English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Let her speak

Let her speak traducir turco

219 traducción paralela
- Why can't you let her speak. - You mind your own business.
- Neden konuşmasına izin vermiyorsun?
- Let her speak.
- Bırakın konuşsun.
Let her speak for herself.
Bırak kendisi konuşsun.
Let her speak.
Bırak konuşsun.
- Let her speak.
- Konuşmasına izin verin.
Let her speak.
Konuşmasına izin verin.
You let her speak to you like that?
Seninle böyle konuşmasına izin mi vereceksin?
- Let her speak.
- Daha konuşamadık bile.
Let her speak, Chief Hong Since she saw the murderer Let her speak
bırak konuşsun şef Hong madem katili görmüş söylesin işte!
Are you going to let her speak to us like that? - She did!
Böyle konuşmasına izin mi vereceğiz?
Let her speak...
Bırakın konuşsun.
Then let her express herself, come on, let her speak up!
Bırakalım da kendisini ifade etsin, konuşsun o zaman!
Don't let her speak to you.
Onun dokunmasına izin vermeyin.
" If she pertain to life, let her speak too.
Hayata bağlıysa konuşsun da!
I do beseech you, send for the lady and let her speak of me before her father.
Rica ederim, çağırtın bayanı anlatsın beni babasına.
- Well, why don't you just let her speak for herself?
- Pekala neden kendisinin konuşmasına izin vermiyorsun?
- Let her speak.
- Bırak konuşsun.
- Can you let her speak for herself?
Bırak onu konuşsun baba!
- Let her speak for herself.
- Bırak kendi adına konuşsun.
At the least, let me speak to her.
En azından onunla konuşayım.
Let no one speak to her for the rest of the day.
Günün geri kalanında da kimse onunla konuşmasın.
- Yes. Let me speak to her.
Ben de konuşacağım.
- Let her speak!
- Bırakın konuşsun!
Let me speak to her first.
Önce onunla konuşmama izin verin.
I'll let your words speak for themselves.
Bırakalım, kelimeleriniz her şeyi anlatsın.
Well, if you let me speak to my secretary, I'll have her make you out a check.
Sekreterimle konuşmama izin verirseniz, sizin için bir çek hazırlatırım.
Let those who never went to Bavaria dare speak to her of love!
Kolaysa aşktan söz açsınlar ona, Bavyera'ya hiç gitmemiş olanlar.
When they let her go she could not speak.
Serbest bıraktıklarında konuşamıyordu.
Let me speak to her for a minute, darling.
Sevgilim, bir dakika ver onunla konuşayım. Kadınlar bu şeyleri daha iyi anlarlar.
Look, let me speak to her, will you?
Bak, onunla konuşayım, olur mu?
You let me speak to her alone.
Onunla yalnız konuşayım, izin ver.
Let me speak to your Führer. I'll tell him everything he wants to know.
Führer'ine duymak istediği her şeyi söylerim.
Let me speak to her.
Bırak da onunla konuşayım.
Let me speak to her.
Bırak da konuşayım onunla.
Let me be the matchmaker. On behalf of 7th let me speak for her marriage.
İzin verin ben çöpçatan olayım 7inci kardeşle, everilmesi konusunda konuşayım
You wouldn't let anyone else speak.
Siz her şeyi söylüyordunuz, ben de daha fazla dayanamadım.
- Well, let me see. I open the door for her, I pull out the chair, I don't speak with my mouth full and I don't touch her body unless I am asked.
- Dur bakalım... kapıyı onun için açıyorum, sandalyesini çekiyorum, ağzım doluyken konuşmuorum ve istenmedikçe onun vücuduna dokunmuyorum.
Let me speak to her.
Bırak ben konuşuyum.
- Let me speak to her.
- Onunla konuşayım.
You might have let me speak to her.
Onunla konuşmama izin verebilirdin.
I said, you might have let me speak to her.
Onunla konuşmama izin verebilirdin dedim.
Just let me speak to her.
Telefonu ver de onunla konuşayım.
Let me speak to her again...
Tekrar ararsın.
So he called her... and they had a one-minute conversation... and she let him know... she never wanted to speak to him again.
Böylece onu aradı ve kısacık bir konuşma yaptılar ve kız ona onunla tekrar asla konuşmak istemediğini söyledi.
And let no one speak to her.
Ve kimse onunla konuşmayacak.
Either tell us what happened to her or let me speak to your superior!
Ya bize ne olduğunu anlatın ya da amirinizle görüşmeme izin verin!
And let's face it the criminal activity reports speak for themselves.
Kabul etmek gerekir ki, suç faaliyeti raporlarında her şey var.
If you're really in control my wife's body let me speak to her.
Eğer gerçekten karımın vücudunu kontrol ediyorsan onunla konuşmama izin ver.
I've often thought that this is a kind of prison for you... and that if you could speak, you'd ask me to... You'd ask me to let you go.
Her zaman bu durumun senin için bir hapis gibi olduğunu düşündüm ve konuşabilseydin benden benden seni bırakmamı isterdin.
- Let her down! Unless you want to see Mrs. Stanhope's impression of the world's biggest birthday candle... I advise you not to speak again until you're invited to.
- Bayan Stanhope'un dünyanın en büyük doğum günü mumu yorumunu görmek istemiyorsan sana söz verilmeden konuşmamanı öneririm.
I knew I just had to let the material speak for itself.
Her şeyi olduğu gibi konuşmam gerektiğini biliyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]