgar ailesinin nasıl öldürüldüğüne bir baksana
[Interpreter] He said that was true German irony, people were being killed, and he had to sing.
Bunun gerçek bir Alman ironisi olduğunu söylüyor. İnsanlar öldürülüyor ve o da şarkı söylemek zorundaymış.
that people were being killed there. They hadn't told us.
Bize söylememişlerdi.
Four people were killed?
- Dört kişi mi öldü?
Saying how glad they were that the boy was killed by Vietnam republic of by the heroic people's army that's sitting on this fucking top of this hill.
Kahraman askerlerin Vietnam'daki kahramanlıklarından delicesine gururlandıklarını söylüyorlardı.
Thousands of people were killed...
Binlerce insan öldürüldü.
The way those poor people sounded when they were being killed.
O masum insanlar öldürülürken hissettikleri gibi...
My father would tell me that when Dillinger was killed... within a matter of two minutes... people were dipping their handkerchiefs in the blood... to get souvenirs.
Babamın anlattığına göre Dillinger kısa bir süre içinde öldürüldüğünde insanlar hatıra olsun diye kanına mendillerini batırıyorlarmış.
Of course then they put them in different camps where... where people were being killed.
Çünkü ben komünistim. Bunu anlamalarını sağlamak için hâlâ mücadele veriyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]